Highlighter Kalmadı, Radyum Verelim? İngilizlerin Eskiden Güzellik Adına Kullandıkları İşkence Gibi Yöntemler

Güzellik her dönem çaba gerektiriyormuş...Hele de Viktorya döneminde, asillerin arasında parıl parıl parlamak zorunda olan bir kadınsanız işiniz çok daha zor! İşte, İngiliz kadınlarının adeta 'Genç ölelim ama güzel ölelim be!' mottosuyla yola çıktıkları, insana ölümlerden ölüm beğendiren güzellik sırlarını öğrenmeye hazır mısınız?

1. Bizzat kendisi varken düşmana ne hacet... Kadınlar, Viktorya döneminde güzel olacağım diye kendilerini arsenikle yıkıyorlardı.

Bildiğiniz gibi, arsenik oldukça tehlikeli bir zehir ancak o dönemlerde kadınlar ciltlerini beyazlatmak için arsenik banyosu yapmaktan hiç çekinmiyorlardı. Aslında cildin beyazlık seviyesi bir nevi üst sınıfa mensup olduğunuzun canlı kanıtıydı, dışarıda iş yapmadığınız için cildiniz peynir gibi bembeyaz olmalıydı. 

Bu yüzden yeteri kadar beyaz bir cilde sahip olmayanlar, bu durumun üstesinden gelebilmek için özel arsenikli kaplıcalara giderlerdi. Ayrıca dışarı çıkacakları zaman mutlaka şemsiye ile dolaşıp güneş ışınlarından uzak dururlardı. Yaşasın, soluk benizlilik!

2. Beyaz, beyaz, daha da beyaz... Radyum ve kurşunla yapılan güzellik malzemeleriyle siz de süper kahramana dönüşebilirsiniz!

Viktorya döneminde kadınların güzellik anlayışı, mümkün olan en pürüzsüz, beyaz surata ve cilde sahip olmaktan geçiyordu. Bu nedenle kusurlu bir cilde sahip olanlar; losyonlar, yüz boyaları, özel tozlar ve diğer malzemelerle bu kusurları kapatıp kireç gibi bembeyaz hale geliyorlardı.

3. Solgun cilt, kırmızı dudaklar, ince bel... Viktorya döneminde insanlar aşkından değil, güzellik merakından verem oluyordu.

Viktorya döneminde ölümcül bir hastalık olan tüberküloz (verem), çoğunlukla akciğerleri etkileyerek buradaki nodüllerin büyümesine neden oluyor ve sonunda hastayı ölümcül noktaya getirene dek nefes alışverişini etkiliyordu.

Ancak bütün bunlar bir yana, Viktorya döneminde kadınlar tüberkülozun sebep olduğu dış görünüşü çok takdir etmekteydi.

Solgun bir cilt, incecik bir bel, kırmızı dudaklar ve hastalığın etkisiyle kızarmış yanaklara kadınlar gıpta ile bakıyorlardı. Sırf böylesi bir görünüme kavuşabilmek için kasıtlı olarak tüberküloza yakalananların sayısı azımsanamayacak kadar fazlaydı. Anlayacağınız, şarkılarda denildiği gibi insanlar aşkından değil, güzellik merakından verem oluyordu. Şaka gibi gerçekten...

Buraya kadar iyi hoş, sonuçta günümüzde de süreç aynı şekilde işliyor. Sorun, kullandıkları bu malzemelerin kurşun ve radyum gibi şeyler içermesinde...

Gerçi, kurşunun cilde sızdığı vakit şiddetli zehirlenmelere yol açabileceği ya da radyumun radyoaktif olduğu konusunda bilgi sahibi değillerdi. Organik malzemeler de o dönemde revaçta olmadığından, bu tehlikeli kapatıcılar yüzünden kıyıda köşede gizlice Hulk'a falan dönüşen olmuş mudur diye merak etmiyor değiliz hani...

4. Olmaz olsun öyle dudak boyası! Viktorya döneminde kırmızı dudaklı olayım derken zehir üstüne zehir yiyordunuz...

Kırmızı dudaklar, Viktorya döneminde oldukça revaçtaydı. Kadınlar, o dönemlerde şimdiki gibi zibilyon tane ruju kolaylıkla bulamıyordu tabii. Dudaklarına sürdükleri kırmızı boyaları ya kendileri yapmak ya da eczane gibi yerlerden almak zorundaydılar.

Kırmızı dudak boyası yapmak için kullanılan ana madde böceklerden elde edilen karmin adlı renk pigmentiydi.

Karmin, insanlarda alerjik reaksiyona sebep olsa da, pigmentler tek başına ölümcül değildi. Dudak boyaları, böcekleri haşlayıp ezdikleri sırada içine karıştırdıkları amonyak yüzünden zehirli hale geliyordu.

5. Kocaman etekler, anında tutuşuveren kumaşlar... Yanmamak mümkün değil, bu zalim Viktorya döneminde!

Aşırı kabarık etekli elbiseler, Viktorya döneminin en belalı buluşlarından biriydi. Kadınlar, dik merdivenlerden devasa eteklerle inip çıkmaya çalışırken ya kayıp düşüyor ya da etraftaki şömine ve mumlara çarpıyorlardı. Elbiseler kolayca alev alabilen kumaşlardan yapıldığından, sadece dolaşarak evde yangın çıkarabilmek mümkündü. Feridun Düzağaç'ın da dediği gibi alev alev yanıyorlardı, buzları çözülüyordu aşka...

6. İnce belli olayım derken oksijensiz kalan zavallı bünyeler...

'İdeal' bir Viktorya dönemi kadınının kum saatine benzeyen bir figürü vardı. Tabii ki, kadınların tamamı böylesi bi vücut yapısına sahip değildi bu nedenle istenilen bu ideal görüntüye kavuşmak için çeşitli korseler üretilmişti. 

Bu korseler, beli iğne gibi incecik bir hale sokuyordu sokmasına da, bir yandan vücudu öylesine sıkıyordu ki vücutta kalıcı deformasyonlara, nefes darlığına ve hatta boğulmaya bile neden olabiliyordu. Bir anda içimize dolan, hunharca 'Nedeeeen?!?!' diye haykırma isteğiyle boğuşuyoruz şu an...

7. Gözleriniz bir içim su, içimiz yandı doğrusu...

İtüzümü, en zehirli bitkilerden biri olarak biliniyor. Viktorya döneminde, kadınlar bu bitkiyi göz bebeklerini genişletmek için kullanıyordu. İri göz bebeğinin çekiciliklerine çekicilik kattığını düşünen kadınlar, dışarı çıkmadan önce itüzümünden yapılmış göz damlalarını kullanıyorlardı.

8. Açken sen, sen değilsin! Hayatın her köşesine sinsice nüfuz eden arsenik, bu sefer de masum bir atıştırmalık olarak karşımızda...

Yüzde yüz zararsız, hem yüz beyazlatıcı hem de aç karnınızı doyuran muhteşem bir ürünle karşınızdayız. Neyden mi bahsediyoruz? Tabii ki, Viktorya döneminin en sevilen şeyi arsenik ve onu atıştırmalıkla buluşturan harika gofretten! O dönemlerde kadınlar yine, yeni ve yeniden ciltlerini beyazlatmak için bu arsenikli gofretlerden yiyorlardı. Hayır, böyle azar azar arsenik bulanacağınıza komple içip kurtulsaymışsınız keşke...

9. Göze dikkat çekmek önemli... Ama bakışları ön plana çıkarayım derken keşke gözü komple çıkarmaya kalkmasaydınız!

Viktorya döneminin güzellik anlayışına göre gözlere dikkat çekmek oldukça önemliydi. Malum, bir kadını etkileyici yapan şeylerden biri de bakışlarıyla konuşabilmesi... 

O dönemlerde de bu konuya ağırlık verelim ve göz kapaklarımızı güzelleştirelim demişler ve bunun için göz boyaları yapmaya başlamışlar. Ancak bu göz boyaları cıva, kurşun ve antimon oksit içerdiğinden ortaya zehir zemberek bir karışım çıkmış.

Popüler İçerikler

Kılıçlı Yemin Olayında Yeni Gelişme: Teğmenlerden Sonra Komutanlar da Disipline Sevk Edildi
ATM’lerde 200 TL Krizi: Fatih Altaylı’dan 5 Bin Liralık Banknot Önerisi
Bahis Reklam ve Teşvik! Acun Ilıcalı, TV8 ve Exxen Yetkilileri Hakkında Soruşturma Başlatıldı