Hıdırellez Öyküsü Nereden Geliyor? Dört Gözle Beklenen Hıdırellez'in Astrolojik İncelemesini Kaleme Aldık!

Her sene dilek dilemek, resimler çizmek, hayaller kurmak için dört gözle beklenen, baharın müjdecisi, neşesi bol bir gün Hıdırellez. İsminin çıkış öyküsünden yola çıkarak, heyecanlandıran mitiyle astrolojiyi birleştirdiğim bir inceleme kaleme aldım sizler için.

Hıdırellez kelimesinin kökeninin Hızır ve İlyas isimlerinin birleşiminden geldiği rivayet edilir. Hızır ve İlyas bazı mitlerde kardeş, bazı mitlerde de iki yakın arkadaştır. Bu iki isim, ab-ı hayat yani ölümsüzlük suyunu bulabilmek için yola çıkarlar.

srv.onedio.com

Bir gün dinlendikleri bir nehirde, yemek için yanlarında bulunan ölü balığı bu nehre batırıp yıkamak isterler fakat balık canlanır, (bazı rivayetlerde bu nehir bir anda coşar, suyu balığa sıçrar ve balık canlanır.) böylelikle Hızır ve İlyas ölümsüzlük suyunu bulmuş olurlar. Daha sonra yollarını ayırırlar, Hızır karada yani toprakta İlyas ise denizde yani suda yardıma ihtiyacı olanlara yardım etmekle görevlendirilirler. Her senenin 6 Mayıs’ında yine bu nehir kenarında –bazı rivayetlerde de bir gül ağacının altında- buluşarak baharı başlatır ve yardıma ihtiyacı olanlara yardım etmek için tüm gün dolaşırlar.

Eski dönemlerde mevsimler ikiye ayrılmıştır, Yaz ve Kış olarak. 6 Mayıs (Boğa burcu içerisindedir) yazın yani doğanın uyanışının, doğumun temsilcisidir, 8 Kasım ise (Akrep burcu) kışın, ölümün, yeraltının temsilcisidir, doğa uykuya dalar.

O nedenle Boğa – Akrep aksının ölüm ve yeniden doğumla da bağlantısı vardır. Doğa uyanır ve tekrar uyur. Aynı zamanda Hızır ve İlyas’ın insanlara yeryüzünde ve denizde yardımcı olmak üzere ayrılması da yine Boğa – Toprak ve Akrep – Su ile ilişkilendirildiğini düşünebiliriz. Aynı zamanda istek, dilek “olmayan” bir şeyin varlığına sahip olmayı “istemektir.” Arzu, sahip olmak, derinden istek de yine Boğa ve Akrep temalarının içerisinde, burada da bir bağlantı kurulabilir.

Boğa maddi dünya ile ilişkilidir, madde olarak sahip olduklarımızı anlatır, Venüs yönetimindedir, para, ev, araba, mal mülk gibi dünyevi istekler, hazlar, aynı zamanda aşk, sevgi, sahip olmak yine Boğa temalarıdır.

Akrep ise manevi tatmin, yani ruhu daha fazla temsil eder, bir olmaktır, paylaşmaktır, eşle ortak olmaktır, ruhen tatmin olmaktır. Hıdırellez’in Boğa burcunda gerçekleşip bu maddi – manevi tatmin kapısını açtığını, yine paylaşmakla ilgili olan Akrep temasını da içinde barındırdığını düşünüyorum.

Bu nedenle de Hıdırellez günlerinde yalnızca kendimizi düşünmek değil de yardımda bulunmak, paylaşmak etkiyi biraz daha artırabilir :)

Zira Hızır’ın o gün insanlara çeşitli şekillerde göründüğü, bazılarından yardım istediği de rivayetler arasında, o nedenle o gün isteklerin geri çevrilmemesi gerektiğine inanılır, yine alma verme dengesini vurgulamakta bu rivayet.

Hıdırellez ritüelleri kültürden kültüre değişiklik gösteriyor, bizde de öyle bir kafa karışıklığı mevcut haliyle :)

Toprak ve su bağlantısı burada da göze çarpıyor, bir gül ağacına (toprak) dilekleri resmederek asmak, çizmek, daha sonra da bunu denize (suya) atmak yine bu ikisi arasındaki bağlantının göstergesi. Resmetmenin de yine Boğa’nın Venüs yönetiminde olmasıyla bağlantısı olabilir, zira Venüs sanatın da temsilcisidir. Aynı zamanda mitolojik öykülerin hepsinin bir sembolle tasvir edilmesi de yine sembolizm yani resim algısını güçlendirmekte.

Ateş üzerinden atlama geleneği de yine ölüm ve yeniden doğumla ilişkilendirilebilir, Akrep’in yöneticisi Mars aynı zamanda Koç burcunun da temsilcisidir ve ateşle bağlantısı var, aynı zamanda ateş canlılık, yaşam, hayatla da oldukça bağlantılı.

Tabii biz bu dönemde çıkıp deniz kenarlarına dileğimizi atamayacağız ya da gül ağacı bulamayacağız, ateş yakıp bahçemizde atlamak da pek mümkün değil gibi :) O sebeple burada da önemli olan niyettir demek geldi içimden :))

Sümer inançlarından Yahudi efsanelerine, Yunan mitolojisinden Pagan kültürüne kadar ne kadar farklılaşsa da mitolojik olarak varlığını sürdüren bir öykü Hıdırellez öyküsü.

Tüm kültürlerde de büyük bir inanç ve olumlu bir enerjinin yayıldığı güzel bir gün, inanıp inanmamak elbette birey iradesinde ancak olumlu enerji seviyesi yüksek zamanları değerlendirmek ve o akışa kendimizi bırakmanın da bir zararı yok :) En azından 1 günlüğüne bilinçli olarak iyilik yapmanın, bir şeylerin gerçek olabileceğine inanmanın verdiği “haz”, baharın gelişine sevinmek ve bunu neşeyle karşılamak da güzel bir yerde.

Kim ne derse desin ismi bile heyecanlandırıyor insanı, baharın kokusunu sanki burnumuza getiriyor Hıdırellez🌹

Hepimizin hayrına olan, başkalarının iradesine karışmadan :) kendimiz ve insanlar için dilediğimiz güzel dileklerimizin gerçek olmasını dilerim.

@zeynepanlatsin

Popüler İçerikler

Bahis Reklam ve Teşvik! Acun Ilıcalı, TV8 ve Exxen Yetkilileri Hakkında Soruşturma Başlatıldı
"Bir Evim Varsa Onun Sayesinde": Hakan Meriçliler'den Vural Çelik Tartışmasında Gülse Birsel'e Büyük Destek!
RTÜK Başkanı'ndan Gündüz Kuşağı Programlarına Son İkaz: "Toptan Yok Ederiz!"