Hiçbiriyle tanışmamanız dileğiyle...Çabalasan da fayda etmez, zaten bir daha eskisi gibi olmaz. Ne kadar seviyorsan o kadar yıkılırsın.Sen değil de bir şekilde senin sağladığın şartlar seviliyormuş meğer, ne acı. Uzaklaşırsın evet ama işin kötü yanı sen onları sevmişsindir.Şartlar el vermez, söylemek istediklerini istesen de söyleyemezsin. İçinde biriktikçe çaresizliğin artar.Bir türlü olduramadığını ve yapamayacağını hissedip yenilgiyi kabullenmek ve hayatına önceden kurduğun hayallerin olmadan devam etmek koyar insana.Belki bir sarılış her şeye iyi gelecek ama uzaktasın ve en fazla yapabildiğin telefonu kullanmak. Ağladığını duyarsın, her gözyaşı damlasına içinden bir şeyler kopar.En çok kendi şehrinde okumayan taze öğrenciler bilir bunu...O gözünün önünde eriyip gitmeye başlıyor ve elinden hiçbir şey gelmiyor. Doğru düzgün moral bile veremezsin çünkü sen de moral olarak diptesin.Gerçeği bilirsin ve için kan ağlaya ağlaya yalana inanmış gibi yaparsın. Başkalarına olan güvenini de derinden sarsar bu durum, daha soğuk birine dönüştürür insanı.Senin hayatta güçlü olmanı sağlayan o dev insan karşında en güçsüz anında, yumruk oturur boğazına. Hiçbir şey çıkmaz, çıkamaz ağzından.İçin yanar, gerçeği değiştirmek istersin ama hayat ne yazık ki onsuz devam edecektir. Bu yaşadığının bir şaka olduğuna inandırmak istersin kendini, sanki her an odadan içeri girecekmiş gibi.Ağızdan çıkan bir söz, yapılan ve pişman olunan bir hareket, kalp kırmaların geri dönüşü pek olmuyor.İşsizlik, salgın, kur farkı, artan şiddet olayları, ardı arkası kesilmeyen felaketler... Hiçbirinin sebebi sen değilsin ama her birinden ayrı ayrı fazlasıyla etkileniyorsun. Ne diyelim, belki bir gün...
çocukluğumun özeti
hiçbir zaman anlaşılmadın an....