Eminim çevrenizde romantik komedi türüne tamamıyla karşı olan arkadaşlarınız vardır. Belki de bu kişi sizsiniz. Türün o kadar da bayağı olmadığını göstermek istercesine çekilmiş 12 filmi sizler için bir araya getirdik.
Eminim çevrenizde romantik komedi türüne tamamıyla karşı olan arkadaşlarınız vardır. Belki de bu kişi sizsiniz. Türün o kadar da bayağı olmadığını göstermek istercesine çekilmiş 12 filmi sizler için bir araya getirdik.
Dan Ashburn (Carrel) yalnız bir baba ve yazılarında sorunları olanlara öğüt veren ünlü bir köşe yazarıdır. Bir aile toplantısında tanıştığı Beth'e (Binoche) aşık olur. Beth güzel, zarif ve eğlencelidir ancak ortada bir sorun vardır: Beth Dan'in erkek kardeşinin kız arkadaşıdır! Bu durumda acaba Dan okurlarına verdiği öğütleri kendisine uygulayabilecek midir?
Mary, Baltimore'da bir Hristiyan lisesine giden dinine bağlı bir kızdır. En yakın arkadaşı Hilary Faye ve erkek arkadaşı Dean de onun gibi dinine önem veren öğrencilerdir. Her şey yolunda giderken bir gün Mary, Dean'in eşcinsel olabileceği fikrine kapılır. Bir gün havuzda Hz. İsa'nın suretini gören Mary, Dean'i normale döndürmek için bekaretini vermeyi dahi göze alacak kadar kendinden geçer. Ama hiçbiri Dean'e fayda etmeyecektir.
Kusursuz eşi yaratmak mümkün olsaydı ve onu yanlışlıkla yaratıverseydiniz ne olurdu? Little Miss Sunshine / Küçük Gün Işığım filminin yönetmen çiftinden aşk ve ilişkiler üzerine şirin, olanaksız, acı-tatlı, hayalle gerçeğin karıştığı bir film geliyor. Bu yılın en merakla beklenen bağımsız filmlerinden Hayalimdeki Aşk'ın senaryo yazarı, başrolü de gerçek hayattaki sevgilisi Paul Dano ile paylaşan Zoe Kazan. Aşkta aradığını bulamayan roman yazarı Calvin, ikinci romanına ilham versin diye rüyalarının kadını Ruby'yi yaratır.
Mike Mills, otobiyografik öğeler taşıyan filminde, babasıyla sürprizli ilişkisini gayet içten bir şekilde anlatıyor. Beginners, yıllar süren evliliğinden sonra, karısının ölümü üzerine eşcinsel olduğunu açıklayan 75 yaşında bir baba ve oğlu arasındaki ilişkiyi ve içten sevgiyi anlatan 'harikulade yaratıcı bir komedi'. Mike Mills'in 2005 yapımı ilk filmi Başparmak İstanbul Film Festivali'nde gösterildiğinde büyük ilgi toplamıştı.
Hayatı istediği gitmeyen ve olumsuzluklar yüzünden depresyona girmiş olan Craig isimli genç, tüm çabalara rağmen bundan kurtulamaz ve sonunda yetişkin insanların bulunduğu bir psikiyatri kliniğinde yardım almaya başlar. Burada, her şeye yeni bir başlangıç yapacağını düşünen genç adamın, ortamdaki ilginç ve eğlenceli tiplerle tanışınca düşünceleri değişecektir...
Film, 14 Yaşındaki Duncan’ın (Lian James) annesi Pam (Toni Collette), onun erkek arkadaşı Trent (Steve Carell) ve kızı Steph (Zoe Levin) ile birlikte çıktığı çılgın yaz tatilini konu alıyor. Ortama uyum sağlamakta zorlanan Duncan, Water Wizz su parkının yöneticisi, oldukça sosyal biri olan Owen (Sam Rockwell) ile arkadaş olur. Owen’in oldukça eğlenceli mizacı ile birlikte Owen yavaş yavaş açılmaya başlayıp mükemmel bir yaz tatili geçirecektir.
Lars Lindstrom, aşırı derecede utangaç, Amerika’nın kuzeydeki kasabalarından birinde yalnız yaşayan genç adamdır. Bir gün komşusu olduğu baldızını şaşırtarak evine hayallerindeki kız getirir. Asıl sorun ise kızın gerçek olmamasıdır. Lars internetten yetişkin boyutunda bir seks bebeği sipariş etmiştir ancak aklında kirli bir düşünce yoktur. Lars bu canlı olmayan sevgilisine gönülden bağlanmıştır.
Akrabaları onun için endişelenirken, tedavi sürecinde tüm kasaba haklı bu iyi niyetli gence ve gerçek olmayan kız arkadaşına iyi davranacak onlarla vakit geçireceklerdir.
Bryce ve Julie ikinci sınıfta tanışmıştır. Küçük Juli, Bryce'ın hayatına girmesi ile ilk aşkını da tatmış olur. Ancak durum Bryce için aynı değildir. Kızlardan korkan, utangaç ve sıkılgan Bryce, her ne kadar Juli'yi kaybetmek istemese de, kızın ısrarı ve 'hayır' cevabını kabul etmemesi canını sıkmaktadır.
Aradan geçen altı yıl boyunca Juli ve Bryce için işler daha da zorlaşır. Karşı evlerde oturan ve aynı okula devam eden Julie ve Bryce artık ergenlik çağına girmişlerdir. Zaman zaman birbirlerinden uzaklaşsalar da, aralarında hala bir bağ vardır.
New England’ın kıyı kasabalarının birinde 1960’lı yıllarda geçen filmde izci bir çocuk, ailesinden bunalan bir kıza aşık olur. İkili sıkıcı yaşamlarından uzaklaşıp, doğayla iç içe yaşamak için yola çıkarken, tüm kasaba seferber olacak ayrıca izciler de peşlerine düşecektir.
21 yaşında basan Tim Lake (Domhnall Gleeson), zamanda yolculuk edebildiğini öğrenir. Başka bir başarısız yeni yıl partisinin ardından, babası Tim’e ailelerindeki tüm erkeklerin zamanda seyahat edebilme yeteneğine sahip olduğunu söyler.
Tim, geçmişindeki hataları ve utanç verici anılarını düzeltmek için yeteneğini kullanmaya başlar. Bir süre sonra avukat olabilmek için Cornwall’dan Londra’ya taşınan Tim orada güzel ancak kendine güvensiz bir kız olan Mary (Rachel McAdams) ile tanışır. Sonra tekrar ve tekrar tanışır taa ki kalbini kazanana dek.
Risk altındaki gençler için koruyucu bir bakıcı tesisinde çalışan genç danışman Grace (Brie Larson), çocuklar için elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışan, sıklıkla en kötü durumlarla karşılaşıp çözümler üretmeye çalışan biridir. Grace’nin çocuklarla sıkı bağlar kurmaya çalıştığı bu hayatı, kendi geçmişinden bazı bağlantılar da içermektedir. İşine ve çocuklara olan tutkusu bir süre sonra kendisiyle aynı iş yerinde çalışan uzun süreli sevgilisi Mason (John Gallagher Jr.) ile zor zamanlar yaşamalarına neden olacaktır.
Fransız yüksek lisans öğrencisi Celine (Julie Delpy) ile Amerikalı Jesse (Ethan Hawke), Budapeşte - Viyana treninde bir çiftin kavgası ile tesadüfen tanışırlar. Jesse, Celine'e, ertesi gün uçağa bineceğini ancak parası olmadığından sabaha kadar Viyana caddelerinde dolaşacağını söyler ve Celine'in kendisine eşlik etmesini ister. Viyana'da trenden inerler ve 14 saat boyunca hayatlarını derinden etkileyecek bir beraberliğe adım atarlar.
Filmlerin hikayeleri, filmlobisi.com sitesinden alıntıdır.