Nasıl yani? Kelebek mi yemiş, dişinde nasıl kelebek kalabilir ki birinin?
Bugünlerde birini neden seviyorsun?
Tam senin düşündüklerini söylediği için mi?
Yoksa senin düşünemediklerini sana sunduğu için mi?
Instagram takipçi sayısına göre sever misin mesela?
Dış görüntüsüne göre mi sevilir insanlar? Neler düşündün?
Saçlarında boya yok diye seviyorum.
Latin R&B müziğinin içine Flamenko serpiyor diye aşırı seviyorum!
*
2005 yılında Flamenko öğrenip, dans edip, hayatıma dahil ederken biraz sert öğretildiğini fark ediyorum bugünden geriye bakınca… Ne demek yani? “Ya Flamenko ya hiç” demişler bana öğretirken. “Bir şeyi korumak için böyle sert mi olmak lazım?” diye düşünüyor bugünkü ben.
Caz, klasik müzik ya da pop ile füzyona uğradığında morali bozulan Flamenkocular izleyerek büyümüştüm.
Sonra Rosalía’ya rastladım.
Modern dans ekibiyle resmen Flamenko yapıyordu.
Şahsi Flamenko tarihim için 2005’ten beri sözlerine bayıldığım rumbaları, tangosları elektronik bileşenlerle sunuyordu. İçim kaynadı.
“Di mi nombre” şarkısının Rosalía yorumunu şimdi de bir yirmi kez daha dinlerim!
Antonio Banderas’ın önünde şarkı söylerken heyecanlanıp şarkı sözlerini unuttuğu için de seviyorum ayrıca.
Büyük bir konserinde kendisine elden ele uzatılan çikolatalı şekerlemeyi sahnede açıp yediği için de sevdim gitti!
*
Peki, dişindeki kelebeğe ne oldu Rosalía’nın?
O mu? Sadece diş aksesuarı, diş mücevheriymiş! Bu diş aksesuarı kültürünün adı da “grillz”miş.
Denemeyeceğim, kendimde hiç hoşlanmayacağım bir şeye tanık olarak, yargılamadan izleme halini de eklersem sevgi dosyam hazır.
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio