Onlar her yaz gördüğümüz dünya insanları. Özellikle tatil yörelerinde ve festivallerde denk geldiğimiz bağımsız turistler. Felsefesi barış ve doğa üzerine kurulmuş bu hippi akımını sevmiyoruz dersek yalan olur. Ancak kendilerinin kalıplamış yaşam tarzlarını da buraya yazmadan edemeyeceğiz. Eğer siz de bir hippi olmak istiyorsanız aşağıda yazdığımız 13 adımı takip etmeniz yeterli olacaktır. Peace!
Kesinlikle RayBan ya da kenarı taşlı Dior gözlük takıp ortamlara karışayım demeyin. Sizi buldukları yerde doğaya karıştırırlar. Maksimum 15 TL vererek her biri birbirinden yuvarlak hippi gözlükleri edinebilirsiniz.
Gitar çalmayı biliyorsanız yüksek rütbeden hippilik müessesesine giriş yapabilirsiniz. Eğer öğrenme aşamasındaysanız Düş Sokağı Sakinleri'nin çok güzel şarkıları var, oradan başlayın. Hüzün kovan kuşundan girin, sevdan bir ateş oldudan çıkın.
Bakımlı olmak hippilik müessesesine kesinlikle aykırı. Bu yüzden tırnaklarınıza renkli oje sürerseniz daha kolay uyum sağlayabilirsiniz. Renklerin uyumu falan önemli değil, sallayın herhangi bir renk. Ha derseniz ki hiç oje sürmeyeceğim, o zaman mutlaka daha da bakımsız, içi kirli tırnaklara sahip olmasınız. Ki bu daha hora geçer.
Evet, bu bir özgürlük çağrısı, bu bir sananecilik... Bu eylemi iş teknik dersi gibi düşünebilirsiniz. Hem bir ders gibi hem de değil gibi. Gerçekten de vaktinizi doldurmanız için oluşturulmuş bir faaliyet. Siz içinizden geldiği gibi boyayın, 'Ne anlama geliyor?' diye soran olursa 'Dünya barışı imgelemi' dersiniz.
Çünkü diğerleri de sistemin bir parçası, bunu unutmayın. En güzeli size benzeyen kişilerle vakit geçirmek. Zaten birbirinizi en az 2 km öteden tanıyacaksınızdır.
Festivallerde size çok ihtiyaç duyarlar. Herkes bi yerlerde oturup sohbet ederken siz aniden malzemelerinizi çıkartıp şovunuzu yapın. Sonra herkes sizi alkışlasın, yerinize oturun. Baktınız yine sohbet ediyorlar, kalkıp yine şova başlarsınız.
Bu araç sizin kimlik kartınız olacak. Uzaktan görenler 'Aaa bak Ahmet geliyor' diyecekler. O yüzden kişiliğinizin renklerini arabanıza da yansıtmak zorundasınız. Zaten en fazla bakkala kadar gidip gelebilen bir araç olacağı için çok masraf etmenize gerek yok. Resim dersi iyi olan bir arkadaşınıza da söyleyin arabaya çiçek çizsin.
'Hayat ne kadar da güzel bamboleyooo' tarzı bir ifade dans ederken suratınıza çok yakışacaktır. SGK primleriniz, emeklilik gün sayınız, ödenmemiş elektrik faturanız gibi detaylar sizin hiç umrunuzda olmasın. Önemli olan dans, önemli olan özgürlük...
Bir hippinin üniforması, batik uygulaması yapılmış kıyafetleridir. Bunu da iş teknik dersinden hatırlıyor olmanız lazım. İplerle tişörtü bağlayıp kumaş boyalı kaynar suya atıp çıkartacaksınız. Etiketini de sökün isterseniz, Mango, Zara falan yazmasın.
İşte sizin doğal yaşam ortamınız: Festivaller. Çadırınız varsa onu da alın, yoksa yancılık yapıp başkasının çadırında yatarsınız. Zaten bi saatten sonra kim kimin çadırında belli olmayacağı için siz de araya kaynar gidersiniz.
Asla gerçekten fakir olduğunuzu belli etmemelisiniz. Sevgi ve barış ön planda olacak, bakın bu çok önemli. Bu yüzden parayı falan sallayın gitsin. Sistem diyin, kapitalizm diyin ama asla 'Abi 50 lira borç versene' demeyin.
Saçınıza kati suretle şampuan değmemeli. Zaten bir süre sonra saç 'Sıçarım böyle düzene' diyip kendini bırakıyor. Özellikle güneşten renk değiştirmiş dolaş dolaş saçlarla çok büyük sükse yapacağınızdan şüpheniz olmasın.
Her hippinin feyz aldığı bir bilgesi vardır. Bütün yaşlı hippilerin kontenjanı sizin için uygun olmayabilir. O yüzden varsa mahallenizde yaşlı bir amcayı bu iş için ikna edebilirsiniz. Kendisi de bir süre sonra bu ilgiden oldukça memnun kalacaktır.
Sadece editörü eleştirmek için üye oldum. Listelediğiniz maddelerden daha önce böyle bir ortam içinde bulunmadığınız anlaşılıyor. Hippiliğin felsefesi, en kısa şekilde tanımlayacak olursak; dünyanın tüm bitkilere, hayvanlara ve insanlara ait olduğunu savunan barışçıl ve apolitik yani siyasi bir amacı olmayan ve özünde siyaset barındırmayan bir kültürdür. Ülkede bok atacak bunca insan varken bu güzel insanları aşağılamak doğadan uzaklaşıp klavyesi başında oturan sinirli insanlar arasından ne size ne de başkasına düşüyor. Başkalarını eğlendirmek için koskoca bir kültürü aşağılamak şarlatanlıktır. Daha önceki yazılarınızı da okudum ve boş biri olmadığınızı düşünmüştüm fakat farklı olduğu için en barışçıl ve hümanist akımlardan birini bile ötekileştiren biri olduğunuz anlaşılıyor. Bu yazıyı yazmamak sizden hiçbir şey eksiltmezdi ama yazmak çok şey götürdü. Yorum yapan arkadaşların da biraz daha araştırmacı ve saygılı olmalarını bekliyorum.
valla sizi bilmemde bana ailem insanların dış görünüşü ile dalga geçmemeyi öğretti sayın Editör
Bu galeriyi yapan zeka yoksunu sayın sıradan insan, :) .