Filmlerde kostümlere aşırı para harcanıyor ama seyircilerin gözünden kaçan çok şey var...
Filmlerde kostümlere aşırı para harcanıyor ama seyircilerin gözünden kaçan çok şey var...
Sharon Stone tarafından canlandırılan Catherine Tramell herkesi baştan çıkarmayı başarıyor. Kostüm tasarımcıları kıyafetlerinin nötr renklere sahip olmasını istediler ve ona açık saçık elbiseler vermediler. Filmin başında kendisi bej renkli bir hırka giyiyor. Daha sonrasında sorgulama sahnesinde ikonik beyaz elbiseyi görüyoruz. Açık renk giydiği için seyirciler Catherine'nin basit olmadığını anlıyor, o kıyafetleri kendi lehine nasıl kullanacağını bilen bir manipülatör...
Casus temalı bu film 80'ler sonu Almanya'sı havasına sahip ve bu havada rol oynayan en büyük etken kıyafetler diyebiliriz. Cindy Evans filmin esinlendiği siyah beyaz çizgi romanı ve eski fotoğrafları araştırarak bu eski dönemin havasını vermeye çalışmış. Bu nedenle filmin ana karakteri, diğer karakterlerden farklı olarak film boyunca siyah beyaz kıyafetler giyiyor. Bu arada ana karakter film boyunca Max Mara, Dior, Yves Saint Laurent ve John Galliano gibi lüks ve pahalı markalar giyiyor.
Collen Atwood zamansız ve şık bir dünya yaratmak için klasik ve modern modayı birleştirmeyi tercih etmiş. Bu nedenle filmde dikkat çeken renkler yerine, nötr renkler ve zarif parçalar kullanılmış. Ana karakterin zarif kıyafetlerinde kullanılan kırmızı kurdele, ruj ve eldiven gibi detaylar onun gizemli bir kadın olduğunu belli ediyor.
Filmin en önemli karakterlerinden birini canlandıran Salma Hayek'in kıyafetleri ilgiyi hak ediyor... Filmin başlangıcında karakterin karanlık düşüncelerini yansıtan koyu renkli giysiler kullanılmıştır. Karakter uzun zamandır istediği oğluna sahip olduktan sonra siyah ve kırmızı bir elbise giyer, bu elbise kraliçenin içindeki mutluluğu ifade eder. Filmde kullanılan bu elbiseyi dikmek için 18. yüzyıldan kalan orijinal nakışlar ve danteller kullanılmış.
Tasarımcı Myers, Addams ailesindeki kişilerin aristokratlara benzemesi gerektiğine karar vermiş. Bu nedenle filmde, anne karakteri günde 3 kez kıyafet değiştiriyor. Sabahları basit ve sade bir elbise giyen Morticia Addams, gün sonunda abartılı kıyafetler giymeyi tercih ediyor.
Filmdeki karakteri daha iyi anlamak için 4 kombinine bakabiliriz: ilki bodycon bir elbise ve diz boyu çizme, diğeri siyah bir kokteyl elbisesi, puantiyeli bir elbise ve son olarak elegant beyaz bir kombin... Bu kombinler karakterin 'az çoktur' prensibiyle geliştiğini anlamamamıza yardımcı oluyor.
Scorsese'in en iyi filmlerinden biri olan bu filmde kıyafetler oldukça önemli bir rol oynuyor diyebiliriz. Hatta filmdeki kıyafetler için 1 milyon dolar harcanmış... En zor kısım ise Sharon Stone’un gardırobunu yaratmakmış.. Lüksü ve ihtişamı gerçekten seven bir karakteri canlandırdığı için film boyunca karakterinin sosyal gelişimini gösteren 40 farklı kıyafet giyiyor.
Film 15 yıl sürecinde yaşanan olayları gösterdiği için dönemlere uygun kostümleri yaratmak oldukça zor olmuş. Tasarımcı Plunkett ilk olarak tarihi materyalleri incelemiş ve kumaşları olduğundan daha eski göstermek istemiş. Kendisi iğne yerine diken kullanmayı öğrenmiş ve Mammy'nin dikmesi gereken yeşil elbise aslında perdeymiş.
Bu filmde erkekler; geniş omuzlu ceketler, ipek tişörtler, kısa kravatlar ve geniş şapkalar giyiyor. Bu kıyafetler, kötü adamların 40'lı yıllarda giydiği kıyafetler ile tamamen aynıdır. Tarihsel olarak doğru kıyafetler yaratmak için Mary Zophres derinlemesine araştırma yapmış.. Emma Stone, filmde parlak bir nokta. Sahnelerden birinde parlak kırmızı bir elbise giyiyor. Elbisenin ve Emma Stone'nun görünüşü efsanevi Rita Hayworth'ün bir elbisesinden ilham almış. Rita Hayworth 40'lı yıllardaki ihtişamın sembolü diyebiliriz...
James Bond filmlerinde çalışan kostüm tasarımcıları önce senaryoyu okur, ardından moda üzerine araştırma yapar ve yönetmenle tartışırdı. Bu sayede kıyafetler hem modaya uygun hem de karakterlerin doğasına uygun olarak seçiliyor. Elektra King'in ikonik kırmızı elbisesi öfkesini sembolize ediyor ve ipek şalı yüksek sosyal statüsünü gösteriyor. Kırmızı renk, onun sadece güzel bir kadın olduğunu, tehlikeli bir düşman olmadığı algısını yaratır. Bu mükemmel elbise tamamen elle yapılmış...
Yönetmen, karakterlerin duygularına odaklanmak ve çevrelerindeki dünyanın değişimini göstermemek istemiş. Bu yüzden ekranda gördüğümüz tüm değişim, ana karakterlerin giyimiyle ilgili. Su’nun elbiseleri yavaş yavaş onun ruh halini iletmeye başlıyor ve Chow, aşkının tarzına uyum sağlar. Su ile kıyafetleri arasında bir kimya var diyebiliriz...
Leterrier, Coco'nun tarzını yeniden yaratmak için fotoğraf arşivlerini araştırmış, müzelere gitmiş ve bit pazarlarında gerekli olan kumaşları aramış. Bu sayede izleyiciler Coco'nun gençken nasıl giyindiğini öğreniyor. Genç Coco hem yetenekli, hem de görkemli, ancak fakir. Kendisinin toplum kurallarına uymadığını kıyafetleri ile görebilmek mümkün. Diğer karakterler kadınsı görünürken, Coco erkek kıyafetleri tarzında büyük bedenli parçalar giyiyor. Audrey Tatou'nun mükemmel oyunculuğu sayesinde bu çirkin kıyafetler bile mükemmel gözüküyor...
Filmin ana konusu Baby'nin büyümesi denilebilir. Karatkerin utangaç bir kızdan kendine güvenen genç bir kadına dönüşümü film boyunca danslar ve kıyafetler ile anlatılır. Kostüm tasarımcısı, 60'ların asi modasından kıyafetler yaratmak için oldukça araştırma yapmış. Filmin son dansında Johnny'nin siyah bir deri ceket giydiğini görürüz, bu onun kötü biri olduğunu ifade eder. Baby de açık pembe bir elbise giyer, bu onun masumiyetini ifade eder...
Bu filmdeki kostümler sadece karakterlerin daha iyi görünmesini sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda mesajı iletiyor. Karakterlerin gerçek dünyadaki kıyafetlerini düşünün. Matrix'te istedikleri kıyafetleri giyebilirlerdi. Kym Barrett Trinity'nin kıyafetlerinde PVC kullanmayı tercih etmiş çünkü karakter ile çok uyumluymuş ve ucuzmuş... Ayrıca Trinity'nin kıyafetlerinin açık saçık olmaması onun tipik bir sevgili olmadığını, aynı zamanda önemli bir görevde yer alan bir savaşçı olduğunu ifade ediyormuş.