Saçıyla oynamadan duramayan, bir kestiren bir uzatan, bir fönleyen bir boyatan insanların psikolojisini masaya yatırma vakti.
Saçıyla oynamadan duramayan, bir kestiren bir uzatan, bir fönleyen bir boyatan insanların psikolojisini masaya yatırma vakti.
Uzun saçları kısacık kestirmek, koyu saçları sarıya boyatmak, birden rasta yaptırmaya karar vermek vs.
Git gide kısalan ve rengi açılan Jennifer Lawrence saçı. Doğanın akışına isyan niteliğinde bir sanat gösterisi adeta.
Daha çok kadınların içinde olduğu bu duruma, Anglo-sakson argosunda 'hair chameleon' yani 'saç bukalemunu' derler. Onlar sürekli saç stillerini değiştirir, ondan da kısa süre içinde vazgeçerler.
Biz buraya hep ünlü fotoğrafları koyduk ama siz anladınız işte. Hepimizin hayatında vardır böyleleri. Bu arada saçlar ve Katy Perry'leri...
Böyle hisler pik noktasına ulaştığında arınmayı saçlarımızla oynayarak yapmaya çabalıyor olabiliriz. Ama o kadar basit değil tabii.
Zira saçlarımız 'kontrol edebildiğimiz' şeyler. Hayatımızdaki geçiş dönemlerindeki onca belirsizliğin, kontrolümüz dışında gelişen bilumum şeyin arasında saçlarımıza kesin olarak hükmetmek bir nebze olsa da iyi hissettirebiliyor.
Evet arayış. Hayatımızda, olağandan farklı olarak yeni bir şeyler istemek. Modacı Jason Low'a göre de, sürekli saçını değiştiren insanlar bir arayışın içinde. Saçları değiştirmek de bu arayışa, bu boşluğu doldurmaya bir nebze de olsa çare olarak görülüyor.
Yani mevcut ruh halini saçları yoluyla dışa vuran biri olma ihtimali de var. Ama bunu diğer ihtimallerden ayıran şeyin belirsizliği, işleri biraz zorlaştırıyor.
Ne mutlu, değişmeyen tek şeyin değişim olduğuna inananlara...
nerde o günler 2002 dünya kupası ümit davala costa rica maçı öncesi saç stilini değiştirdi. o günden sonra ülke ne badireler atlattı
Çünkü ikizler burcu :P
Saçların değişmiş gülüşün aynı. :p