Twitter'ı henüz X olmadığı, mavi tiklilerin sırf para kazanmak uğruna saçmalamadığı o güzel zamanlar... Herkesin aklından geçenleri bir tweet ile anlatabiliyorlardı insanlar. Biraz o yıllara ışınlanmak hepimize iyi gelecek.
Twitter'ı henüz X olmadığı, mavi tiklilerin sırf para kazanmak uğruna saçmalamadığı o güzel zamanlar... Herkesin aklından geçenleri bir tweet ile anlatabiliyorlardı insanlar. Biraz o yıllara ışınlanmak hepimize iyi gelecek.
Adana'nın içinde geçtiği her tweet niyeyse komik oluyor. Güneşe ateş edenlere biraz daha toleranslı mı davransak acaba ne dersiniz?
İngilizce bilmeden İngilizce konuşmaya çalışanlar burada mı acaba? Haydi yavaşça el kaldırıyoruz!
Zeytinli poğaçayı çok seviyoruz ama içindeki zeytinin miktarı biraz sıkıntılı sanki? Ne var sanki az daha zeytin koysanız içine.
Bizdeki yerel tatlara bağımlılık şaka mı?
İngilizce klavyenin, insanları Yabancı Damat Eleni halaya dönüştürdüğü o anlar...
Kanguruların, Ankara'yı işgal edeceğini düşünmeden duramıyorduk. Gerçekten olabilir miydi?
Duşun ilk 5 dakikası bu lanet uğraşla geçiyor. Suya ayar çekerken çekilen çilenin de haddi hesabı yok tabii.
Hollywood gülüşüne sahip olmayı o kadar kolay mı sandınız? Mehmet Karahanlı bile buna karşı koyamamıştı, hatırlayın!
Biz düz asfalt seviyoruz kardeşim, Arnavut kaldırımınız sizin olsun!
Okuldan dönmüşsün, annen ekmek arası peynir domates yapmış. Televizyonda en sevdiğin çizgi film var. Tekrar o günlerdeki gibi hissedebilecek miyiz gerçekten?
Kıvırcık Ali, Isırgan Otu hepsinden iyiydi, kabul edin!
Ah bir de o vesikalık fotoğrafa yapılan akıl almaz şoplar. Neyse, artık Seda Sayan gibi bebek yüz filtreleri kullanıyoruz biz.
Şans, artık sadece kedilere konulan bir isim mi yoksa gerçekten bir anlamı var mı? Hatırlamıyoruz!
Hangimizin böyle saçma anı yok ki zaten? Ne olur herkese ifşalamayın bizi!
Bir nick var benden içeri...