Herkes Özgür Olmak İster, Peki Ya Özgür Olmaktan Korkuyorsak?

Kime sorarsanız sorun özgür olmak ister. İnsan özgürlük için durmadan çabalar. Devrimciler özgürlük için can atar. “Bizler tüm sınır ve köleliklerden kurtulmak istiyoruz, bizler tamamı ile özgür olmak istiyoruz” derler. Ezberleri ile özgür olmayı anlatır yürüyüşler yapar kendi gibileri kışkırtır. Kendini kandırma oyalama ve kullanılma konusunda insandan daha yetenekli ve buna uygun ikinci bir varlık yoktur.

Herkes özgür olmak ister. Fakat buna rağmen en derinde insan özgür olmaktan korkar. İster ama korkar.

Bu çelişki sadece insana özgüdür. Hayvan emindir insan ise çatışkı dolayısı ile çelişki içindedir. Erich Fromun Özgürlük Korkusu kitabı insanın bu çelişkili yapısını anlatır. 

Ölmeden önce ölüm deneyimi ile kişi gerçek anlamda özgür olur.

Çelişki ve çatışkının doğurmuş olduğu korkuyu aşar. 

Bu deneyim ile sadece dışsal değil, içsel sınır ve köleliklerden de kurtulursun. 

Bedensel ve zihinsel özgürlük. 

Özgürlük saf benliğin öz benliğin deneyimlenmesidir. 

Zihnin olmadığı bir düzlemde doğmayan ve ölmeyen saf benliği deneyimlemek doğum ve ölümün üstüne yükselmek yokluğa şahit olmak ihlas sırrına ermek özgürlüktür. Ahadiyet ve samadiyet. 

Özgürlük dışarıdan birileri tarafından sana gelen ve yüklenen bir şey değil sana olan bir şeydir. Özgürlük öz varlığın deneyimlenmesi özün gürlemesidir. 

Özgürlük senin en temel gerçekliğini bilmen ile başlar. Ve temel gerçekliğin şudur:  

Öncelikle sen yoksun. Yokluğum benim övüncümdür diyen Muhammed (as) birey olma yolunu açan özgürlüğün önderidir. Ferd olandır. Zamanı ve mekanı aşandır. Özgürlük Ferd esmasıdır. 

Birey öz bilinç ve saf varlığında zaten özgürdür. Ancak hipnoz altındadır farkında değildir özgür olmak ister. Özgürlüğünü bilmezsen kendini tutsak hissedersin ki şimdilik tutsak hisseder. Tutsaklık onun bildiği güvenli alandır. 

Yokluk boşluk ise senin en temel varlığın gerçekliğindir. İnsan yok varlıktır. Ve olmadığın için de ölemez ve doğamaz dolayısı ile acı çekemez ve tutsak da olmaz bunu anlamak ve kabul etmek özgürlüğe atılan ilk adımıdır. Gerçek devrim siyası değil ruhsal devrimdir içsel boşluk ve aşkınlığa ulaşmaktır. Böylesi bir kişiyi esir alamazsın, dolayısı ile özgürlükte veremezsin. Özgürlük vereceğim diyenler kendi esaretine alır. 

Allahtan başka da özgürlük veren yoktur.  

Kabenin fethinden yani küçük cihattan büyük cihata geçiyoruz der, ferdiyet önderi. Küçük cihat bedensel mekansal büyük cihat ise zihinsel ruhsal özgürlüktür tam imandır. Öncelikle şunun farkına var burada ve şu anda zaten sen özgürsün. Kimse senin ne namazına ne de içkine karışmıyor bu basit olandır ve gelişimin için gereklidir. Bu açıdan şanslısın ve Atatürk’e gerçekten çok şey borçlusun beğensen de beğenmesen de. Onun eli ile Allah’ın senin için uygun bulduğu bir sistem içinde yaşıyorsun.

Küçük cihat başarıldı ama esas olan büyük cihat. Büyük cihat bireyseldir direk seni ilgilendirir dışarının değil senin dönüşümündür ve halen devam ediyor devam edecek. Büyük cihat bireysel ruhsal ve ferdiyet üzere bir devrimdir. 

Kişinin aydınlanmasıdır. Toplumsal bir çaba düzeyinin ötesinde bireysel çabadır. Kapının önünü süpürmeye başlamak gibi. Kendine dönebilmendir. 

Gerçekten var olup olmadığını düşün anlamaya çalış. 

Buradan başla. 

Bak bakalım içeride bir madde var mı?

Yoksa sen bir birleşim misin? 

Özgürlük senin hali hazırda var olmadığın ve var olamayacağın anlamındadır.

Tamamı ile özgür.  

Sen ilahi olan karşısında koca bir sıfırsın. Ona rağmen var olamazsın ki, yok olasın.

Ve ilahi olanın yokluğuna dair her iddia ayrıca varlığına dairdir. Ancak var olan üzerinde bu kadar tartışır ve konuşursun. Yokluğunu ispat etmeye çalışanda varlığını ispata çalışanda aynıdır. Onun var olup olmasından öte Onun ne olduğunu biliyor musun? Deneyimledin mi? Hiç gerçek anlamda özgürleşip yokluğunun evrenine dokundun mu? O zaman insan bilir. 

Ben tutsağım ve özgür olmak istiyorum demez nerde ne yapacağını bilir. 

Özgürlükle bilincin açılır istemez yaparsın.

Ben tutsağım ve özgür olmak istiyorum dersin.

Tutsaklık zihinsel sınırlar içinde kalmaktır zihinsel sınırlarını bilmektir. 

Bir tür benlik yanılsaması özdeşleşmedir. 

Sana yüklenen zihin modelleri üzerinden, kültür töre birçok unsur üzerinden kendine sınırlar çizersin. Ben Yahudiyim ben Müslümanım ben Feministim ben şucu ben bucuyum der kendini etiketler özdeşleşirsin. 

Şimdi düşün Ey İnsan. 

Bunlar sana ne zaman nerede kimler tarafından verildi kimler şırınga etti.  

Sen basit ve masum bir varlık olarak doğdun. 

Bu kültür içine doğmasa idin sen nerede ve kim idin?  

Yaşadığın coğrafyanın kültürel anlayışı ataların tarafından sana şırınga edildi bunun kötü veya yanlış olduğunu söylemiyorum. Çok gerekli ve doğal bir süreç oluş süreci. İnsanın bu süreçte kendisini kafesteymiş gibi hissetmesi özgürlüğe doğru attığı ilk adımdır. Esas büyük özgürlük ölüm ve doğum çarkını aşmaktır. Ezeli ve ebedi olana dokunmaktır. Ve bu özgürlükten doğanlar sorumludur. 

İnsan bu bilinci unuttuğu için bu özel durum ile geçici olarak kafeslendi. Hapsedildi ki gelişim ve şuur sahibi olup uyanmak için sorgulasın. Hak etsin hepsi değil anlayıp aşabilenler gelsin. Bu her sey için geçerli. 

Saflıkla başlarsın aile toplum kültürle devam edersin ama bu süreçte kendini ıskalar gerçekleştirmezsen elindekilerde alınır. 

İlahi bilince ezberlerin ile ulaşamazsın. Anlamalısın. 

İki tarikatın mürşidi ve müritleri varmış ancak pek görüşmez birbirlerini sevmezlermiş. 

Bir gün arayı bulmak maksadı ile ağacın altında oturan mürid karşıdan pek de hoşlanmadığı adama ara bulmak maksadı ile nereye gidiyorsun demiş. 

O da mürşidinden öğrendiği bir hal ile gitmek veya gelmek yoktur ki rüzgar nereye eserse oraya giderim der bunun bir hal olduğunu anlamayan mürit hemen mürşidine gider efendim siz çok haklıymışsınız nereden gelip nereye gittiğini bilmeyen bu adama şunu şunu söyledi der. 

Mürşiti de yarın oraya git ve aynı soruyu sor nereye gidiyorsun de. Yine aynı cevabı verince de yüzüne şu cevabı yapıştır, ya rüzgar esmiyorsa ne yapacaksın de. Hiçbir yere gidip gelemez der. 

Ve gece sürekli bunu tekrar eder ya rüzgar esmiyorsa ya rüzgar esmiyorsa ne de olsa hazır vereceği cevap vardır. Soru bellidir verilecek cevap bellidir ve yüze yapıştırılacak tokatta hazırdır. Tüm şartlar hazırdır. 

Ve karşılaşırlar nereye gidiyorsun der o da teyzeme gidiyorum çok rahatsız bir ziyaret etmem lazım deyince ya rüzgar esmiyorsa dersen komik duruma düşersin. Yani en azından böyle bir adamla karşılarsan ezberlerini yeniden sorgularsın. Şunu bil ki yanlış bir şey yok doğru yapabildikten bildikten sonra.   

Kültürel alt yapın üzerine kurulan zihnin sana her gün bir şeyler ekledi ve sonunda sen kendini şu an ki senden ibaret bir varlık kabul ettin zannettin. Bundan şüphe bile duymuyorsun. İlk zihinsel ve kültürel yapın üzerine eklenerek yüklenen o kodlar ile gerekli olan o kalıplar içine girersin ve sadece kendin gibileri tanır bilirsin. Dışını bilemezsin. Bilemeyeceğini biliyorsan bu edeptir bildiğini idda edip bunu dikte ediyorsan bu bencilliktir. Ve yaşamına dair tüm karar ve seçimlerini zihin yapına göre belirler kararlar verirsin.

Öz bilinç derin uykudadır. Matrix kodları uyuyan insanlardan oluşur. Matrixi onların uykuları devam ettirir. Ve boşuna değildir bir hikmeti bir sebebi vardır.

Cehennem bile lüzumsuz değildir. Varlıkta her tür enerji ve bilinç formu hikmeti ile değerlendirilir. Allah kimseye kaldıramayacağından fazlasını yüklemez. Sizi farklı şartlar altında yaratmıştır ki tanışasınız diye. 

Sıkışıp tutunmak için değil genişleyip kavuşmak için var olduk. Böylece matrixi aşarsın. Doğru anla ve doğru kullan dolayısı ile geliş diye belirlenmiş akıllar üzerine bu dünya programı kurgulanmıştır. 

Esaret dünya zihni içinde sıkışık hissetmenin adıdır özgürlük ise kodları doğru değerlendirip bilinçli seçim yapmanın adıdır. Özgürlük başı boşluk değil sorumluluk alabilecek bir iradeye yükselmenin adıdır. Bir deneyim yaşarsın ve tüm yaşamından kendinin sorumlu olduğunun farkına varırsın. Eyvah dersin tüm yaşamım benim yaşamım ve ben sorumluyum. Memurluğa yeninden terfi edersin özgürlük insanı korkutur.

İnsan özgürleşmek ister ancak kodlarını da bırakmak istemez bırakırsa kendisini kaybeder.

Kodlar gereklidir. 

Fransız devrimi ile ömrünü hapiste geçiren insanları bir gecede serbest bıraktılar artık hepiniz serbest özgürsünüz dilediğinizi yapabilir gidebilirsiniz dediler insanlar aptallaştı ne yapacaklarını şaşırdılar. Hepsi dışarı çıktı kaçtı gitti. Ertesi gün tüm insanlar yeniden hapishanenin kapısına alıştıkları yere geldiler ne yapacaklarını bilemediler dışarıda ne yapacaklarını nasıl yaşayacaklarını bilmiyorlardı esaret onlar için daha güvenli idi. 

Özgürlük bilinçlilik ister sorumsuzluk değildir. 

İnsan özü itibari ile özgürdür ancak alışkanlıkları ve cehaleti onu tutsak eder. Kendini bilmeyen kişi bir şeyleri sürekli değiştirmek ister. Etrafına adam toplar. Sürekli birilerine karşı birileri bir şeyleri değiştirmek ister. Sözde devrimci budur. Gerçek devrimciler ise önce kendilerini gerçekleştirmişler sonra ise devrimleri ile kendilerini tamamlamışlardır. Atatürk Türkiye Cumhuriyetini kurmak ile kendi iç cumhuriyetini dışarıya taşırmış kendini tamamlamıştır. Bu ortak akıl ile istişare ve Allah’ın takdir ile dir. O açıdan sıradan devrimciler sıkıldıkça devrim yapar onları ciddiye alma. Siyasal devrim çoktan bitti. 

Kadim Bilgelik toplumun siyasi değil bireyin ruhsal devrimidir. 

Esas devrim kim veya ne olduğunu bilmektir. Buda İsa en büyük devrimi gerçekleştirmiştir.  

Benlik ego yoksa tutsaklıkta yoktur sınırlar da yoktur ve bulunduğun duruma tutunur onunla özdeşleşirsen kendini tutsak hissedersin. Onu sorgular ve anlarsan aşarsın. 

Ve var oluşun bu gizemi içinde sen şimdilik sadece böylesi bir durumsun 72 yaşına geldiğinde hele ki ölüm sana gelip çattığında pişman olmayacağın işlerle uğraş. 

Zihnine yüklenen koşullanmalara asla güvenme kadim bir bilinç ile onları sorgula ve dengele ve daima zihin tarafından manipüle edildiğinin şekillendiğinin farkına var. Hipnoz derin bir uykudur. Zihnin kültürün ve sana empoze edilenleri yeniden sorgula şüpheci ol kuşku duy dışından bakabilirsin sorgu sorumluğu üstüne almanı sağlar. 

Ölüm ve doğum başlangıç ve son üzerine meditasyon yap düşün. Bu yaşamda gerçek olan ve anlaşılması gereken en temel şey nedir? 

Doğum ve ölümdür.

Giriş ve çıkış kapılarının kesişim yerlerinde   

Mutlak hiçlik yani var olmama halini yani özgürlüğü yaşarsın. Ancak bu var olmama hali kişide korku yaratır o yüzden insan özgür olma konusunda konuşur tartışır çabalar ama asla yapmaz.

Gerçekten aklı ve vicdanı hür özgür insan üretebilir faydalar sağlar. 

Ki Allaha rağmen kendine herhangi bir varlık atfetmen en büyük bölünme ve dolayısı ile şirktir hastalıktır. Allaha kulluktan ve onu bilmek ve tanımaktan daha büyük bir özgürlük yoktur Marifetullahın neticesi Muhabbetullah. 

Kimin önünde diz çöktüğümüzü görmek isteyen bizimle aynı camiye gelsin sözünü unutma.  

Şimdi Allah’ta ölmeye onda yok olmaya hazır mısın?

O zaman 6. sözü oku büyük biatını kulları ile değil seni yaratanla yap. 

Özgürlüğün ve sorumluluğun kapısı budur.  

Bedenin anne ve babandan geldi ona da anne ve babasından yani doğadan geldi sana ait değil sana ait olduğunu düşünürsen onun içinde hapis hissedersin. Hele ki kendini bedenden ibaret zannedersen cehennem tam olarak budur. Bedenin yediklerinin deposudur kadavraya tapan suret perestler hakikate karşı kördür beden üç gün sonra kokar ve çürür ona tapma onu doğru kullan ve aş ancak öldürme hakkını da ver. Bedenin kabaca et aslında kısaca yediklerinin yığınıdır. Sen bu bedendesin ama bedenin kendisi değilsin. Bedeninde bir benlik yok o bir hayvan yani hayattan gelen ve gerekli. Ancak benliği yok. 

Zihin desen ki oradan buradan toplama bilgilerle çağrışım ve çıkarımlarla içine düştüğün karmaşa ve derin anlamsızlık tatminiyetsizliktir. Başka yayın evinden bir kitap alsa idin veya farklı bir kültür içinde doğsa idin fikirlerin şimdikinden ne kadar farklı olurdu bunu bilmeyiz. 

Şimdi katman katman La ilkesi ile soğan kabuğu gibi bedenini zihnini kültürünü ve tüm bildiklerini soymaya başla buna tenzih etmek arınmak denir. Sonunda elinde ne kalır hiçbir şey kalmaz. 

Hiçliğim yokluğum benim övüncümdür der Hz Muhammed (as). Kapı belli oldu mu? 

Ne siyası partin ne tuttuğun takım ne ırkın ne malın evladın ne feministliğin ne de lezbiyenliğin ne ayıklığın ne sarhoşluğun hiçliğe ulaşırsın çırılçıplaksın. Burada bilinçli olmaya uyanmak denir. Burada bilirsin.  

Beden ve zihnin tüm tabakalarına La çek derinlere in geriye hiçbir şey kalmaz. Beden ve zihin soğan gibidir. Soyunursun ve dipsiz bir boşluğa inersin Muhiddin Arabi dipsiz kuyu Hz. Ali ise buna Ama der. Bununla yüzleşebilene Adem denir gerisi insansıdır. Özgürlüğün kaynağı burasıdır.

Bu kaynakta kalamazsın burayı kaybetmeden kimin hizmetinin de olduğunu bilerek işine gücüne hizmetine devam edersin. Özgürlük sorumluluk alabilmektir özgür olursan sorumlu olmak zorundasın çünkü yaptığın her şeyin senden sana döneceğini biliyorsundur. 

La ilahe illaallah Muhammeden resullah ilkesi sebep ve sonuçtur. La çekebilirsen İlla Allah ile özgür olur Muhammed’i şuur ile iş görürsün.  

La ilahe demek felsefe yapmak hakikat hakkında konuşmak değildir ölümsüz olanla karşılaşmaktır. Her şey fanidir geçicidir Onun yüzü Müstesna. 

La ilahe bir kefeye yedi kat gök yer ve içindekiler bir kefeye konsa La ilahe ağır basar derler. 

La nın kılıncı ile ilahelerden soyunmaya meditasyon denir. Bu hiçliğe yaklaşırsan ayakların titrer için dışın kayıp olur çözülürsün. Lunaparka git ve Kamikaziye bin bu boşluğa yaklaşırsın 360 derece dönerken tutunmak ister kendini kasarsın ve kusarsın savunmaya alırsın kendini tepki gösterir kendini bırakamazsan kendine azap edersin. Tamamı ile özgür olamazsın. Bu bedensel düzeyde küçük bir tatbikat. Varoluşa dünyadan değil ahiretten bak kendinden değil Allahtan bak.

İnsanlar hiçliği ister ancak hiçlikten korkar ve korku insanı ele geçirir.

Zihne düşürür. Kendi gerçekliğini bilmenin tek yolu ölmeden önce ölümün ne olduğunu anlamaktır. Sonra ölümlülerin dünyasına geri dönersin yukarıda sürekli kalamazsın. Yukarıda bilir dünyada ise yaşarsın. Beden ve zihne La ilahe dersin illa Allah olan ölümsüz ile baki ve daimi ezeli ve ebedi bir olanla karşılaşırsın ve Muhammeden Resulallah manası ile yeniden yaşadığın bildiğin dünyaya geri dönersin. 

Ölmeden önce ölmek içindeki sonsuz uzayla karşılaşmaktır. Bu dünya da her şey yok edilebilir ancak boşluk yok edilemez ölümsüzdür özgürlük budur ve burada korku yoktur. Madem O var her şey var. 

Allah dostları için korku ve üzüntü yoktur ve gerçek özgürler onlardır.

Miraç etmekten başka da bir yolu yoktur. Bu her kişi için değil er kişiler içindir. Senin yolun olmayabilir. Tüm ibadet ve ilimlerin niyeti ve nihayeti budur. Din felsefe değildir üzerine tartışılacak konu değildir uygularsın sonuçlarını görürsün, dinin özü ölümsüzlüğü tecrübe etmen ölmeden önce ölmendir. Ve İlahi olanla karşılaşmadığın sürece korku içinde hep var olur. 

Ve tüm korkular ölüm temellidir. Özgürlük doğumu ve ölümü aşmaktır. Tutunduğun ve özdeşleştiğin şeyleri anla.

İçinde iken bilmezsin ancak anladığın ve teknikleri uyguladığın zaman dışına çıkmak için kapı açılır ve bilirsin. 

Ve şimdi yaşamına yeni bir pencereden anlayıştan bak. Her fırsatta bedeninin ve zihnin derinlerine in. Hiç birisinin sana ait olmadığını hepsinin Allah’a ait olduğunu ve bu dünyada sınanıyor yani gelişiyor olduğunu anla özgürlüğün yolu bu farkındalıktır. Özgürlük her önüne geleni yapman değil ne yapıyorsan hikmeti ile ve aşk ile yapmandır. Ben şuyum ve ben buyum dediğin şeylere bak onlar sana nereden geldi kim yükledi ve sen ne ara saf benliğini kaybettin. 

Tekrardan bebek gibi olmadıkça Allah’ın Melektuna giremezsin sözünü hatırla ve İsa bilinci ile Muhammedi şuurda yaşa. 

Yolun hikmet ve aşk olsun. 

Instagram 

Facebook  

YouTube

Popüler İçerikler

151 Gündür Oğlu Fatih'i Arayan Baba Esra Erol'a "Bulamıyorsan Müge Anlı'ya Çıkalım" Deyince Ortalık Karıştı
Kızılcık Şerbeti'nin Görkem'i Özge Özacar'dan Pembe'nin Osmanlı Tokadına Yanıt
İstanbul Bağcılar ve Ataşehir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Okullarda Yılbaşı Kutlamasını Yasakladı!
YORUMLAR
21.11.2022

Sınavda kağıdım boş kalmasın diye saçmalarken ben amk… Bu kadar çok yazıp bu kadar bişey anlatmayan birine rastlamamıştım.

24.11.2022

Özgürlük kavramı göreceli ve çok geniş bir kavramdır. Genelleme yapılarak da basite indirgenemez. O yüzden bu yazı ve türevlerini yazmakta, okumakta vakit kaybıdır.

24.11.2022

Sonuna kadar usanmadan okudum.. Sonuç: 🤯

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ