Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de hem ulusal güvenlik hem bireysel sağlık açısından girilmesi ve ziyaret edilmesi yasak olan yerler var. Bu yerlerden bazıları içerisinde büyük sırları bazıları ise üst düzey suçluları barındırıyor. Aman yasak diye merakınıza yenilip bu yerleri ziyaret etmeye kalkmayın. Zira başınız derde girebilir. Gelin, Türkiye'de girilmesi yasak olan o gizemli yerlere bir göz atalım.
Sağır oda; devletin en gizli bilgilerinin konuşulduğu oldukça özel bir yer. Dolayısıyla oda, çok yüksek güvenlik önlemleri ile korunuyor. Bunun için odanın etrafındaki duvarlar kimyasal madde ile kaplandı ve pencerelerde ise ses geçirmeyen çerçeveler kullanıldı. Hatta bu odanın perdeleri bile ses geçirmiyor! Duvarları ve tavanı karbon gazlı boya ile kaplanan odanın içerisinde kayıt yapabilecek tüm cihazlar ise özel bir sistemle devre dışı bırakılıyor. Yani içeriden dışarı bilgi çıkması imkansız. Bu odanın yapım maliyetinin ise 100 bin dolar olduğu söyleniyor.
Kozmik odalar, ülkelerin sır küpleri olarak nitelendiriliyor. Bu odalar Genel Kurmay Başkanlığı'na bağlı Seferberlik Tetkik Kurulu bünyesinde yer alıyor. Odaların mühürlü kapıları ise yüz ve parmak izi tanımasıyla açılıyor. Bunların dışında giriş yapmak için 17 haneli şifreyi bilmek gerekiyor. İçeriye girecek personellere özel yetkiler veriliyor. Bu personeller dışında kimse içeriye giremiyor. Peki, bu odada ne yapılıyor? Muhtemel savaş durumlarında ülkedeki önemli kişilerinin nasıl korunacağına ait belgeler yer alıyor.
Adana şehir merkezine 13 kilometre uzaklıkta yer alan bu üssün inşasına 1951 yılında başlanıyor ve yapımı 3 yıl sonra tamamlanıyor. Bu üs, ABD Hava Kuvvetleri'nin beklenmedik durumlarda kullanması için inşa ediliyor. Ancak 1980 yılında kullanım amaçlarında değişiklik yapılıyor ve bu üste şu anda yaklaşık 2500 Amerikan askeri bulunuyor. Bu üssün bulunduğu alandaki yer altı depolarında 50 adet B61 hidrojen bombası saklanıyor.
Son zamanlarda terk edildiği konuşulan Kisecik Üssü, NATO anlaşmaları gereği Suriye sınırına kuruluyor. Amanos Dağı'nda bulunan bu üssün Suriye'yi izlemek için kullanıldığı düşünülüyor.
Hierapolis Antik Kenti'nde yer alan bu kapının adı, ölüm tanrısı Plüton'dan geliyor. Çünkü buraya giren ya da yaklaşan canlılar, saniyeler içerisinde can veriyor. Üstelik bu sadece bir söylentiden ibaret değil! Çünkü yapılan araştırmalarda geceleri içeride bulunan karbondioksit oranının arttığı ve bunun da daha önce açıklanamayan ölümlere sebep olduğu keşfedildi.
Adını Malatya'nın Kürecik ilçesinden alan bu yerde bir radar bulunuyor. NATO ile yapılan anlaşmalar gereği kurulan bu radar, İsrail'in balistik füze savunmalarını kontrol altına alabiliyor. Bu kontrol alanı, İran'ın batı sınırında bulunan Tahran'a kadar uzanıyor. Bu durum, İsrail'den ve Rusya'dan epey tepki almıştı.
Bu sığınak, savaş anında devlet büyüklerinin füze ve nükleer silah gibi öldürücü etkisi olan saldırılardan korunmasına yardımcı oluyor. Aynı zamanda savaşın buradan yönetilebilmesine imkan tanıyor. Sığınak içerisinde yaklaşık 300 kişiye belli süre boyunca yetecek kadar su ve yiyecek bulunuyor. Gelişmiş bir haberleşme sistemi bulunan sığınak, Ankara'da yer alıyor.
Kral Dakianus'un hazinesinin bulunduğu iddia edilen kazı alanı kadar kazıldığı yer de gizemini koruyor. Mersin'in Tarsus ilçesinde Kırmızı Ev ya da daha çok bilinen adıyla Gizemli Ev'de yapılan bu kazılar, yaklaşık 2 yıl sürdü. Gizemli dediysek boşuna değil! Evin sahibi bile ortalarda yokken kendisinin bu kadar gizem barındırmasına şaşmamalı. Üstelik kazı sırasında üzeri mavi bir branda ile kapatılan bu yer hala bilinmiyor.
Yarı açık ceza evi olarak kullanılmadan önce yaşamsal faaliyetlerin yapıldığı bu ada, PKK elebaşının yakalanıp bu adaya getirilmesiyle sivil girişine kapatıldı. Bu ada, herhangi bir tehdide karşı 700 komando tarafından titizlikle korunuyor. Sadece sivillerin değil, sivil gemilerin bile bu adaya 3 milden fazla yaklaşmasına olanak tanınmıyor. Elebaşının yakınlarının ve avukatlarının girişine ise üst düzey arama ve tarama yapıldıktan sonra izin veriliyor.
İncirlik üssüne girdim