Yirminci yüzyıl edebiyatına damgasını vuran yazarlardan Virginia Woolf, roman sanatındaki teknik buluşlarıyla, özellikle de bilinçakışı tekniğini ustalıkla uygulamasıyla bilinir. Virginia Woolf'un en otobiyografik romanı olarak nitelenenen Deniz Feneri, yazarın kendi ailesinin izlerini taşır. Sıcak ve içtenlikli bir aile atmosferiyle dokunan roman, sekiz çocukları ve dostlarıyla birlikte bir adada yaz tatilini geçiren Ramsay ailesinin çevresinde döner.
Kocasına hayran güzel Mrs. Ramsay, ressam olmak isteyen, yaşı geçkin bekâr Lily, züğürt Tansley, eşiyle çocuklarına duyarsız davranan bencil Mr. Ramsay, Deniz Feneri'nin öne çıkan figürleri. Bu kişilerin karakterlerini ele veren iç monologlarıyla gelişen roman, adanın açıklarındaki deniz fenerine yapılacak gezinin ve Lily'nin elinden çıkacak Mrs. Ramsay tablosunun izleğinde ilerliyor. Woolf'un şiirsel metni adanın seslerini ve görünümleri okura taşırken, I. Dünya Savaşı öncesi İngiltere'sinin geleneksel aile yaşamının felsefi ama son derece özel portresini de çiziyor.
Deniz Feneri, Woolf'un kendi çocukluğuyla uzlaşması olduğu kadar yirminci yüzyıl başlarında kadının toplumdaki yerini, evlenmenin kadın yaşamındaki rolünü, kadının hayatta evlilik dışında anlamlı bir hayatı olup olamayacağını derinlemesine irdeleyen, feminist sorunlar üzerine eğilen bir roman.
simyacı ve insan ne ile yaşar, bu listede alınmayı fazlasıyla hak ediyor.
zeki insan okuyacağı kitabı seçerken seni dinlemeyecek sayın editör kardeş.Bu kadar iddialı başlık atmayı senin popine bağlıyorum.
Editöre göre bu listenin dışındaki diğer kitapları okuyanlar geri zekalı hatta moron :))