Yılın belli zamanlarında artık gelenek haline gelmiş bazı muhabbetler vardır. Onların en çok olduğu bir aydayız. Onlarla ilgili bir inceleme yaptık ve sizlere bu listeyi oluşturduk.
Yılın belli zamanlarında artık gelenek haline gelmiş bazı muhabbetler vardır. Onların en çok olduğu bir aydayız. Onlarla ilgili bir inceleme yaptık ve sizlere bu listeyi oluşturduk.
Ya arkadaş şunu anlayın artık Kasım'da ekstra bir şey olmuyor. Aşkı bulsak her ay güzel olacak da bulamıyoruz ki. Bulanlara da sorun hatta Kasım'da ekstra bir olay yok.
Her Kasım standart olarak yapılan muhabbetlerden biri de vize muhabbetleridir. Hatta görürsünüz bu dönemde bazı amatör gruplar vize şarkıları, amatör filmciler ise vize ile alakalı kısa filmler çeker. Ağalar yapmayın etmeyin. Okullar akademik tarih hazırlarken dönemleri iki adil parçaya bölüp vizeyi finali ona göre koyuyorlar. Keyfi bir durum değil. Tarihin başlangıcından beri böyle. Tunç devrinde de vizeler Kasım ayındaydı. Her sene yapmayın şu muhabbbeti artık.
Ramazan ayında oruç muhabbeti yapılacak tabi. Ama sosyal medya girdi gireli hayatımıza herkes bir teşhir peşinde. İşiniz gücünüz yoksa girin facebooka twittera kimler oruç tutuyor kimler tutmuyor şak diye anlarsınız. Ayrıca artık millet susuz geçirdiği saatleri, iftara kalan süreleri, bu süreleri geçirmek için bulduğu ilginç çözümleri de paylaşıyor. Bakın ne demiş Hz. Muhammed ; 'Senin dinin sana, benim dinim bana'.
Her pazartesi aynı terane. Her yerde pazartesiye edilmiş sayısız küfür görme şansınız var. La bu pazartesi size ne etti? Haftanın ilk günü olmaktan başka ne günahı var. Siz de cumartesi , pazar çok koşturup yorulmayın arkadaşım. Pazartesi günleri, diğer hafta içi günlerinden daha mı erken uyanıyorsun? O gün diğer hafta içi günlerden daha mı uzun mesai yapıyorsun fark ne yani? Niye bu kadar üzerine gidiyorsunuz garibim günün. Üstelik kendine ait bir ismi bile yok. Pazar'ın ertesi olarak isim koymuşuz hem üşengeçliğimizden. Vurmayın artık garibe, yazıktır.
Her Aralık ayının son haftası ortalama olarak aynı muhabbetler döner. 'Seneye görüşürüz' esprileri ve 'seneye görüşürüz esprisi yapanı vururum' esprileri. Bunu 8 yaşında başka bir arkadaşından duyup 13 yıl boyunca sıkılmadan yapan ve her defasında gülebilen arkadaşım var benim. Evet var.
Bak bunun zaman aralığı çok geniş. Coğrafi bölgeye göre Mayıstan Eylüle kadar sürebilir. Aynı zamanlarda camlar pencereler açık yatıldığından haliyle gelip sokması gayet normal olan ki tüm yaşam felsefi bunun üzerine olan zavallı sivri sineklere de isyan edilir. Gerçi her yıl bu isyanlarda azalma oluyor. Klima alanların sayısı artıyor sanırım.
Olanlar için de çile, olmayanlar için de, hatta umurunda olmayanlar için bile çile. Her 14 Şubat öncesinde 'Acaba sevgilimden ayrılıp 14 Şubat'tan sonra tekrar mı barışsam?' fikrini ciddi ciddi düşünenler, '14 Şubatta sevgilime eldiven alacağım, çünkü çok üşüyor(um).' esprisini yapanlar ve '14 Şubat kapitalist düzenin oyunudur, Size daha fazla para harcatmayı amaçlar. Oyuna gelmeyin.' diyen benim gibi müzmin bekarlar çok görülür. Bu konuya daha fazla girmeyeceğim gözlerim yaşarıyor. :(
Her Mart ayında aynı sıkıntı. Mart ayı soğuk bir ay mı yoksa sıcak bir ay mı henüz kimse bilmiyor. Haliyle tedbiri elden bırakmayanlar, montunu da elinden bırakmıyor. Sonuç ise kollarda oluşan isilikler.
Her mezuniyet döneminde timelineımız kepli cübbeli fotoğraflarla doluyor. Alttan dersi olan, bütünlemelere kalmış olan, hatta dönem uzatan bile bu fotoğrafları paylaşıyor. Kimseye güven kalmadı kardeşim. Şimdi hanginiz mezun oldu açık açık söyleyin bakayım.
Arkadaş nedir bu ayak paylaşma merakı anlamıyorum. Ben kendi ayağımı paylaşmaktan utanırım mesela. Gerçi benim ayağık da ork ayağı gibi ama neyse konumuz o değil. Her tatil döneminde hem nerede tatil yaptıklarını göstermek için, hem de az da olsa kendilerinden bir parça (!) ekrana koymak için ayaklı çekilmiş fotoğraflar görürsünüz. Sanki ben ayaktan senin olduğunu anlayabileceğim de. Neyse...