Her Sporseverin İzlemesi Gereken Spor ve Mücadeleyle İlgili En İyi 25 Film

Evet değerli film severler. Sizler için başka bir film galerisiyle karşınızdayız. Bu sefer hem sporu sevip hem de film izlemeyi seven kişilerin mutlaka izlemesi gereken en iyi 25 spor konulu filmi listeledik. Filmler İmdb sırasına göre dizilmiştir. Eklemeyi unuttuğumuz filmler varsa şimdiden affola.

25. The Karate Kid (7.2)

Daniel’ın annesi California’da iyi bir iş bulur ve New Jersey’i terk edip buraya taşınırlar. Bu yeni şehirde ilk arkadaşı Ali ve okulun popüler kızlarından biri olacaktır. Ancak bu ilişki bu çekici kızın erkek arkadaşı Johhny’i fazlaca kızdırır. Johnny dövüş sanatlarında en yetenekli öğrencilerden biridir ; bu yeteneğini de vahşice ve etik olmayan bir şekilde kullanır. İlk kavgayı kaybeden Daniel, sonrasında fırsat buldukları her anda Johnny ve çetesi tarafından dövülür. Dövüş sanatları ustası Mr. Miyagi tarafından hiç bilinmeyen bir dövüş stiline, karateye yönlendirilen Daniel, karatenin türlü zorluklarını öğrenip bu sayede talihini döndürebilecek midir ? Sinema tarihinin en unutulmaz filmlerinden olan The Karate Kid, gösterime girdiği dönem çokça sevilmiş; sonrasında da devam filmleri çekilerek bir seriye dönüştürülmüştür.

The Karate Kid (1984)

24. Seabiscuit (7.3)

Film, ruhu yaralı genç bir jokey olan Johnny Red Pollard, her şeyini kaybeden eski milyoner Charle Howard ve şehir yaşamına uyum sağlamaya çalışan, eski dünyası tarihe karışmak üzere olan kovboy Tom Smith’in hikayesini anlatıyor. Bu üç insan, birbirlerini at yarışları sayesinde bulur ve efsane yarış atı sayesinde yeniden umudu keşfederler. Umudun adı Seabiscuit’tir. Bu muhteşem at, onları ve ülkesini eşsiz bir koşuya çıkartmaya hazır beklemektedir. Yönetmen Gary Ross’un perdeye aktardığı bu duygu yüklü film gerçek hikayeden alıntıdır.

Seabiscuit (2003)

23. Friday Night Lights (7.3)

Odessa, Texas’ta küçük bir şehirdir. Irksal açıdan bölünmüş ve ekonomik açıdan yok olmaktadır. Tek bir gece şehre hayat verir ki o da Cuma gecesidir. Texas lise futbolu alanında ciddi başarılar söz konusudur. Ancak yıldız oyuncu Boobie sezon başında yaralanır. Şehir de takım da umudunu yitirir. Ancak koç Gary Gaines “Mükemmelliğin arkadaşların gözlerine bakabilmek ve onların devrilmemesi uğrunda kendinin en iyisini yapmak” olduğuna inanır. Takım küllerinden yeniden doğacaktır. Panterler, şimdi hayatları boyunca yapabildiklerinin en iyisi ile sahne almak üzeredirler.

Friday Night Lights (2004)

22. Peaceful Warrior (7.3)

Jimnastiğin hayatındaki ciddiyet derecesi uçlarda olan Dan, olimpiyat seçmelerine on ay kala ciddi bir motor kazası geçirir ve bacağının parçalandığı gerçeği ile karşı karşıya kalır. Karşısına çıkan ve konsantrasyonunu tekrar kazanmasını sağlayan Sokrates ile amacına ulaşmaya çalışır...

Peaceful Warrior (2006)

21. Invictus (7.4)

Clint Eastwood, yönetmenlik kariyerinde çok önemli filmlere imza attı. Belki kötü bir politikacı ama özellikle son dönem filmlerindeki performansını göz önünde bulunduracak olursak kötü bir yönetmen olduğunu çok az kişi iddia edecektir. İşte şimdi de Güney Afrika topraklarına kadar uzandığı, değişik bir Eastwood filmi ile karşımızda. Nelson Mandela'nın ülkesinde birliği ve beraberliği sağlamak için Güney Afrika futbol takımı kaptanıyla yaptığı işbirliğinin hikâyesini aktaran usta yönetmen, Mandela'nın henüz seçildiği dönemi beyazperde'de irdeliyor. Yeni işbaşı yapan Mandela, milletinin ırk ve ekonomik nedenlerden dolayı ayrımcılığa uğradığını bilmektedir. Mandela sporun uluslararası dili sayesinde insanları birleştireceğine inandığı için, 1995 Dünya Kupası'nda Güney Afrika futbol takımını destekler. Filmin başrollerini Oscarlı oyuncular Morgan Freeman  ve Matt Damon paylaşıyor.

Invictus (2009)

20. The Greatest Game Ever Played (7.5)

Yirminci yüzyılın sonlarına doğru genç Harry Vardon, golf şampiyonu olur. Ancak çok geçmeden bu olağanüstü yeteneğinin, sınıf sınırları ile pek uyuşmadığını anlar ve aslında İngiliz toplumunun centilmenlik kavramı dışında bırakılır. Bir düzine yıl sonra genç bir Amerikalı olan Francis Ouimet de aynı peşin hüküm kavramı ile savaşmaya başlar. Kendi babasının bile küçümsemeleri söz konusudur. İdolü Harry Vardon’dur. Bu iki adamın da kabul görme mücadelelerinin arka planında olağanüstü yetenekleri izleriz.

The Greatest Game Ever Played (2005)

19. Undisputed III: Redemption (7.5)

Film'de Başrollerden Scott Adkins,Mykel Shannon Jenkins,Mark Ivanir,oyuncu kadrosunda yer alırken yönetmen koltuğuna yine Isaac Florentine oturmaktadır,Filmin Konusuna Dönerisek Ceza evinde,yeni turnuvalar başlıyor tabiki ceza evinde Rus Dövüşcu ayrıca Mahkum olan Boyka'da vardır,Yenilmez 2 de Boyka dizin'den sakatlanmıştı,ve hayatına tek ayağıyla devam edecekti,bu zaman süre zarfı içinde ise Boyka Tuvalet temızlığı yapıyordu ve turnuvalara malesef katılamıyordu ama içinde bir sıkıntı vardı dövüşmek istiyordu içindekilerini durduramıyordu,Hemde Cezaevındekı Turnuva uluslararasındakı Turnuvalar haline gelmişti kesinlikle bu işe bir çare bulmalı ve o turnuvalara girmeliydi,hemde sakattta olsa,Dünynanın her yerınden en azgın Dövüşcüler geliyordu,ve Boyka kesinlıkle bu Turnuvaya katılıp kendi İçindekilerini Kurtarmak istiyordu,ama O Hiçde Kolay olmucaktır.

Undisputed 3: Redemption (2010)

18. Hooligans (7.5)

Harvard'ta gazetecilik okuyan Matt, oda arkadaşına ait uyuşturucu kendi yatağında bulununca okuldan atılır. İngiliz bir adamla evlenmiş ablasının yanına İngiltere'ye taşınmak zorunda kalan Matt, eniştesinin West Ham United fanatiği kardeşi Ben ile takılmaya başlar.Futbol konusunda en ufak bir bilgisi olmayan yumuşak başlı Matt kendini West Ham United taraftar grubu GSE(Green Street Elite)?nin içinde bulur. Ben ve arkadaşlarıyla maçlara gitmeye, kavgalara karışmaya başlayan Matt, bunca zamandır içinde biriktirdiği şiddeti dışa vuracak ve kendini anlamsız bir fanatikliğin içinde bulacaktır. Bayan bir yönetmenden futbolun artık yalnızca futbol olmadığına dair sarsıcı bir dram. Futbolun kalbinin attığı İngiltere'de giderek artmaya başlayan holiganlığı, vandalizmi ve fanatizmi en sert biçimde ortaya koyan Yeşil Sokak Holiganları, Milwall ve West Ham United klüpleri arasındaki rekabete dair de güzel sekanslar barındırıyor. 

Green Street Hooligans (2005)

17. 42 (7.5)

42, Brian Helgeland tarafından yazılmış ve yönetilmiş, 42 numaralı formayı giyen Jackie Robinson'ın hayatı hakkında biyografik bir spor filmidir. Baş rolünde, Robinson rolü ile Chadwick Boseman ve Branch Rickey rolü ile Harrison Ford oynamıştır. Christopher Meloni, John C. McGinley, Lucas Black ve Nicole Beharie yardımcı oyuncular olarak yer almışlardır. 42, Kuzey Amerika'da 12 Nisan 2013'de gösterime girmiştir.

42 (2013)

16. The Hurricane (7.6)

Robin 'Hurricane' Carter, bir boks efsanesidir. Büyük bir yükselişin yaşandığı kariyerinde orta siklet dalında ünvanın bir numaralı adayıdır. Bir gün sevdiği bir arkadaşıyla New Jersey'de bir barda vakit geçirirken mekanda üç kişinin hayatını kaybettiği kanlı bir cinayetler silsilesi meydana gelir. Carter, cinayet davasının bir numaralı şüphedir. Tüm kariyeri yerle yeksan olurken Carter öldürdüğünden şüphelenilen üç kişi için tam üç kez müebbet hapis cezasına çarptırılacaktır.

The Hurricane (1999)

15. Moneyball (7.6)

'Oakland A' beysbol takımının başındaki isim olan Billy Beane (Brad Pitt) , kısıtlı bir bütçe ile resmen yoktan bir takım var ederek zengin kuluplere meydan okuyor. Fakat bunu yaparken de beysbol sporunun temel inançlarını baştan aşağıya sarsıyor. Onun yöntemleri kabul görmese, hatta delilik diye nitelendirilse de, Beane inancını ve azmini yitirmeden bildiği yönde ilerlemeye devam ediyor....Michael Lewis'in 'Moneyball: The Art of Winning an Unfair Game' adlı eserinden Steven Zaillian ve Aaron Sorkin tarafından uyarlanan ve gerçek bir hikaye dayanan filmin başrollerini Brad Pitt, Robin Wright ve Jonah Hill paylaşıyor. Moneyball, 2005 yılında çektiği ilk filmi Capote ile aynı sene En İyi Yönetmen Oscarı'na aday gösterilen Bennett Miller'ın ikinci uzun metraj çalışması. Dünya prömiyeri Toronto Film Festivali'nde gerçekleştirilen filme yurt dışından şimdiye kadar gelen eleştiriler ve puanlar da oldukça yüksek.

Moneyball (2011)

14. The Blind Side (7.7)

Fakir ve aşırı derecede iri bir genç olan Michael Oher bir kolej futbol takımına girince, kendi ve çevresindekilerin hayatı tümden değiştir.Michael Lewis’in The Blind Side: Evolution of a Game adlı romanından uyarlanan film vizyona girdiği ilk hafta Box Office US’te ikinci sırada yerini aldı.

The Blind Side (2009)

13. Remember the Titans (7.8)

Herman Boone bir Amerikan futbolu koçudur. 1970'lerin Virgina'sında ırkçılık hakimdir. Oldukça ırkçı yönelimlerin olduğu bir Amerikan futbolu takımı da bir koç aramaktadır. Bu lise takımı da kimlik sorunları yaşayan ve ırkçı tavırları olan oyunculardan kuruludur. Siyahi bir koç olan Herman Boone'un başa gelmesi, bütün bu kişilik bunalımlarının kökenine inecek ve insanların karakterlerini sorgulatacaktır.

Remember the Titans (2000)

12. The Wrestler (7.9)

1980'li yılların efsanevi güreşçilerinden biri olan Randy, şimdilerde bir markette part-time çalışan, haftasonları da çeşitli güreş aktivitelerine katılan unutulmuş biz yıldızdır. Yerel bir maçı kazanmasının ardından çevresindekilerin de önerisiyle geçmiş zamanda en dişli rakiplerinden biri olan The Ayatollah'a karşı dövüşmeyi kabul eder ve herkesin gözü artık bu maçtadır. Randy her türlü hazırlığını yaptıktan sonra maça hazırdır. Son derece çetin geçen bu mücadele esnasında kalp krizi geçiren güreşçi için kariyerinin sonu demektir. Doktorları yaşlı adamın güreşmesini yasakladığında tezgahtar olarak işe girer ve bu süreci yıllardır görmediği kızıyla arasını düzeltmek için bir şans olarak görürü. Ancak bu beklediği kadar kolay olmayacak, ringler tekrar onu çağıracaktır. Pi, Requiem for a Dream ve Black Swan gibi unutulmaz klasiklere imza atan Darren Aronofsky’nin en önemli yapıtlarından biri olan Güreşçi, özellikle Mickey Rourke'un efsane performansıyla göz dolduruyor.

The Wrestler (2008)

11. The Fighter (7.9)

En İyi Film dalında Oscar'a aday olan Dövüşçü, ilhamını gerçek bir olaydan alan öyküsüyle, iki kardeşin her şeye rağmen tekrar bir araya gelip parçalanan aile düzenlenlerini düzeltme çabalarına odaklanıyor. Dicky Ecklund (Christian Bale) eskiden efsane olmuş, ama yeteneğini boşa harcamış ve başarı imkânını kaybetmiş şimdi ise kardeşini eğiten eski boksördür. Mickey Ward (Mark Wahlberg) ise Dicky’nin üvey kardeşidir. Mickey iyi bir boksör olarak adını duyurmadan önce Dicky onun ustalığını yapmıştır. Ünvan maçına çıkan Mickey'nin hem maçı kazanması hem de dağılan ailesini bir araya getirmesi gerekmektedir...

The Fighter (2010)

10. Cinderella Man (8.0)

Ekonomik buhranın hüküm sürdüğü 1930'lu yıllar Amerikası'nda hayatını limanlarda işçilik yaparak idame ettiren Jim'in ailesine bakma gibi büyük bir sorumluluğu vardır. Bu yükümlülük için tutkuyla bağlı olduğu boks sporunu bırakmak zorunda kalan genç adam gerçekleşemeyecek de olsa hayaline sıkı sıkıya tutunmaktadır. Ancak rastlantı eseri boks şampiyonu Max'le dövüşmesi işleri değiştirecektir. Tam bir unvan maçı olan bu karşılaşmayı kazandığı takdirde şampiyon olma onuruna erişecek olan Jim'i saatler süren bir maç beklemektedir. Bu maç Jim'in hayatında neleri değiştirecektir?

İrlanda asıllı boksör James Braddock'un hayat hikayesinden uyarlanan ve üç dalda Oscar ödülüne aday gösterilen filmin başrollerinde Russel Crowe ve Renée Zellweger bulunuyor.

Cinderella Man (2005)

9. The Hustler (8.1)

Zorba ve son derece hırslı bir adam olan Eddy'nin son zamanlardaki tek tutkusu bilardo oynamaktır. Eddy, önündeki tüm rakipleri yenip şehrin şampiyon bilardo oyuncusu olmayı istemektedir. Bunun için önündeki tek engel bilardo şampiyonu Minnesota Fats'tir. İkili ortaya para koydukları iddiayla ilk oyunlarını oynamaya başlarlar. Oyun bittiğinde Eddy, yenilen taraftadır. Ancak bu onu durdurmayacak, hırsına hırs katacaktır. Sidney Caroll'ın aynı isimli romanından, Robert Resson tarafından sinemaya uyarlanan 'Bilardocu', aday gösterildiği dokuz Oscar adaylığından, 'en iyi görüntü yönetimi' ve 'en iyi sanat yönetimi' gibi, filmin görselliğinin kusursuzluğunu kanıtlayan iki ödülü kazanmıştır.

The Hustler (1961)

8. Rocky (8.1)

Sıradan bir adam olan Rocky Balboa boş zamanlarında yaşadığı küçük şehrin yerel kulüplerinden birinde boks yapan amatör bir boksördür. Amerika'da yeni yılın boks maçlarının programları tamamlanmak üzeredir, ancak Apollo Creed isimli yenilmez boksör sakatlanmıştır. Bu başarılı boksörün önerisi üzerine turnuvaya adı duyulmamış amatör bir boksör alınacaktır. Bu isim de Rocky'den başkası değildir. Rocky artık yılın en önemli maçının aktörlerinden biridir ve bu zorlu hazırlanma sürecinde en büyük yardımcısı antrenörü Mickey ve büyük aşkı Adrian olacaktır. Rocky bu ilk filmiyle izleyiciyle buluşmuş ve tüm dünya tarafından ayakta alkışlanmıştı. Ardından çekilen devam filmleriyle bir seriye dönüşen bu yapıt, aynı yıl 10 kategoride Oscar ödülüne aday olup bunlardan üçünü kazanmıştır.

Rocky (1976)

7. Yip Man (8.1)

1930'lu yılların Çin'inin Foshan bölgesinde çeşitli okullar dövüş sanatlarıyla ilgilenmekte ve birbirlerine karşı yarışmaktadırlar. WingChun dövüş tekniğinin ustası Ip Man, Foshan çevresinin en yetenekli dövüşçüsüdür. Hünerlerini sergilemeyi ve gösteriş yapmayı pek sevmeyen adam öğrenci eğitmeyi de kabul etmez. Tüm günlerini antrenman ve arkadaşları için ayıran Ip Man profesyonel bir dövüşçü olmasa da gizli saklı yapılan yerel dövüşlerde sergilediği hünerlerle önemli bir kesimin ilgisini çekmiş, saygıyla karşılanmıştır. Jin Shanzhao isimli ünlü bir dövüşçüyü yendiğinde ise ünü geniş bir alana yayılır...Bruce Lee’nin ustası Yip Man’in yarı-biyografik hikayesini anlatan film, Yip Man tarafından başarıyla icra edilen savunma tekniği WingChun’un tarihine de yer veriyor.

Ip Man (2008)

6. Million Dollar Baby (8.1)

Frankie Dunn, tüm hayatını ring üzerinde dehşet dövüşçüler yetiştirerek geçirmiştir. Boksörlerine öğrettiği en önemli ders hayatın temel kuralıdır : Her şeyin ötesinde daima kendini koru! Zaman içinde kızından kopmanın acısı ile uyanışa geçen Frankie, uzun zamandır hiç kimseyle fazla yakınlaşmayı tercih etmeyen bir adamdır. Frankie’nin salonuna bakan tek arkadaşı eski boksör Scrap, onun hırçın mizacının ardında 25 yıldır affedilmeyi bekleyen bir adamın var olduğunu bilir. Bir gün Maggie Fitzgerald kapıdan içeri girer ve boks öğrenmek istediğini söyler. Dört dalda Oscar sahibi olan filmin yönetmeni Clint Eastwood.

Million Dollar Baby (2004)

5. Warrior (8.2)

Tommy Riordon alkol bağımlılığından yeni yeni kurtulmaya başlayan, artık iyi bir Hristiyan olan babasını ziyaret eder. Babasının değiştiğine bir türlü inanamayan adam ertesi gün, daha önce Pete isimli profesyonel dövüşçüyle dövüştükleri spor salonuna gider. Tommy bu kavgayı kazanmış, dövüşün videoları internete yüklenip kısa sürede fenomen haline gelmiştir. Genç dövüşçü burada kazananın 5 milyon dolar ödül elde edeceği Sparta isimli bir turnuvanın düzenlendiğini öğrenir. Tommy babasına kendisini turnuva için eğitmesi için yardım isteyecektir. Çok sevilen dövüş filmleri janrının son dönemde verdiği en iyi örneklerden biri olan Warrior’un başrollerinde Tom Hardy ve Nick Nolte başarılı performanslarıyla göz dolduruyor.

Warrior (2011)

4. Rush (8.2)

1976 yılında gerçekleşen Alman Grand Prix yarışında Niki Lauda'nın kullandığı Ferrari ikinci round'un sonunda yaşadığı bir sorun nedeniyle yarış dışı kalır ve birincilik ezeli rakibi James Hunt'a gider. Bu kaza sonrasında Lauda yaralanır; aradan geçen altı haftanın ardından olağan hırsı ve öfkesiyle pistlere geri döner. İki yarışçı arasında italyan Grand Prix'i ile başlayan mücadele diğer yarışlarda katlanarak devam eder. Hedef dünya şampiyonluğudur... Avusturyalı F1 yarışcısı Niki Lauda ve İngiliz rakibi James Hunt arasındaki dillere destan rekabeti konu alan film, Formula 1'in altın döneminde, 1970'lerde geçiyor.A Beautiful Mind filminin Oscar ödüllü yönetmeni Ron Howard'ın yönettiği filmin başrollerini Daniel Brühl ve Chris Hemsworth paylaşıyor.

Rush (2013)

3. Raging Bull (8.3)

Raging Bull ortasiklet bir boksörün dizginlenemez kariyer hırsının, boksörün hayatına olan etkilerine odaklanıyor. Her zaman en iyisi olmak için kendine zarar verecek derecede korkutucu bir hırs barındıran boksör Jake La Motta, bu agresifliğini sadece ringte rakipleri üzerinde değil; ring dışındaki özel hayatına da taşıyor. Bu nedenle zamanla kariyerini kendi elleriyle un ufak ederken yakın çevresini de yavaş yavaş kaybediyor. Bu yükseliş ve düşüş hikayesini, bizlere boksörün kendi sesinden anlatan siyah-beyaz film, usta yönetmen Martin Scorsese imzalı ve özellikle başroldeki Robert De Niro’nun muazzam oyunculuğu daha uzunca yıllar hafızalardan silinmeyecek türden. Usta aktörün bu başarılı performansıyla Akademi Ödülleri’nde Oscar’ı kucakladığını hatırlatalım.

Raging Bull (1980)

2. Bhaag Milkha Bhaag (8.4)

Hindistan'ın ünlü sporcularından biri olan 'Uçan Sih' de denilen Milkha Singh'in hayat hikayesini anlatıyor film. Pakistan ve Hindistan arasındaki dostluk oyunlarında müsabakaya katılmak istemeyen Milkha Singh'i ikna etmek üzere çıkılan yolculukta Milkha'nın geçmişi gözler önüne seriliyor. Ailesi,askeri ve spor yaşamı,atletizmdeki başarı öyküsü,aşkı ve arka planda Hindistan'ın bağımsızlık tarihi yer alıyor. 

Bhaag Milkha Bhaag (2013)

1. Montevideo, vidimo se! (8.5)

Eski Yugoslavya’nın Belgrad’dan bir futbol takımı Montevideo, Uruguay’daki İlk Dünya Kupasına katılma şansını yakalar. Ancak takımın önünde bir çok engel bulunmaktadır. Sırbistan yapımı film Montevideo, vidimo se!’nin yönetmen koltuğunda Dragan Bjelogrlic bulunuyor. Başrollerdeki oyuncular ise Milos Bikovic, Petar Strugar ve Armand Assante.

See You in Montevideo (2014)

Popüler İçerikler

Bahis Reklam ve Teşvik! Acun Ilıcalı, TV8 ve Exxen Yetkilileri Hakkında Soruşturma Başlatıldı
Türkiye Kaçıncı Sırada? Bir Ankete Göre En Güzel Kadınların Bulunduğu Ülkeler Açıklandı
Teğmen Ebru Eroğlu İle İlgili Skandal Karar: Küfür ve Taciz İfade Özgürlüğü Sayıldı