Dijital video platformları artık hayatımızın tam merkezinde olsa da bu platformların çok öncesinde de harika yapılar çıkaran HBO, bağımlılık yaratan dizileri ile öne çıkan bir platform. Peki, en yüksek puanlı HBO dizileri hangileridir öğrenmek ister misiniz?
Not: Dizi açıklamaları Beyazperde'den alınmıştır.
Bir erkek ve üç kadın...
Çok eşliliği savunan ve hayatını bizzat bu yolda düzenleyen Bill Plaxton'ın Barb, Nicki ve Margene isiminde üç ayrı eşi, üç ayrı evi ve toplam yedi çocuğu var.
Salt Lake City'de kurduğu bu sıra dışı hayatı tıkırında ve biraz da gizlice yürüten Plaxton'ın düzeni anne ve babasının ziyaret gelmeleri ile biraz karışacaktır...
I May Destroy You, büyük bir travma yaşayan bir kadının hayatına odaklanıyor. Kendisine güvenen bir kadın olan Arabella, yazdığı ilk kitabının getirdiği başarının ardından ikinci kitabını yazmaya başlar. Büyük bir stres altında bulunan Arabella’nın hayatı, bir gece kulübünde cinsel saldırıya uğramasıyla geri dönüşü olmayan bir şekilde değişir. Yaşadığı korkunç olayın ardından Arabella, ailesi, arkadaşları, kariyeri dahil hayatındaki her şeyi yeniden değerlendirmeye başlar. Bu süreç Arabella’nın kendisini yeniden keşfetmesini sağlar.
The Wire'ın yaratıcısı David Simon'ın yeni projesi The Deuce, 70'li yıllarda yükselen seks endüstrisini merkezine alacak. Pilot bölümü sipariş edilen dizinin başrolünde porno endüstrisi baronu rolünde James Franco yer alacak.
11 yaşındaki bir çocuğun hunharca katledilen cesedi bir parkta bulunur. Görgü tanıkları ve cesetten alınan parmak izleri Flint City adındaki kentin en saygın adamlarından birini işaret etmektedir. Cinayetin baş şüphelisi olarak görülen kişi, Küçükler Ligi koçu, İngilizce öğretmeni, iyi bir eş ve iki kız babası olan Terry Maitland’ın ta kendisidir. Soruşturmanın başına geçen dedektif Ralph Anderson düzenlediği bir operasyonla halkın gözleri önünde Terry Maitland’ı tutuklar. Terry, her ne kadar suçsuz olduğunu açıklamaya çalışsa da dava aleyhinde ilerlemektedir. Ancak araştırma devam ettikçe ortaya çıkan gerçekler ve Tery’nin olay gecesi ile ilgili anlattıkları davanın tüm seyrinin değişmesine neden olur.
Oswald Hapishanesi, suçluları ıslah edebileceğini düşünen bir idealist olan Tim McManus tarafında yönetilmektedir. Hapishanedeki mahkumlar, kendi ihtiyaçlarını karşılayabilmek için mücadele vermek zorundadır. Sınır tanımayan olayların yaşandığı hapishanede kimi tahliye olacağı günü görebilmek için, kimi ise uyuşturucu ticareti ya da diğer gruplar üzerinde güç kazanmak için savaşmak zorunda kalır. Tom Fontana’nın yaratıcısı olduğu dizinin oyuncu kadrosunda Kirk Acevedo, Ernie Hudson,Terry Kinney, Rita Moreno, J.K. Simmons, Harold Perrineau gibi isimler yer alıyor.
İnsanlar ikiye ayrılır. Ekonomik krizi ‘fırsata’ dönüştürmeyi başaranlar ve bu fırsatı es geçenler. 1920’li yılların Büyük Buhranı’ndan bir gangsterler imparatorluğu yaratmayı başaran Al Capone, şüphesiz ki 20yy'ın gördüğü en kurnaz ve en illegal 'iş adamlarından' biriydi.
Belalı yaşam öyküsü ve Chicago sokaklarında yükselişi sinema filmlerine defalarca konu olan, organize ‘suçun babası’ Al Capone’nun altın çağı, bu sefer bir televizyon dizisinde seyircilerin karşısına çıkıyor.
2014 yazında yaşanan korkunç bir terör saldırısını ve sonrasında yaşananları konu ediniyor. HBO ekibi dizinin tamamını İsrail'de, gerçek mekanlarda çekerek büyük bir başarıya da imza atmış.
Eski bir senatör olan Selina Meyer, Başkan Yardımcılığı teklifi alınca tereddüt etmeden görevi kabul eder. Ancak uğraşması gerekenler hiç de beklediği gibi değildir.
Dünyanın en güçlü ofisinde, başına geleceklerden habersiz, neye uğradığını şaşıran ama yine de görevini yerine getirmeye çalışan Selina Meyer'ı bekleyen bir dizi komik macera...
Sevgilisi ile beraber banliyöde sakin bir yaşam süren karakter, uzun bir süredir aynı mesleği yaparak sağladığı düzen içinde sessizce ve kendi halinde mutlu olarak yaşamını sürdürmektedir. Ancak ansızın, evlenme teklifi alacağı gece her şey son hızla yön değiştirir.
Başrolünde Bill Hader'ı izleyeceğimiz dizi, Barry isimli eski bir askerin kendini Los Angeles’ta tiyatro sahnesinde bulmasını oldukça komik bir dille anlatacak.
20'li yaşlarının ortalarında bir grup kadının hayatına odaklanan dizinin yapımcılığını Judd Apatow, senaristliğini ise Lena Dunham üstleniyor.
Orta sınıf şehirli Amerikan gençliğine çevrilen kameralar, dizilerde görmeye alıştığımız Sex and the City tarzından hayli uzak. Diyalogların ön planda olduğu, olabildiği kadar gerçekçi bir hikaye..
Hikayesini yaşanmış bir olaydan alan Treme, adını da New Orleans'taki bir yerleşim biriminden alıyor. 2005'te ortalığı kasıp kavuran Katrina Kasırgası'nın etkilediği insanların hayat hikayelerini anlattığı dizi, şehirdeki siyasete şöyle bir göz atarken, toplu konut projelerinde yaşananlara ve ceza ile adalet sistemine de eleştirel bir bakış atıyor. Aynı zamanda New Orleans'ın vazgeçilmez bir parçası da olan müzik de diziyi yeterince nasiplendiriyor..
Dizi eski bir beyzbol oyuncusu olan Kenny Powers'ın, profesyonel beyzbol kariyerinin sona ermesinden sonra, tekrar doğup büyüdüğü yer olan Kuzey Carolina'ya dönüp; bir okulda beden eğitimi öğretmenliği yapmaya başlamasıyla meydana gelen olayları konu alıyor.
Rolling Stone’un Amerika’nın en komik 23 insanından biri olarak seçtiği YouTube yıldızı Issa Rae; iki siyahi kadının ırkçılık karşısında yaşadıklarını komik bir dille anlatacak.
1980′lerin sonunda Silikon Vadisi’nde çalışan bir bilgisayar programcısının yaşadıklarını konu edinecek dizinin merkezinde; içine kapalı, asosyal bilgisayar programcısı Richard ve onun beş arkadaşının öyküsü yer alacak. Kara mizah türünde olacak yapımda, teknoloji dünyasındaki insanların başarıya ulaşabilmek için geçtiği yolları bir bir göreceğiz!
Chronicles ailesi, Amerika'nın uyuşturucu savaşının ön saflarında yoksulluk içinde yaşıyor.
Daha önce BBC için Criminal Justice’i hazırlayan Richard Price’ın kaleminden çıkacak olan Crime; başrollerinde John Turturro ve Riz Ahmed’i buluşturacak. Ahmed, New York’ta genç bir kızı öldürmekle suçlanan adamı canlandırırken; Turturro onun avukatı olarak ekranlarda olacak.
1870'li yıllarda Güney Dakota bölgesinde geçen hikayede, küçük bir madenci kampı olarak kurulan bir yerleşim yerinin giderek büyüyerek adeta bir kent haline gelmesi işlenirken, kapitalizmin gelişimine de eleştirel bir bakış atılıyor.
Kuzey Krallığının hükümdarı Lord Ned Stark, uzun ve zorlu savaşlardan sonra anayurduna dönüp krallığını bütünlük içerisinde tutmayı başarmıştır. Kral Robert Baratheon ile yıllarca omuz omuza çarpışan ve Baratheon'un kral olmasını sağlayan Ned Stark'ın tek istediği kuzey sınırlarını koruyan krallığında ailesiyle ve halkıyla yaşamaktır.
Fakat suyun öte yanında kendi topraklarından ve krallığından kovulduğunu iddia eden Viserys Targaryen , kız kardeşi Daenerys'i barbar kavimlerin başı Han Drogo'ya vererek, güç birliği planları yapmaktadır. Tahtını büyük bir iştahla geri isteyen ama kraliyet oyunlarından habersiz olan Viserys'in planları Kral Baratheon'a ulaşır. Savaş alanında büyük cengaver olan ama ülke ve aile yönetiminde aynı başarıyı tutturamayan Baratheon'un tamamen güvenebileceği ve her yanlış hamlesini arkasından toplayacak yeni bir sağ kola ihtiyacı vardır. Kuzeyin Lordu Ned Stark bu görev için seçilen tek aday isimdir. Kış yaklaşıyor...
Hanedan entrikaları, kapılı kapılar ardında dönen oyunlar, birilerinin kuyusunu kazmak için düşmanın koynuna girmekten çekinmeyen kadınlar, kardeşler arası çekişmeler, dışlanmalar... Hepsi tek bir hedef için: taht kavgası...
Sağlık ve güzellik uzmanı olarak çalışan Amy, işyerindeki işlerin kötü gitmesi sonucu iflas bayrağı çekilince, Hawai'de bir kampa katılmaya karar verir. Amy burada dinlenmeyi, hayatını gözden geçirip yeni kararlarla dönmeyi planlamaktadır.
Kampta geçirdiği üç ayın ardından şehre dönen Amy'nin önünde eski hayatının toparlanması gereken enkazı vardır. Amy beraber yaşadığı annesine, tembel ve bağımlı eski kocasına, ayrıca tuhaf iş arkadaşlarına tahammül ederken; kim olduğu ve kim olmak istediği sorularına yanıt arar.
New Jersey'deki bir Amerikan-İtalyan mafya ailesinin babası olan Tony Soprano'nun ve Soprano Ailesi'nin diğer fertlerinin hayatlarından kesitler sunan dizi, toplamda 86 bölüm yayınlanmış, kazandığı ödüller ve aldığı olumlu eleştirilerle adını 'gelmiş geçmiş en iyi diziler' arasına yazdırmıştır.
Tom Perrotta'nın romanından uyarlanan dizi; hiçbir açıklaması olmadan, bir anda ortadan kaybolan insanların ardından, geride kalanların yaşadıklarını konu edecek.
Amerika'nın Baltimore şehrinde geçen dizi; her sezon başka bir sorunu odağına alarak, birebir yaşanan olaylardan esinlenerek suçluların dünyasına farklı bir yerden bakıyor.
Wire'ın yapım ve yazarlığını eski bir polis muhabiri olan David Simon'ın yapması ise dizinin zaman zaman belgesel tadında olmasını sağlıyor.
The Sopranos ve Oz çok güzel ama Oz son bölümleri sevmedim sacmaladilar biraz ama The Sopranos kusursuz bir dizi bana göre Breaking Bad ve ikisi TV tarihinin en kaliteli iki dizisi. Wire puanı çok yüksek ama ben hiç sevemedim üç bölüm zor dayandım
west world yok saçma