Küçük bir kıssa. "Zamanın padişahlarında kim ki bana en üzgün anımda mutlu, en mutlu anımda üzgün edecek bir söz söylerse onu ödüllendireceğim. Eğer ki beni ikna edemezse kellesini alacağım. Der; ve zamanla gelenin gidenin kellesi uçar. En son ilim sahibi bir zat gelir ve der ki; Bu da gelir, bu da geçer. Padişah düşünür ve inanır. Gerçekten en mutlu anımızda ve en üzgün anımızda da gelip geçiyor."<< Bana derdini anlatanlara bunu anlatıyorum. Birazcıkta olsa teselli oluyordur umarım.
Daha neleri var şükür halimize diyorum. Benden daha kötü durumda olan insanlara bakarak onlardan biri olmadığım için iyi hissediyorum??!? Tabi böyle düşününce kaçınılmaz olarak benden daha iyi durumdaki insanlar geliyor aklıma. Bu sefer de adaleti sorgulıyorum...
Yaşam koçluğu yapıyorum, insanlar bana gelip dertlerini anlatıyor , görevim onları can kulağıyla dinlemek ve hal hareketimle onaylamak. Genele vurup baktığımda bir sürü boşlukta sürüklenen insanlar var. Ne yapacaklarını bilmiyorlar, telaş içindeler, paraları var ama mutsuzlar... Bir şekilde bazen ayna olup kendilerini gösteriyorum, bazen sorular soruyorum bir şekilde sonuca ulaşıyoruz. Onlar mutlu ben mutlu. Bense ne mi yapıyorum patates kızartıyorum kendime ve mutlu oluyorum. Mutluluk çok basit arkadaşlar. Kötüye giden hiç bir şey yok. Tek yapmanız gereken sizin bu konuda kendinizi ikna etmeniz.
Küçük bir kıssa. "Zamanın padişahlarında kim ki bana en üzgün anımda mutlu, en mutlu anımda üzgün edecek bir söz söylerse onu ödüllendireceğim. Eğer ki beni ikna edemezse kellesini alacağım. Der; ve zamanla gelenin gidenin kellesi uçar. En son ilim sahibi bir zat gelir ve der ki; Bu da gelir, bu da geçer. Padişah düşünür ve inanır. Gerçekten en mutlu anımızda ve en üzgün anımızda da gelip geçiyor."<< Bana derdini anlatanlara bunu anlatıyorum. Birazcıkta olsa teselli oluyordur umarım.
Daha neleri var şükür halimize diyorum. Benden daha kötü durumda olan insanlara bakarak onlardan biri olmadığım için iyi hissediyorum??!? Tabi böyle düşününce kaçınılmaz olarak benden daha iyi durumdaki insanlar geliyor aklıma. Bu sefer de adaleti sorgulıyorum...
Yaşam koçluğu yapıyorum, insanlar bana gelip dertlerini anlatıyor , görevim onları can kulağıyla dinlemek ve hal hareketimle onaylamak. Genele vurup baktığımda bir sürü boşlukta sürüklenen insanlar var. Ne yapacaklarını bilmiyorlar, telaş içindeler, paraları var ama mutsuzlar... Bir şekilde bazen ayna olup kendilerini gösteriyorum, bazen sorular soruyorum bir şekilde sonuca ulaşıyoruz. Onlar mutlu ben mutlu. Bense ne mi yapıyorum patates kızartıyorum kendime ve mutlu oluyorum. Mutluluk çok basit arkadaşlar. Kötüye giden hiç bir şey yok. Tek yapmanız gereken sizin bu konuda kendinizi ikna etmeniz.