Sürekli mutlu olunamayacağı artık kabul edilsin!
Sürekli mutlu olunamayacağı artık kabul edilsin!
Sadece iyi hislerinizin olması gerektiğine inanılır. İyimser olmanın ve olumlu düşünmeye dahil olmanın faydaları olsa da toksik olumluluk, sadece neşeli olunması gerektiğini savunarak zorlu duyguların bastırılmasına neden olur.
Fakat, hiç kimse tüm hayatı bolunca sürekli olarak olumlu olamaz. Hepimiz zorlu ve üzücü durumlar ve duygularla karşılaşırız. Bu durum ve duygular, çoğu zaman başa çıkması zor olsalar da önemlidir. Bu duyguların çoğu zaman bastırılmaması aksine, anlaşılması ve üstesinden gelinmesi gerekir.
Toksik olumluluk, günlük hayatınızda birçok farklı formda karşınıza çıkabilir. Buna birkaç örnekse şu şekilde:
Bu tür yorumlar genellikle sempatik olmakla birlikte, size iyi hissetmeniz gerektiğini düşündürebilir. Bu da deneyimlediğiniz duyguları ve düşünceleri insanlara anlatamamanıza sebep olabilir.
İnsanlar genellikle bu tür ifadelerin rahatlatıcı olduklarına inandıkları için bunları söylerler. Fakat, bu karşı tarafın hissettiklerini bastırmasına neden olabilir.
Bu, ifade aslında olumsuz duygular hisseden kişilerin mutlu olmadıkları için hatalı olduğunu belirtir. Bu da üzgün olan kişinin hatalı olduğunu düşünmesine yol açar.
Yukarıda bahsettiğimiz ifadeler genellikle iyi niyetle söylenir fakat zararlı olabilirler. En iyi ihtimalle, bu tür ifadeleri duyduğunuzda sadece basmakalıp sözler olduğunu düşünüp önem vermezsiniz. Fakat, bu ifadelerin zor durumda olan kişileri suçlar nitelikte olduğunu ve onlara zarar verebileceğini unutmamak gerekir. Toksik olumluluğun zararlarını şu şekilde sıralamak mümkün:
Bir kişi acı hissettiğinde, duygularının normal olduğunu ve hissettiklerini arkadaşlarına ve ailelerine anlatıp rahatlayabileceklerini bilmeleri gerekir. Ancak toksik olumluluk, insanlara hissettikleri duyguların yanlış olduğunu söylediği için utanır ve hissettiklerini rahatça anlatamazlar.
Toksik olumluluk, en zorlu durumlar karşısında bile olumlu hissetmenin bir yolunu bulamıyorsanız yanlış bir şey yaptığınıza dair bir mesaj gönderir.
Toksik olumluluk, bir kaçınma mekanizması olarak işlev görür. Zor zamanlar yaşadıklarında ve kötü hissettiklerinde bu duygular yokmuş gibi davranılmasına neden olur.
Toksik olumluluk, duygulardan kaçınmaya neden olduğu için duygusal olarak gelişmeyi ve olgunlaşmayı da engelleyebilir. Bunun sebebi kötü duygulardan kaçındığımızda onlarla yüzleşmeyi ve sorunu çözmeyi öğrenemememizdir.
Sorunlarla yüzleşmek yerine onlardan kaçmak
Üzgün, kızgın hissettiğinizde veya hayal kırıklığına uğradığınızda suçlu hissetmek
Gerçek duygularınızı saklamak
Olumlu bir tutumları olmadığında, kötü hissettiklerinde diğer insanları eleştirmek ve onları utandırmak
Peki, toksik olumluktan nasıl kaçınırız? Gelin bunun yollarına bir bakalım...
Olumsuz duygular kontrol edilmediğinde strese neden olabilir, ancak aynı zamanda yaşamınızda faydalı değişikliklere yol açabilecek önemli dersler almanızı da sağlayabilirler.
Stresli bir durumla karşı karşıya kaldığınızda, kendinizi stresli, endişeli ve hatta korkmuş hissetmeniz normaldir. Bunlardan kaçıp sadece olumlu olmanız gerektiğini düşünmemelisiniz. Kendinle ilgilenmeye ve durumunuzu iyileştirmeye yardımcı olabilecek adımlar atmaya odaklanmalısınız.
Bir zorlukla karşı karşıyaysanız, gelecek için gergin hissetmeniz ve aynı zamanda başarılı olacağınıza dair umutlu olmanız mümkündür. Birden fazla duygu hissettiğinizde bunu engellemeye çalışmamalısınız.
Birisi anlatmaya zorlandığı bir olayı veya hissini fade ettiğinde ona sadece basmakalıp sözler söyleyip geçiştirmemelisiniz. Bunun yerine, hissettiklerinin normal olduğunu ve dinlemek için orada olduğunuzu bilmelerini sağlamalısınız.
Olumlu sözler içeren sosyal medya hesaplarını takip etmek bazen bir ilham kaynağı olabilir, ancak bu tür içerikleri gördükten ve etkileşimde bulunduktan sonra nasıl hissettiğinizi dikkate alın. Bu gönderileri gördükten sonra bir utanç veya suçluluk duygusuyla baş başa kalırsanız bunun nedeni toksik olumluluk olabilir. Bu gibi durumlarda, sosyal medya tüketiminizi sınırlamayı düşünmelisiniz.
Zor duygulardan kaçınmaya çalışmak yerine onları hissetmek için kendinize izin vermelisiniz. Bu duygular gerçek, geçerli ve önemlidir. Durumu farklı bir açıdan görmenizi ve ders almanızı sağlayabilirler. Bu, hissettiğiniz her duyguya göre hareket etmeniz gerektiği anlamına gelmez. Bazen harekete geçmeden önce kendinize zaman vermek önemlidir. Duygularınızı yazarak veya bir arkadaşınız ile konu hakkında konuşarak bu duyguları daha iyi anlayabilir ve rahatlayabilirsiniz.
Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım...
Derdi tasayı birisine anlatmanın bir faydasını görmedim.Ya karşındaki başka sorunu dinlerken bulursun ya da can sıkıcı hayırlısı buymuş ya boşver ya takma kafaya dediğini. Boş yere de ulan bu dalya..ğa bu kadar laf attık diye bulursun.
Polyannaya ormanda tecavüz ederler. Üst baş paramparça ormandan çıkar. insanlar sorar bu da gülerek "tecavüze uğradım" der. "Kızım manyak mısın buna sevinilir mi?" denince bu da "olsun götü kurtardım" diye cevap verir. Bu aşırı olumluluk böyle bir şey olsa gerek (Not: Polyanna kitabı orjinalinde böyle bir anekdot yoktur ama seviye bu durumdadır).
Meali; hic bi seyin bokunu cikarmayin))