Her Şeyin Fazlası Zarar: 15 Başlıkta 'Kendinin Farkına Varmayacak Kadar' Mütevazı Olmak

Tabii aslında çok küçücük bir kısmınız, başlığı okur okumaz kendisinden bahsettiğimizi tahmin etti... Kalan büyük kısım ise kendisini tarif ettiğimizin farkında bile değil.

Kimim ben? Yarattığım değer nedir? Etrafımın, insanların, işlerin üzerindeki gerçek etkim ne? Bunlar, sıklıkla kendimize sorduğumuz sorulardan bazıları. Ancak bir kısmımız, bu tür soruları yanıtlarken alabildiğine acımasızdır; daima kendine haksızlık eder. İşte onlar, kendinin farkında olmayan mütevazılardır. 

İş dünyasının acı gerçeklerinde bugün, kendilerini biraz tanıyalım:

'Kendinin farkında olmayan mütevazı' kavramı: Kim bu arkadaşlar?

Yarattığı değeri bilmeyen, buna yeterince önem vermeyen, etkisinin genişliğini fark edemeyen; yani kısaca, 'kendinin farkında olmayan' kişiler.

Ortak özelliklerini tanıyalım:

Çoğunlukla çekingen ve kronik biçimde moralsizdirler.

Yaptıkları işi herkesten önce kendileri yeterli bulamazlar; ve dolayısıyla hiçbir zaman tam olarak mutlu ve huzurlu olamazlar.

Onaylanmaya ihtiyaçları fazladır.

Bu nedenle bir onay mekanizmasına herkesten çok ihtiyaç duyar; kimsenin kendilerini yeterince takdir etmediğini düşünürler.

Daha az parayla daha çok iş yaparlar.

Kendinin farkında olmayan mütevazılarla çalışmak her zaman kolaydır; yaptıkları işi hiçbir zaman çok kıymetli göremedikleri için, daha az parayla kolaylıkla daha çok iş yapabilirler.

Kolay korkutulabilirler.

Daha uzun süre ses çıkartmayabilirler, kolay ikna edilebilirler ve korkutulabilirler, çünkü hep bir “İşimi kaybedebilirim” korkusu taşırlar.

Motivasyonları daima düşüktür ve kolay demoralize olurlar.

Onlar için kötü olan durumların farkına varmazlar; çalışır, çalışır, çalışırlar… Gittikçe daha iyi olurlar ama beklentileri aynı düzeyde büyümez. Bu yüzden de gerçek potansiyellerine asla ulaşamazlar. 

Ve sonuç olarak da aslında hep kapasitelerinden daha azını ortaya koyarlar.

Bu kişilerin tam karşısındaki grup ise çok daha acıklı: Kendinin fazla farkında olan küstahlar!

Hiç değilse kendinin farkında olmayan mütevazılar iyileştirilebilirler. Fakat bu grup içinse bunu söylemek hiç kolay değil. Kendilerinde olan minik bir zeka pırıltısını Einstein ile aynı seviyede, yetenek partikülünü olimpiyat sporcularıyla, az miktarda laf yapmayı Seth Godin’le karşılaştırabilecek kadar küstahtırlar.

Küstahların asla bir şeyi derinlemesine öğrenmek gibi bir dertleri yoktur.

Çünkü tüm dünya onlara aittir. Dünyanın en küçük başarılarını Çin Seddi’ni

inşa etmek gibi anlattıkları için asla motivasyonları düşmez; her zaman zaten

en iyisini kendilerinin yaptığını zannederler.

Mütevazılara göre küstahlar elbette çok hızlı yükselirler; çünkü hırslıdırlar ve kendilerini çok iyi pazarlarlar.

Bu insanlarla çalışmak zordur; akıllı bir yönetici ya bu kişiyi canla başla ıslah etmeye çalışır, ya da hiç uğraşmaz. Yalnız şuna dikkat edelim; bu insanlardan uyanan ve doğru yolu bulanlar çok başarılı olurlar; çünkü zaten iyiye kullanabilecekleri bazı silahları vardır (etrafı etkilemek, kendini iyi pazarlamak, ikna ve sunum kabiliyeti).

Peki sen hangi gruptasın? Bizce her ikisinde de olmamalısın.

Doğru cevap her iki grupta da olmamak; ama ikisinin iyi özelliklerini birleştirmek ve buna odaklanmak. Onu nasıl yapacağız dersen de, şöyle özetleyebiliriz:

Tevazudan hiç vazgeçme; ama kendine karşı adil olmayı da unutma.

Hakkını koru, sen korumazsan kimse senin için korumayacaktır.

Kendinin ve başarılarının farkında ol, sana doğruları anlatan arkadaşların ve akıl hocaların olsun hep etrafında. Dostlar az ama öz olmalıdır; çünkü özellikle de doğruyu söylediklerinde onlara ihtiyacın var.

Bilmiyorum demekten korkma, çekinme. Öğrenme tembelliğinden kork.

Sadece aptallar ve küstahlar sürekli kendilerinden bahseder. Başarıyı paylaş; bırak etraf anlatsın. Bu yüzden de bireysel değil, kolektif başarı yaratmaya odaklan.

Kim olduğunu ve neler yapabileceğini bilmemenin kendine karşı işleyeceğin en büyük suç olduğunu bil.

Başarının statik değil dinamik bir kavram olduğunu öğren. Hayat boyu yaşayacağın her başarı seni daha büyüğüne hazırlar. Kendi farkındalığın konusunda sen ne kadar mütevazı olursan ol, sürekli bir başarı grafiği sergilediğinde ister istemez spot ışıkları altında kalacaksın. İşte o an geldiğinde bundan utanma, tadını çıkart! Ama asla kendi benliğini küstahlığa kaybetme...

Alemşah Öztürk

Harvard Business Review Türkiye

Popüler İçerikler

'İmam' Halil Konakçı, İlber Ortaylı'ya Ateş Püskürdü! 'Bizans Tohumu, Yunanlı, Dönme!'
Premier Lig Devinden Arda Güler'e Çılgın Teklif! Bonservis İçin 50 Milyon Euro Düşünülüyor
Dünyanın En Güzel 100 Kadını Listesine Türkiye'den 3 Ünlü Oyuncu da Girdi!