Her Şeyi Yeniden Gözden Geçirin: İş Yerleri Çalışanları Hasta Ediyor ve Hatta Öldürüyor!

İşinize gitme düşüncesi sizde aşırı stres yaratıyorsa, yalnız olmadığınızı bilmenizde fayda var. Fakat ekonomik nedenlerle bu isteğin bir vazgeçişe dönüştürülmemesi durumunda sonuçlar üzücü olabilir. Çünkü son yıllarda iş stresi nedeniyle hem sağlık problemlerinde hem de ölümlerde büyük bir artış gözlemlendi. 

Avrupa İş Sağlığı ve Güvenliği Ajansı verilerine göre, her yıl 550 milyon iş günü kaybının arkasında 'stres nedenli' işe gitmeme sorunu yatıyor.

2015'te incelenen 300 araştırmanın sonuçları ise gerçekten çarpıcı.

Çünkü iş yerindeki zararlı uygulamaların yol açtığı ölüm ve hastalık oranları, pasif olarak maruz kalınan sigara dumanından kaynaklı olanlara eşdeğer.

İş yerindeki zararlı uygulamalar arasında şunlar yer alıyor 👇

  • Uzun çalışma saatleri

  • İş-aile çatışması.

  • Ekonomik güvensizlik.

  • İş kontrolünün olmaması.

  • ABD gibi ülkelerde, sağlık sigortasının olmaması.

Dünyada sağlık giderleri artarken iş yerleri de önemli bir kamu sağlığı sorunu merkezi haline geliyor.

BBC Türkçe'nin Dünya Ekonomik Forumu tahminlerine dayandırdığı habere göre, dünya çapında sağlık harcamalarının dörtte üçü kronik hastalıklara gidiyor ve bulaşıcı olmayan hastalıklar nedeniyle ölümler, tüm ölümlerin yüzde 63'ünü oluşturuyor.

Araştırmalar, iş yerindeki zararlı idari uygulamalar nedeniyle yılda 120 bin ekstra ölüm olduğunu gösteriyor.

Ve bundan kaynaklı ekstra sağlık harcamalarının yılda 190 milyar doları bulduğu belirtiliyor.

Bu durumda, ölüm nedenleri sıralamasında, işyerleri, böbrek hastalıkları ve Alzheimer'ın da önüne geçerek beşinci sırada yer alıyor.

İngiltere'de 2016-17'de iş kaynaklı stres, depresyon veya anksite nedeniyle 12,5 milyon işgünü kaybı oldu.

Peki, alışanlar açısından bu sorunlara neden olan kötü uygulamalar şirketlerin yararına mı?

Elbette hayır. Uzun çalışma saatleri verimliliği olumsuz etkiliyor. İşten çıkarmalar işyerlerinin performansını artırmadığı gibi, en iyi işçilerin de ayrılmasına neden olduğu gibi, tazminat veya müşterilerle bağların zayıflaması gibi nedenlerle tasarruf da sağlamıyor.

Araştırmalar, çalışanların işlerini ne zaman ve nasıl yapacakları konusunda daha fazla kontrol sahibi olmaları halinde daha fazla motivasyonla çalıştıklarını gösteriyor. Ayrıca stresli ve hasta işçilerin sağlıklılar kadar verimli çalışmadığı da açık.

Çalışma hayatının kötüye gittiğini gösteren başka veriler de mevcut.

Eskiden ekonomik kriz dönemlerine özgü işten çıkarmalar daha rutin bir hal alıyor. Örneğin gıda sektöründe Heinz ve Kraft şirketlerinin birleşmesi sonucu, işgücünün yüzde 20'si işten çıkarıldı.

Güvencesiz çalışmayı dayatan 'esnek ekonomi' beraberinde aile ilye geçirilen zaman ve ilişki problemlerini doğuruyor.

1950-60'larda CEO'lar hissedarlara, müşterilere, çalışanlarına ve topluma karşı sorumlu olduklarını düşünüyordu. Şimdilerde ise hissedarların çıkarları her şeyin üstünde tutuluyor.

Şirketlerinde çalışan insanların fiziksel ve ruhsal sağlıklarına karşı sorumluluk duyan çok az yönetici var.

Çalışanların elverişli koşullarda çalışmasını ve aynı zamanda yaşamasını düşünen şirket sayısı oldukça az.

Çalışanların, işyerini seçerken sadece ücret ve yükselme imkanını değil, fiziksel ve ruhsal sağlıklarını da göz önünde bulundurması gerekiyor. İşletme yöneticileri ise sadece kârlarını değil, işgücünün sağlığını da ölçüme tabi tutmalıdır.

Hükümetler açısından ise sağlık harcamalarındaki yüksek maliyet işyerlerine odaklanmak durumunda; zira işyeri stresi insanları hasta ediyor.

Popüler İçerikler

"Bana Bilmediğim Bir Şey Söyle" Akımına Gelen Tıkanan Muhabbeti Açmalık Bilgiler
Rasim Ozan Kütahyalı’dan Atatürk Sözleri: “Şeytan Taşlamakla Anıtkabir'de Yapılanlar Benzer Eylemler”
Boks Tarihinin En Pahalı Maçı Öncesi Mike Tyson, Jake Paul'a Tokat Attı!
YORUMLAR
15.05.2018

Çünkü; İnsanlar haftada 50-60 saat belki de daha fazla çalışıyor ve karşılığında bir çoğu açlık sınırında yaşıyor. Çabanın karşılığını alamıyorsun ve devletin izlediği yolda zenginlerin tarafında. Bu durumda insanlar ümitlerinide kaybediyor, bir çoğu emekli olduktan kısa süre sonra ölüyor. Hayatınız boyunca çalışıyorsunuz, birileri bu sayede dehşet şekilde zengin oluyor ve devlette dahil kimse sizin için bir şeyler yapmak istemiyor. İşte tam olarak burada haksızlığa uğrayan ve yapacak hiçbirşeyi olmayan insanın sağlık sorunları başlıyor. Marx “İşçi ne kadar çok üretirse o kadar az tüketir. Ne kadar değer yaratırsa, o kadar değersizleşir.'' Kesinlikle durum bu, üstüne zengin ve fakir arasındaki uçurum. Dünyadaki 8 kişi dünya nüfusunun yarısıyla eşit mal varlığına sahip, bu yüzden tüm dünyada ve özellikle Türkiye'de alt sınıf (ki artık orta yok) piramitlerde çalışan kölelerden farksız. 3-5 firavun dünyayı sömürürken insanlar resmen modern köleler.

15.05.2018

Yaptığınız haberin içine tüküreyim ben. Zannediyorum ki işçi, emekçi vb insanlar için hazırlanmış bir başlık. Sonra içine bakıyorum "...ekstra sağlık harcamalarının yılda 190 milyar doları bulduğu.." tarzı bir cümle geçiyor. Yani deniliyor ki "işçilere iyi davranın, ölünce daha zararlı oluyor." Siktirsin gitsinler. Günde 10 saat çalışıyorum lan ben. Asgari ücretin bile altını alıyorum. Kimse de çıkıp "nasıl yani?" demiyor. Denetlemeye gelenler bile sallamıyor. Sokayım böyle işlere.

15.05.2018

Birgün şunu demek istemiyorum; keşke istifa edip daha az kazandığım fakat huzurlu olduğum yerde çalışsaydım. Ekonomik gereksinimlerden dolayı zincirlenmiş gibiyiz..

15.05.2018

1700 lira maaş alıyorum. Bana deseler ki, "Al sana 5000 lira maaş, personel sorumlusu olacaksın" teklifi hiç düşünmeden reddederim. Çünkü o 5000 liranın anlamı şu "Anandan emdiğin sütü burnundan getireceğiz"

TÜM YORUMLARI OKU (14)