Hiç uzatmadan hemen konuya giriyorum: Nasıl ki her ilde bir Atatürk Bulvarı, bir Cumhuriyet Caddesi varsa, mutlaka ismiyle özdeşleşmiş mahalle dükkanları vardır. Bu isimler yıllar yılı hiç değişmemiş, hatta yeni dükkan açanlar da aynı isimle sektördeki yerlerini sürdürmüşlerdir. Çok iddia ediyorum ki yakınlarınızda bir yerlerde bu dükkanlardan mutlaka en az bir tanesi var :)
Bir yerde eğer birden fazla lokanta varsa, orada mutlaka bir adet 'Bol Kepçe Lokantası' vardır. Genellikle esnaf lokantası statüsünde olan bu yerlerde ekmek kovayla gelir, az pilav üstü kuru yenir.
Her mahalle erkeğinin vazgeçilmez sosyalleşme merkezi, şüphesiz ki Dostlar Kıraathanesi'dir. Burada bezik, briç ve okey oynanır; çılgınlar gibi koyu çay içilir ama taş çalmak kesinlikle yasaktır!
Yuva yapanın yuvası olur çünkü emlakçılar çok tatlı komisyonlar alırlar. Fakat hiçbir Yuvam Emlak size kötü ev göstermez, kapora diye ölüp gebermez. Tamam tamam hepsi değil...
Evet, manavlar şen insanlardır. Onların nedense böyle bir misyonları var. Herhalde meyve sebzeki vitaminler, zaman içerisinde esnafa da kaynıyor. Bir Şen Manav'da tadına bakmak için iki üzüm koparabilir, gönül rahatlığı ile mandalin soyabilirsiniz.
Şehir başına ortalama 25-30 tane Şifa Eczanesi düştüğü bilinmektedir. Bu markanın olmadığı yerlerde muadil olarak Deva Eczanesi bulunur. Reçetenizi orda yaptırabilirsiniz.
Hamurun ve hamur işinin oluştuğu bir yerde Karadenizli bir ustanın olmaması neredeyse imkansıza yakındır. Bu yüzden bir kısım Karadeniz Ekmek Fırını açarken, diğer kısım da Karadeniz Pide alanında şanını yürütür.
Yani diyor ki 'Biz kötü mal satmayız'. Gerçekten de bu Güven Ticaret'e insanların yolu çok nadir düşer ama mutlaka hayati işleri çözmek için düşer. Hırdavat ve beyaz eşya alanında kendini geliştiren bu esnafımızın mekanik işlerle ilgilendiğini duyar duymaz bilmeniz lazım.
Market tam olarak kimin, o belli değil. Yani 'Marketi ben açtım' tadında mı yoksa 'Benim dükkanım, sizin dükkanınız demektir' anlamında mı onu bilmiyoruz. Her iki şekilde de samimi bir yaklaşım sergilendiğini söylemek mümkün.
Hayatınızın hiçbir cümlesinde kullanmadığınız kelime olan 'Klas'ı, bir tek kuaförler dükkanlarına isim koyarken kullanır. Yani karizmatik, janti bir görüntü verildiğinin iddiasıdır bu biraz da...
Burda kastedilen şey Ağrı Dağı'nın yüksek noktası gibi coğrafi bir ifade değil. 'Kalitede zirveyiz' demek istiyorlar ama onu da müşterinin kendisi azıcık düşünüp bulsun istiyorlar. Bir zirve giyimde termal tayt, içlik ve günlük giymelik çiçekli etek bulabilirsiniz.
Genelde caddelerin hipotenüsünü kesen konumları sebebiyle bu adı alan büfelerdir. Bir Köşem Büfe, gece geç saatlere kadar mutlaka açık olur. Market kadar sevimsiz, bakkal kadar mesafeli değildir Köşem Büfeler.
Eğer bir yerde balık satan bir dükkan varsa kafanızı hiç kaldırım bakmayın, mutlaka Dalyan Balıkçılıktır orası. Başka isimli balıkçılar çok endemik olarak görülürken, Dalyan Balıkçılık neredeyse dünyayı ele geçirmiş sayılır.
Sahibinin birkaç kardeşten oluştuğunu bildiğimiz mahalle esnafımızdır. Hatta bir dükkanın başına 'Kardeşler' ibaresinin eklenmesi, gerçek bir esnaflık sergilendiğinin göstergesidir. Her yerde Kardeşler, daima Kardeşler...
Adana'da dükkanının adını kardeşler koymayanı dövüyorlar. Özellikle unlu mamüller.
%90'ı burda da var :D
Temiz aile kasabı, Bizbize kafe, park kahvesi (genelde yanında yamacında illa bi parça banklı alan vardır) herhangi bir ürün dünyası (ekmek dünyası, ayakkabı dünyası, kahve dünyası, balık dünyası) :)