Her Ofiste Bir Tane Var! Ünlülerin Karakterlerine Göre İş Hayatlarındaki Rolleri Nasıl Olurdu?

Ünlülerden bir ofis kursan kim hangi tip olurdu acaba?

1. Sekreter: Burcu Esmersoy

Patronundan stajyerine herkesin yazıldığı, pek bir çekici, pek bir alımlı olan ofis sekreteridir. Özellikle dekolte giydiği günlerde ona bol bol soru sorulur; durduk yere problemler icat edilir. Herkesle arası iyidir, herkesin de arkasından konuşur. Heh bir de hep dik oturmaya çalışır.

2. Erkek Stajyer: Buray

Hakkında kimse çok fazla bi' şey bilmez. Bütün esprilere güler; çok anlatmaz, bol bol dinliyormuş gibi görünür. Staj raporunu imzalattıktan sonra saçma sapan triplere girer. Oturduğu yer pek belli değildir, bir gün orada bir gün buradadır. Ama kendisini bol bol fotokopi makinesinin önünde görebilirsiniz.

3. Kadın Stajyer: Demet Özdemir

Ofisin göz bebeği, sabah kalkıp işe gitme sebebidir. Erkeklerin bu kızla ilgili motivasyonu, tıpkı üniversitedeki 'Kanka hazırlığa yeni kızlar gelmiş, gözleri açılmadan bir ikisini kapatalım!' mantığına benzer. Bunun yanında dışlanmış ve tek başına kadın çalışanlar da bu kardeşimize yanaşır. Sallantıda bir ilişkisi vardır, herkes ayrılmasını kollar. Okulunu da 1-2 dönem uzatmıştır. Sırf muhabbete dahil olayım diye bol bol sigaraya çıkmaktan sigaraya falan başlar. Ve sonunda mutlaka bu arkadaş için bir veda partisi yapılır; telefonlar alınır, görüşme sözleri de... Ancak tam tamına 48 saat sonra varlığı unutulur.

4. İnsan Kaynakları Müdürü: Mesut Yar

Tartışmasız ofisin en çok gülenidir. 'Babam öldü Mesut Bey, bana iki gün izin verin!' diyin; kuvvetle muhtemel gülüp 'Hayır' diyecektir. Durduk yere yıllık izinler yazar, zam zamanı ortalarda gözükmez. Koşurken sürekli kolları açıktır, sana 'ben her şeye açığım' mesajı vermeye çalışır, okullarında öğretiyorlar herhalde. Lanettir, ama yüzüne güldüğü için bir şey diyemezsin. Tazminatsız işten çıkartır, ama sarılıp özür dilersin. Uzak durmakta fayda var!

5. Muhasebeci: Mustafa Ceceli

Şirketin en sessiz adamıdır. Çok fazla görmezsin; sadece arada halı saha maçlarına gelir. Saçları hep yapılıdır, giyimine dikkat ettiğini ve hatta ikon olduğunu düşünür; ama sadece rüküştür. Cuma'ları aksatmaz, Allah'ı dilinden düşürmez. Ama bilirsin ki, gerçek hayatı pek bununla alakalı değildir. Arada Caps Lock açık yazdığı mailleriyle de tanınır.

6. Patron: Acun Ilıcalı

Ortalıklarda nadir görünür; göründüğü zaman da bilirsin ki angarya bir iş çıkmıştır başına. İki kelam etmez, merhaba dersin cevap bile vermez. Zam zamanı Dubai'den insta story'lerini izlersin. Happy Hour'larda, içkili yemeklerde birden seninle ilgilenmeye başlar. Enteresandır.

7. Patron Karısı: Tabii ki Şeyma Subaşı

Ofise fazla gelmez. Geldiği zaman da 'Çalışın p*çler, ben patron karısıyım' edasıyla seğirterek kocasının odasına girer. Torpille işe soktuğu yakın arkadaşına bile yüz vermez. Sonra Whatsapp'tan arkadaşına 'Canım alınmıyorsun di mi? Sana bilerek slm vermedim, ağırlığımı korumam lazım, elemanlarla yüz göz olmamam lazım, sonra tepeme çıkıyorlar 😒' yazar. Çoğunlukla kocasından ayrı yaptığı yurt dışı seyahatlerini Insta Story'den izleriz.

8. Patronun Çocuğu: Emir Berke Zincidi

Arada ofise gelip milllete salça olan patron çocuğu bu işte! Senin emek emek hazırladığın aylık rapora saçma sapan şekiller çizer. Bağırır çağırır, ofisi birbirine katar; ama patron çocuğu olduğu için 'Ay canım ne tatlı, çok da zeki' diye yalakalık yaparsın. Annesi bu çocuğu fashion fashion giydirir. Sana 50 lira primi çok görür; ama çocuğun bilekliği 1000 liradır. Neyse Allah daha çok versin, servet düşmanı değiliz allahtan 😂

9. Ofisin Hatuncusu: Burak Özçivit

En karakteristik özelliği herkese 'Yavrum' diye hitap etmesidir. Bütün kadınlara yazılır. Misyonu, ofisi eşeyli çoğaltmadır. Sürekli pis pis gülüp, kadınların açık noktalarını bulup dalga geçmeye çalışır; sonra da 'alınıyorsan yapmayayım' der. Bu da böyle bi arkadaş işte!

10. Ofisin Yancısı: Eser Yenenler

Yancılığı adete bir meslek olarak yapar. Her ortamda bunu görürsünüz, kafanızı bir çevirin ortamda bu mutlaka vardır. Anlamadığı muhabbetlere karışır. Her konuda bir fikri, bir hikayesi, bir esprisi vardır. Komik değildir de, işte ayıp olmasın diye gülersin. Dedik ya herkesin yancısıdır; ama en çok da ofisin hatuncusunun yancısıdır. Ondan sekenleri toplamak, hayatının amacıdır. Sekretere aşıktır.

11. Ofisin Diyetçi, Fahri Yogacısı: Ebru Şallı

Sürekli yoga matı ve renkli taytlarıyla ofise gelir. Ve sabah spor yaptığını mutlaka ama mutlaka belirtir. Yogadır, pilatestir, zumbadır hepsini denemiştir. Beli kıl kadar incedir. Öğle yemeğinde pizza falan gömenlere iğrenerek bakar ve onların yediği şeylerin hem kalorilerini hesaplar hem de o kalorinin kaç dakikalık kardiyo ettiğini. Yemeğini evden tupper'ın içinde getirir: Brokoli haşlama, karnabahar tuzlama, kereviz yağlama vs ne tür boktan şey var, yer. Detoks suyundan vazgeçmez ve mutlaka yeşil elma yer.

12. Ofisin Kilolarından Şikayet Edeni: Hande Erçel

Diyetçinin en yakın arkadaşıdır. Ona özenip spor salonuna yazılır ve 2 ayda sadece bir kere gider. Evden aynı diyetçi gibi sağlıklı yemek getirip, akşama doğru midesi kazınıp pide gömer. Kilolarından konuşmaktan başka bir şey bilmez. Ofisin hatuncusuna fena halde yanıktır. 'O serseriyi ben adam ederim' hayalindedir. Ama önce fazla kilolarını vermesi gerekmektedir... Çoğu kişiye göre ASLINDA güzeldir, onlara göre kilo vermesine gerek de yoktur, korusa yeterdir.

13. Ofisin Müptezeli: Burak Deniz!

Bu çocuk hep çok akşamdan kalmadır. Ama kendine 'Ya çok hangover'ım' der. İlginç ilginç mekanlar bilir. Hep çok arkadaşı vardır; ama hiçbiriyle muhabbeti yoktur. Çünkü arkadaşım dediği kişiyle muhtemelen kafalar yüz milyarken sadece bir kere boş muhabbet çevirmiştir. Twitter'dan 'İstanbul Çevirme', 'Ankara Radar' gibi hesapları takip eder. Masasında mutlaka Alka Seltzer bulunur. Evli erkek arkadaşlarının bol bol 'Kanka ben bekar olcam var ya, öttürürdük' geyiğine maruz kalır. İşe en geç gelen de budur. Gelince de oturur müzik dinler, boş yapar. Masasında bol bol Star Wars oyuncaklarına rastlarız.

14. Ofisin "Yalandan" Samimisi: Hande Yener

Bunun kadar yapmacık bir çalışan yoktur. Hiç kimseye ismiyle hitap etmez 'Canım, tatlım, balım, aşkım' gibi içi boş ifadelerle seslenir. Çok dokunur, konuşurken karşısındakinin kıyafetinden bol bol kıl toplar. Milletin saçını, makyajını çok beğenir; 'ama keşke...' diyerek lafını sokar. Gıybet şampiyonudur, hızını alamayıp kendi gıybetini bile yapar. Sevgili arkadaşlarım, ofisinizdeki Hande Yener'i tespit edip, yoksa mani, yoksa engel, hemen uzaklaşın!

15. Ofisin Küfürbaz Kadını: Yıldız Tilbe

Ofisin tartışmasız en sevilenlerindendir. Bol bol küfür eder, kimseye eyvallahı yoktur, patavatsızdır. Çok çirkin giyinir, ama kimse gıybetini yapmaz. Dokunulmazdır yani. Çok sigara içer...

16. Ofisin Etkinlik Organizatörü: Osman Tan Erkır

Her etkinliğin, her ofis gezisinin, her angaryanın altından bu arkadaş çıkar. Öğlen yemeğinde bile onun dediği yere gidilir. Durduk yere icatlar da çıkartır. Yozgatlı, Çorumlu insanlara 'Hallowen'de Harley Quinn kostümü giydiren bu arkadaştır işte. Utanmasa Aziz Patrick Günü'nü bile kutlatır (neyse şimdi burayı okur da gaza gelir, aman). Kimse ne iş yaptığını bilmez. Galiba işi bu...

17. Ofisin Yemeksepetçisi: Kadir Çöpdemir

Yemeksepetine girip milletin aklına giren bu işte. Sürekli joker kovalar, ama jokeri de beğenmez; çünkü bugün canı döner çekmiştir. Milletin patatesinden mutlaka bi' tane alır. Ayın ilk haftasında ticket'ını, sodexo'sunu bitirir. Sonra yalandan diyete başlar, yerse...

18. Freelance Çalışan: Nejat İşler

Home ofis çalışır; sadece arada ofise gider makbuzunu imzalamaya gelir. Kimse hakkında bir şey bilmez. Kadın çalışanlar bu arkadaşa bayılır.

19. Bilgi İşlemci: Yunus Günçe

Açık ara ofisin en sevilmeyen adamlarından. İki kod biliyor diye, küçük dünyaları kendi yarattı zanneder. Milleti hor görür, onlara tepeden bakar. İki saniyelik işi uzatır da uzatır; terimsel terimsel açıklamalar yapar. Pire için yorgan yakar. Hep tek başınadır ve tek başına olmasını 'Cahiller beni anlamıyor' olarak açıklar. Gizliden gizliye bir mobil uygulama geliştirmiştir. Sorsan geleceğin Zuckerberg'idir, tıpkı Türkiye'nin Dostoyevski'si olması gibi!..

20. Veee Ofisin En Tehlikeli Adamı: Rasim Ozan Kütahyalı

Tam bir manipülatör, tam bir arabozucu, tam bir mikserdir. Ondan aldığını öbürüne, öbüründen aldığını ötekine. Kavga çıkartmak için bol bol 'haydaaa' çeker. Güzellikle ağzından lafları alıp ortalığa yayar. Sen de bilirsin bunun böyle olduğunu, daha doğrusu herkes. Fakat bir türlü kovulmaz; çünkü patrona iyi yalakalık yapar. Bu aralar araları bozuldu, kovulacak diyorlar ama... 😬

Popüler İçerikler

"Aşk Solcudur..." Kızılcık Şerbeti'nde Deniz Gezmiş Anıldı
Almanya’da Noel Pazarına Saldırı: Saldırgan Suudi Arabistan Vatandaşı Bir Doktor Çıktı!
Sosyal Medyada Süren Öğretmenlik Tartışması: Az Çalışıp Çok mu Maaş Alıyorlar?
YORUMLAR

patron yalakasına ülke çok özgür deyip damadı ihale alan kişiyi yazsa idiniz

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ