11. Soba, daha sen sıcacık yatağında yatarken, kalktığında ev sıcak olsun diye koşuşturan annendir.
12. Soba, üstünde kestaneler pişerken, damlattığın limon kolonyasının kokusuyla hikayeler anlatan anneannendir.
13. Soba, kurarken sinirlenen, üstü başı is olan, yakıp da karşısına geçti mi en güzel şekilde gülen babandır.
14. Soba, arkasında sıcacık oyunlar oynadığın kardeşindir.
15. Soba, bulunduğu odadaki her şeyle bütünleşen, hepsinden, herkesten bir parça taşıyan ailenin bir bireyidir.
16. Soba, meşakkatlidir, çiledir, zorluktur, ama ne gariptir ki bu huyları çabuk unutulan, hatırlanmayandır.
17. Sobanın keyfi çok başkadır, yemek kokularıyla birlikte yaydığı sıcaklık ayrı bir huzur verir, ayrı bir dünyanın kapısını açar.
Bonus - Soba artık unutuldu, akıllı telefonların yanındaki 3310 gibi… Ama o ağırlığı, o samimiyeti hiç çıkmıyor aklımızdan. Belki de çocukluğumuzu özlüyoruz biz sobada.
sırf yorum yazmaya girdim. aynı fantezi bende de vardı ta ki şarkta merkeze uzak bir dağ köyüne atanana kadar. o sobanın sıcak kovası üstüme yapışana, kar yağmur altında titreye titreye 2.5 yıl boyunca hem okula hem eve sırtımda 40 50 kg lik odun kömür taşıyana, kova taşıyana, 0 fıtıkla atanıp 2.5 yılda 4 adet fıtık sahibi olana, beş yaşındaki 15 bebeyle sobadan zehirlenene kadar. soba rezilliktir.
Ne çocukluğu İstanbul göbeğinde hala soba kullanıyoruz.
sırf yorum yazmaya girdim. aynı fantezi bende de vardı ta ki şarkta merkeze uzak bir dağ köyüne atanana kadar. o sobanın sıcak kovası üstüme yapışana, kar yağmur altında titreye titreye 2.5 yıl boyunca hem okula hem eve sırtımda 40 50 kg lik odun kömür taşıyana, kova taşıyana, 0 fıtıkla atanıp 2.5 yılda 4 adet fıtık sahibi olana, beş yaşındaki 15 bebeyle sobadan zehirlenene kadar. soba rezilliktir.
Fakirliği güzelleme ağzının ortasına bir yapıştırırlar feleğin şaşar.