Her Kış Yaşadığınız ve Anlam Veremediğiniz Depresyonu Bu Yıl Başınıza Gelmeden Alt Etmenin Yollarını Anlatıyoruz!

Siz de kışın karanlık havasından buhranlardan buhranlara giren, bahar gelince hayat enerjisiyle tekrar dolan ekipte misiniz? İlacınız bizde.

Derinlemesine incelemek isterseniz şimdiden paylaşalım, bu konuyu incelerken  bubu ve şu kaynaklardan faydalandık.

Günlerin kısalmasıyla ve güneş ışığına maruz kalınan zamanın azalmasıyla birlikte yaygın hale gelen bu depresyon türüne Mevsimsel Depresyon deniliyor.

Araştırıp derinlerine inmek isteyenler olursa literatürde Mevsimsel Duygu Durum Bozukluğu olarak da görmeniz mümkün, belirtelim.

Mevzu şu, bu durum sonbaharın sonunda veya kışın başlarında başlayıp, ilkbahar veya yaz başlarında sona eriyor. Bu depresyonun meydana gelmesi için kesin bir neden verilemiyor ama bunun ışık kaynaklı olduğu düşünülüyor.

Bu konu hakkında araştırma yapan bir uzman insanların bunu küçük bir sorun olarak gördüğünü ancak kesinlikle tedavi edilmesi gerektiğini söylüyor.

Peki kim bu uzman? 

Harvard’a bağlı Massachusetts General Hospital’da görev yapan uzman psikiyatr Dr. Paolo Cassano.

Bir kişiye bu hastalığın tanısının resmen konulması için ise kişinin en az iki yıl boyunca sonbahar ve kış aylarına denk gelen bu büyük depresif dönemini yaşaması gerekiyor.

Sık görülen belirtileri arasında ise şunlar yer alıyor:

  • Umutsuz ya da değersiz hissetmek

  • Uyku problemine sahip olmak

  • Sürekli halsiz veya sıkıntılı hissetmek

  • İştahta veya kiloda değişiklikler olması

  • Daha önce yapmaktan hoşlandığınız aktiviteleri artık yapmak istememek

Peki vücudumuz kış aylarına girdiğimizi nasıl anlıyor da bu şekilde bir tepki veriyor? diye sorduğunuzu duyar gibiyiz. Tabii ki vücudumuzun maruz kaldığı güneş ışığıyla...

Kısaca bahsedelim, vücudun biyolojik saati olarak görülen sirkadiyen ritim 24 saat boyunca vücudumuzdaki tüm biyokimyasal aktiviteleri, hormon kontrollerini ve daha nicelerini düzenler. Işık ise sirkadiyen ritmin öncül uyarıcılarından biri olarak bilinir.

Kışın yaşadığımız güneş ışığı eksikliği ise sirkadiyen ritmin dengesini bozabilir ve bu da uyku hormonu olan melatoninin daha fazla, ruh halini olumlu yönde etkileyen serotoninin ise daha az salgılanmasına sebep olabilir…

İşte buna sahip olan insanlar tam olarak bu yüzden yorgun, halsiz ve mutsuz hissediyor. Sadece bunlar da değil, cinsel enerji eksikliği, yüksek karbonhidratlı besinler tüketme isteği ve sosyal hayattan geri çekilme gibi etkileri de oluyor.

Keşke sadece ruh halinizi etkiler diyebilseydik. Konsantrasyon bozuklukları ve çalışma belleği ile ilgili problemler de bu hastalığa sahip kişilerde görülebiliyor.

Yeni öğrenilen bilgileri hatırlayamamak, konuşma sırasında doğru kelimeleri bulmakta güçlük çekmek...

Kuzeydeki ülkelerde yaşayan insanların bu hastalığa sahip olma olasılığı güneyde yaşayanlardan daha fazla… Dünya’yı ve Güneş’i sabitleyemeyeceğimize göre nasıl geleceğiz üstesinden?

Tıp ve teknolojide çoğu şeyin olduğu gibi bunun da çaresi var.

Hastalığın sebep olduğu hormonal düzensizliğin normale döndürülmesi için uzmanlar tarafından verilen antidepresanlar bu işi çözüyor.

Uzmanlar tedaviye hastalık sırasında normalden az salgılanan dopamin ve seratonin seviyelerini arttırmakla başlıyorlar, hastalığın düzeyine göre verilen ilaçların düzeyi de değişim gösterebiliyor.

Bunun yanında özellikle havanın karanlık olduğu kış aylarında ışık terapisi ile vücudunuza güneş ışığının yokluğunu unutturabilirsiniz!

Işık terapisinde doğru dozlarda yapay güneş ışığı kullanılarak sirkadiyen ritminizi dengede tutabilirsiniz.

Ha bir de, her gün en az 30 dakika güneş ışığından faydalanmak için yürüyün!

Depresyona elveda!

Popüler İçerikler

Daron Acemoğlu'nun Atatürk Hakkındaki Yorumlarına Gelen Tepkiler
Galatasaray'ın Yıldızı Osimhen İçin Fenerbahçe Napoli ile Temasa Geçti
18 Yaşındaki Şampiyon Balerin Eylül Sıla Ilgaz, Aile Evindeki Odasında Ölü Bulundu
YORUMLAR
01.12.2019

lan ben her daim.... neyse... o kadar sebep varken mevsime b.k atmaya gerek yok zaten.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ