İnsanları dış görünüşlerine göre yargılamamamız gerektiğini üzücü bir deneyimden sonra bizlere göstermeye çalışan gencin hikayesini sizler için Indy100'an derledik.
İnsanları dış görünüşlerine göre yargılamamamız gerektiğini üzücü bir deneyimden sonra bizlere göstermeye çalışan gencin hikayesini sizler için Indy100'an derledik.
Çünkü kendisine yaklaşık yedi ay önce nedeni bilinmeyen bir akciğer bozukluğu ile birlikte kalp yetmezliğine sebep olabilen idiyopatik pulmoner arteriyel hipertansiyon teşhisi konuldu.
Semptomlar ciddiyetlerine göre çeşitlendirilir. Kalp çarpıntısı, nefes darlığı, baş dönmesi ve bayılma nöbetleri içerebilir. Swift'in durumunda hastalık o kadar şiddetli oldu ki, iyileşmek için eğitimine altı ay ara vermek zorunda kaldı.
Bu sebeple beklenildiği gibi Swift'in engelli park rozeti var.
Swift bu can sıkıcı deneyimlerden birini arabasının ön camına bırakılan notla yaşadı.
'Siz arabadan çıktığınız zaman insanların size dik dik baktığını ama kimsenin daha önce bir şey söylemediğini, yalnızca bir not bırakılmasına izin verdiklerini söyleyebilirsiniz. Kartımı insanların görebileceği şekilde kullandığım zaman, aksayarak yürümek zorundayım gibi hissediyorum. Ama bu şekilde hissetmemem gerek. Çünkü bir rahatsızlığım var. Yalnızca görünmüyor.'
'Tekerlekli sandalyede değilim veya görünür bir rahatsızlığım yok diye, engelliler için kullanılan yeri kullanmam konusunda izinli olmayacağım anlamına gelmez.'
Umarız bir daha böyle bir durumla asla karşılaşmaz.
Adamın yazdığı not gayet normal sadece engelli olduğunu bilememiş.Keşke bizim memlekette de olsa böyle duyarlı kişiler.
Burada kötü,kırıcı birşey göremedim.Adam sadece uyarıda bulunmuş,belki adamın bir yakını engellidir yada kendisi engellidir ve bu yüzden o notu bırakmıştır.Kız nasıl her rahatsızlık gözle görülür olmadığını belirtsede,bu gerçek o notu yazan insan içinde geçerli.Kız nette duyar kasacağına bu şekilde de düşüne bilirmiş.
Türkiyede de engelli rampasına park eden bir kadının otomobiline , ben bir ayıyım , araç park etmeyi bilmiyorum tarzı şeyler yapıştırılmıştı kağıtla . Arabanın sahibi gelince de yuhlanmıştı , belki onun da bir rahatsızlığı vardı ? kültür meselesi işte