Ah şu komşular yok mu!Aslında kendisi beş köpeğinin hepsini arka bahçesine çıkarıyor.Yaşadığımız yerde sürekli yağmur yağdığından çok fazla salyangoz vardı. Annem için çıkıp onları bir kovada toplayıp dışarı atmak günlük ritüel olmuştu. 6 yaşındaydım ve salyangozları çok severdim. Onlar için çok üzülüyordum ve dışarı çıkıp onları kurtarmak için elimden geleni yapıyordum. Yakaladıklarımın hepsini komşumuzun bahçesine bırakıyordum. Daha sonralarda annem ile komşumuz arasında salyangozların bütün gülleri yok ettiğine dair bir konuşmaya kulak misafiri oldum. Daha da kötüsü güller vefat eden kocasına ait olduğu için bu duruma karşı daha duygusal yaklaşıyordu. Sonrasında salyangozlar annemin sevmediği komşularımıza ait olan arkamızdaki evin bahçesine atıldı.Yaklaşık 2 ay sonra planladığımızdan bir iki gün erken döndük evimize. Araba ile evimizin önüne geldiğimizde garajımızı sokağa bağlayan yolda bir sürü arabanın park etmiş olduğunu gördük. Havuzun ve jakuzinin pompalarının çalıştığını duyduk ve tüm ışıklar açıktı. Mutfakta çılgınca bir kalabalık vardı. Her yer darmadağınıktı. Jakuzide keyif yapan komşumuzun eşinin, babamın sinirden kırmızıya dönmüş yüzüyle karşılaştığındaki yüz ifadesini hala unutmuyorum. Korku ve şok bir arada. Herkes birkaç dakika içerisinde evden dışarı çıkmıştı. Çamaşır makinemizden başkalarının çamaşırları çıktı.Arkadaşım yeni araba almıştı. Garajının tadilatı bitmediği için arabasını benim evimin önüne bıraktı. Sabah komşularım uyandığında arabayı gördüler. Direkt arabanın bana ait olup olmadığını sordular. Şaka yoluyla bir şekilde arabayı aldığımı söyledim. Bir hafta sonra arkadaşım gelip arabasını aldı. Komşularım çok kızgındılar. Çünkü benimkinden daha iyi bir araba alabilmek için bankadan yüklü miktarda kredi çekmişlerdi.6 ay önce evimizi yenilemeye başlamıştık. Bütün duvar kağıtlarını söktük. Fakat paramız yetmediği için süreci biraz yavaşlattık. Mutfağımızın duvarları çıplak kalmıştı. Komşularımız her akşam penceremizden içeri baktıklarında gördükleri korkunç görüntüden rahatsız olduklarını söylediler.Bağırdı, şeytan gibi güldü, Beyonce şarkıları söyledi, evin içinde koşarak her şeyi düşürdü, ''Ayağını yere vur!'' diye bağırarak tepindi. Bence arkadaş olmalıyız!Bu çok büyük bir problem değilmiş gibi görünse de neredeyse her hafta bu duruma şahit oluyordum. Belediyemizin iki torba sınırı vardı ve fazladan her torba için ek ücret alınıyordu. Suçlunun kim olduğunu bulmak uzun zaman aldı. Her hafta fazladan birkaç poşet daha ekliyordu. Lastik eldivenlerimi giyer, gizemli torbaları açar ve içlerinden tanımlayıcı bilgiler bulmaya çalışırdım. Çöplere para ödememek için onları boş garajımda sakladım. Sonra güzel bir Ağustos günü olan oldu. İncelediğim çöplerin içerisinden üzerinde adres yazılı bir fatura çıktı. Belediyenin çöp arabasının gitmesini bekledim ve sonra evlerinin önüne gittim. Biriktirdiğim bütün çöpleri düzgünce garaj yollarına yerleştirdim. O günden bu yana çöplerini asla başkalarının bölgesine bırakmadılar.Hemen üst kattaki daireye koştum. Genç bir kız kapıyı açtı ve üzerinde sadece bir havlu vardı. Yanan mumlar ve güller yerleri süslemiş ve banyoya kadar gidiyordu. Sonra genç bir adam gördüm. Suyu kapattılar. Ertesi gün benimle ne yapılması gerektiği hakkında konuşmadı bile. Fakat kısa bir süre sonra, işten döndüğüm bir gün asansöre bindiğimde kız ve ailesiyle karşılaştım. Kızın rengi atmıştı. Asansör yukarı çıkarken ailesi kızlarının çok yoğun çalıştığını söylüyorlardı. Genç kız resmen bakışlarıyla sessiz olmam için yalvardı. Ertesi güne kadar bekleyebileceğimi söyledim. Diğer gün tavanı tamir ettirmek için yanında işçiler ve elinde bir kutu çikolata ile birlikte zilime bastı.Bizim taraftaki karlar onun çimlerine kadar gelmişti. Kanada'da yaşıyorum ve o sıralarda yerde dört metre kar vardı. Doğadan sorumlu olduğumu düşünmüyorum!İki dakika kadar kapıyı açmakla uğraştıktan sonra yanımızdaki kapı açıldı. Üst kattaki komşumuzla yüz yüze geldik. Üç saniyelik sessizlikten sonra gülerek kaçtık. Binaya yeni taşınmıştık ve tüm kapılar aynıydı. Gecenin bir yarısı başka birinin evine girmek istediğinde komşuların neler düşündüğünü tahmin edemiyorum.Onu azarladım. Çünkü onlar domates değil daha yeni aldığım hurmaydı. Daha önce böyle bir meyve görmemişti.Elinde marine edilmiş tavuk vardı. Fırınımı kullanmak için benden izin istedi. Çünkü onunki bozulmuştu. Ona fırının nerede olduğunu gösterdim ve kendimi banyoya kitledim. Bir tavuğun pişmesi ne kadar sürer?