Her Gün Muhatap Olduğumuz O Gıcık İnsanlarla Başa Çıkmak İçin Mark Twain’den Altın Niteliğinde Dersler

Herkesle anlaşamıyoruz, ne var bunda? Mühim olan yapılması gerekeni kavrayabilmek, belki de biraz bilge sözlerle. Kendisinin doğum gününü henüz geride bırakmışken Mark Twain'le dostluk ilişkilerini irdeleyelim, 'gıcık' insanlarla mücadelenin kolay yolunu öğrenelim. İyi ki doğdun Mark Twain.

Bazen dostlar arasında bazen iş ortamında, özellikle de bir anda kurtulamayacağımız kişilerin ablukasındayız.

Onlar tahammül edemediğimizin farkında mı bilmiyoruz, eğer farkındalarsa bu tahammülsüzlük iki yönlü de olabilir. Hangi yönden ve hangi şekilde yaşanırsa yaşansın, bu kaybet-kaybet durumunu kazan-kazan durumuna çevirmenin yolunu arıyoruz.

Kaçmak, uzaklaşmak ne bizim ne de Mark Twain'in çözümleri arasında değil.

Çünkü bunlar çözüm değil, ertelemeyle eş anlamlı geçici aksiyonlar. Çoğu gıcıklık atmosferi yanlış anlaşılmayla dolup taştığı için ilk aşamada dinlemeyi öğrenmek gerekiyor.

Belki de yanlış anlamışızdır...

Mark Twain'in dediği gibi: "Beni dışardan yargılayanlara söyleyecek sözüm yok. Zaten dışarıda kalmaları onlara yetiyor."

İlk aşamada anlamaya çalışmak, ortadaki problemin bir sanrıdan ibaret olduğunu ortaya çıkarabilir. Çıkarmayabilir de, denemek gerek.

Karşımızdakini doğru anladığımıza kani olduk ve tahammül eksikliğimizi harladık, diğer yöntemlere bakalım.

Zıtlığı ortaya çıkaran karşı görüşleri yokmuş gibi göstererek karşımızda tartışma tohumları eken kişiyi tanımayı denemeli. Karşılarında fikirlerini onaylayan birini görmek istiyorlarsa istediklerini verin, ne diyorlarsa onlarla olan iletişimde onların aynası olun.

"Hayatımda pek çok sorun vardı ve çoğu asla var olmadı." diyor Mark Twain.

Klişelerin gücünü küçümsemeden: Sorunları sorun etmeyi bırakmadığımız sürece sorun olarak bizleri tüketmeyi sürdürecekler.

Ateşle açılan savaşa ateşle karşılık vermemek o savaşı kazansak da vereceğimiz ufak zaiyatı ortadan kaldırır.

Gıcık diye tanımladığımız o insanların anlık reaksiyonlardan beslendiğini unutmamak gerek, onların zıttına vereceğimiz her reaksiyon, istediklerine tersinden itaat anlamına gelir.

Mark Twain açılan ateşi görerek şöyle der: “Eğer bir insan sizi kırarsa ve bunun kasıtlı olup olmadığı konusunda şüphedeyseniz, uç yöntemlere başvurmayın. Basitçe şansınızın dönmesini bekleyin ve ona tuğla ile vurun.”

Biz uç yöntemleri bir kenara bırakalım fakat elimizdeki tuğlayı da aldığımız yere koyalım. 

Gıcık olanla mücadelenin en iyisi hiç yapılmayandır. Zamanın size ait olduğunu ve akıp giden saniyeleri değerlendirmekte özgür olduğunuzu unutmadan zihninizin kapılarını kapatın.

Böylece ne istemediğiniz kişiler ne de onların fikirleri giremesin. Bahsi geçen kişi her ne kadar gıcık kategorisini de işgal etse zamanınıza olan saygıyı görerek sizi hedef listesinden yavaş yavaş silmeyi bile düşünebilir.

"Hiçkimse izlemiyormuş gibi dans et, hiç incinmemiş gibi sev, hiç kimse dinlemiyormuş gibi şarkı şöyle, dünya cennetmiş gibi yaşa."

Haksız değil güçlü kalem. Hayatın bize ayrılan bölümünü kısıtlamak kimin haddine! 

Bir diğer yöntem, ruhunuzu ısrarla tahriş eden kişiyi sınırlarını çizdiğiniz bir tartışmanın içine çekebilmek.

Bu alanda tartışmaya çalıştığında temeli sallantıda olan anlamsız davranışlarını geride bırakmayı da biraz utanarak görecektir. Uygulasın yahut uygulamasın, sizin etkiniz yeterli olacak.

Tüm bu yolların çıktığı iki sapak olacak.

İlki dinginliğe, ikincisi değişimin imkansızlığına götürecek. 

Hangisini seçmek çözüm getirecek, seçim anında bocalamamak için şimdiden gardımızı alalım.

Teslim olun!

Her savaşta muzaffer olacaksınız diye bir kaide yok, bu savaşta geri çekilerek kendi zaferinizi kazanacağınızı unutmayın. Bırakın diyaloglar monoloğa evrilsin, bırakın 'gıcık' yanıtsızlıkla kendi yankısını dinlesin.

İş hayatının acımasızlığı ve arkadaş çevremizdeki olası pürüzler elbette olacak.

İlerlemek için bazı şeyleri geride bırakıyor olmak şart. Yoksa geride kalan biz olabiliriz.

Peki ne diyor Mark Twain?

"Eğer aç ve kimsesiz bir köpeği alıp bakar ve rahata kavuşturursanız sizi ısırmaz. İnsan ve köpek arasındaki temel fark budur."

Sevdikleriniz size yeter, ötekiler bırakın 'öteki' kalsın. 

Popüler İçerikler

Önce Meydan Okuyup Sonra R Yapmıştı: Murat Övüç "Bülentinkiler Sahte" Dediği Diva'nın Eteklerine Kapandı!
Berfu ve Eser Yenenler'in 3. Kez O Ses Yılbaşı'na Katılmaları Tepki Topladı
Kadınlarla Kafayı Bozan Sözde Hoca Bu Kez de "Karını Bize de Evde Oynat" Sözleriyle Tepki Çekti