Bazı sanat eserleri vardır ki üzerinden yüz yıllar geçse bile kendinden söz ettirir. Biz de dünya sanat tarihine damga vurmuş eserleri ile ilgili detayları içeriğimizde sizin için anlattık. Buyrun okumaya...👇
Bazı sanat eserleri vardır ki üzerinden yüz yıllar geçse bile kendinden söz ettirir. Biz de dünya sanat tarihine damga vurmuş eserleri ile ilgili detayları içeriğimizde sizin için anlattık. Buyrun okumaya...👇
Tablo 17. yüzyılda yapılmıştı ve Portrait in Antique Costume (Antik Kostümlü Portre) de dahil olmak üzere pek çok başlığa sahipti. Bugün bildiğimiz adı ise yakın bir zamanda kullanılmaya başlandı. Bazı araştırmacılar, resimdeki kızın küpesinin gerçekten inci olup olmadığından hâlâ emin değil. Küpenin yapıldığı olası malzemelerden biri ise metaldir. Üstelik kancası olmadığı için küpe olup olmadığını bile anlayamıyorlar. Tablo ile ilgili şaşırtan tek nokta bu da değil. 2018'de yeni bir araştırma, tablonun arka planının her zaman siyah olmadığını, sanatçının kızı yeşil bir perdenin önüne resmettiğini ortaya koymuştur.
Nighthawks, Amerikan sanatının en tanınmış tablolarından biridir. Tabloda gecenin geç bir saatinde Amerikan tarzı ufak bir restoran oturan insanlar tasvir edilir. Sanatçı eserine Pearl Harbor saldırısından sonra başlamıştı ve halkın üzerine çöken kasvet ve ülkenin karanlığını başarılı bir şekilde eserine yansıttı.
Birçok kişi bu resimde tasvir edilen çiftin karı koca olduğunu düşünüyor ama onlar aslında onlar baba ve kızdır. Wood kız kardeşi ve diş hekimini model olarak kullanmıştır. Grant Wood ayrıca kız kardeşinden o zamanlar Iowa'nın kırsal kesiminde yaşayan kızlar arasında yaygın olan bir önlük takmasını da istemiş. Wood bu tablosuyla Chicago Sanat Enstitüsü'ndeki bir yarışmaya katılarak bronz madalya dahi kazandı ve tablo aynı sanat enstitüsü tarafından satın alındı. Ayrıca, Iowa'lıların asık suratlı insanlar olarak tasvir edilmelerine çok kızdıklarını da belirtmekte fayda var.
Vincent van Gogh, resimlerinde genellikle yıldızlı bir gökyüzü kullanırdı ancak bu tablo özeldi. Tabloyu imzalamamış olsa da, onun eseri olduğundan şüphe yok çünkü kız kardeşine yazdığı mektuplarda tabloyu ayrıntılı olarak anlatmıştır. Tablonun özel olmasının nedeni ise yıldızlı bir arka plan kullandığı ilk resimdir. Tabloda takımyıldızları birebir aslına uygun bir şekilde tasvir edilmiştir. Ayrıca sanatçı, resminde gece gökyüzünü tasvir etmesine rağmen siyah rengi hiç kullanmamış, sadece mavi, mor ve yeşil tonları kullanmıştır.
Van Gogh deyince bu eserden bahsetmemek olmaz tabii. Tablosunda, sanatoryumdaki odasının penceresinden görünen Saint-Rémy-de-Provence köyünün gün doğuşundan hemen önceki görünüşünü resmettiği biliniyor. Mavi tonlarının hakim olduğu bu eser aslında biraz düşsel bir yorum da diyebiliriz.
Bu Marcel Duchamp tablosu, modernist bir klasik olarak kabul edilir ancak ilk ortaya konulduğunda Kübistler tarafından fazla Fütürist olduğu gerekçesiyle reddedilmiştir. Hatta bir sanat sergisinde alay konusu dahi olmuştur.
Bu tablo, tarım ekonomisinden makine imalatına büyük bir geçişin olduğu Sanayi Devrimi sırasında yapıldı ancak o zamanın sanatçıları, endüstriyel görüntülerin resimlerde tasvir edilecek kadar iyi olmadığını düşünüyorlardı. Dolayısıyla J. M. W. Turner'ın resmi için böyle bir konuyu seçmesi, endüstriyel ilerlemeyi güzel ve büyüleyici bir şey olarak gösterdiği için zamanının ilerisinde olduğunu kanıtlıyor. Tablodaki hemen hemen her şey hızın gücünü göstermek için bulanıklaştırılmış olsa da, koşan bir tavşan görmek mümkün. Belki de sanatçı, yeni teknolojinin gelecekte doğa ve insanlık için tehlikeli hale gelebileceğini anlatmak istemiştir.
Öpücük tablosu sanatçının itibarını kurtarmak için son şansı olarak kabul edilebilir çünkü kendisi Viyana Üniversitesi'nin büyük salonunun tavanına yaptığı bir dizi resim yüzünden ahlaksız bulunmuştu. Hatta sanatçı aldığı komisyonu Viyana Eğitim Bakanlığı'na geri ödemek için borç para bile almak zorunda kalmıştı. Bu yüzden yeni sanat eserini resmetmeye başladığında gerçek bir risk alıyordu ancak Viyana Belvedere Müzesi tabloya o kadar hayran kaldı ki, daha bitmeden satın aldılar. Ödedikleri ücret, o zamanlar bir resim için şimdiye kadar ödenen en yüksek meblağdı.
View of Toledo, yapıldığı dönemin ilk İspanyol manzara resmidir. Bazı araştırmacılar, bunun bir tablonun tamamı değil, bir parçası olduğunu öne sürüyor ancak buna dair bir kanıt bulunmuyor. Ayrıca gerçek şehir görünümüyle tablo birebir değildir. Bu da sanatçının Toledo'nun geleceğini göstermek istemiş olabileceği olarak yorumlanabiliyor.
Georgia O'Keeffe bu çizimi 1915'te bir üniversitede ders verirken ve soyut sanatı araştırırken bitirdi. O zamanlar sanatçılar geometrik şekiller çizmeye daha yatkındı, bu yüzden O'Keeffe de doğal formlara odaklanmış ve bu şekilde bir dizi resim çizmişti. Daha sonra bu çizimleri bir arkadaşına gönderdi ve arkadaşı da çizimleri bir galericiye götürdü. Galeri sahibi çizimlerin uzun zamandır galerisine giren en saf, en güzel, en samimi şeyler olduğunu düşündü ve O'Keeffe'nin izni olmadan bazı çizimlerini sergiledi. Çalışmasının sergilendiğini öğrendikten sonra galericiye rahatsızlığını dile getirse de sonunda serginin devam etmesine izin vermeyi kabul etti.
Giuseppe Arcimboldo'nun bu şekilde farklı nesneleri veya yiyecekleri bir araya getirerek oluşturduğu birkaç portresi daha bulunuyor. Resimleri ise 'on altıncı yüzyılda soyut sanatın bir zaferi' olarak kabul ediliyor. Bu çalışması ise kitap okumaktan çok edinmekle ilgilenen kitap koleksiyoncularının hicivli bir alayı olarak yorumlanıyor. Resmin orijinal adı bilinmiyor ve şu anki adı ise ilk olarak yirminci yüzyılın başlarındaki bir envanterde yer aldı.
Sanat uzmanları, Lady with an Ermine tablosunun Leonardo da Vinci'ye ait olduğundan ilk başta şüphe duydular çünkü tablodaki imza çok sonradan eklenmişti. Uzmanlar yakın zamanda tablonun en başta nasıl göründüğünü görmek için tabloyu multispektral bir kamerayla taradı. Tablonun baştan savma restorasyonlardan önce nasıl göründüğünü ise öğrenmeyi başardılar. Örneğin arka plan orijinalde siyah değil, koyu maviydi. Bu tarama ayıca tablonun Leonardo da Vinci'ye ait olduğunu da doğrulamış oldu çünkü üzerinde sanatçının parmak izini buldular.
Edvard Munch tarafından 1893 tarihinde resmedilen tablonun doğanın çığlığını anlattığı düşünülür. Tablonun hikayesi ise Munch'ın anlattığına göre şöyledir: İki arkadaşıyla birlikte yürüyüşe çıktığı bir gün, güneş batmaktadır ve gökyüzü kızıla boyanmıştır. O dönem hasta olan ressam ise yorgun hissederek tırabzanlara yaslanır. O esnada doğanın çığlığını duyduğunu iddia eden Munch, o andan etkilenerek bu meşhur tabloyu ortaya koyar.
İspanyol sanatçı Salvador Dali tarafından 1931 yılında yapılan bu eser, sanatçının en bilinen eseridir. Dali'nin hayal dünyası böylesine sıra dışı bir eser ortaya koymuştur ve eser sürrealizmin en bilinen örnekleri arasında başta gelir. Eriyen saatler gerçek dışı dünyaya atıfta bulunur. Bilinene göre, manzarayı resmederken sanatçı İspanya’nın Katalonya bölgesindeki Port Lligat’tan esinlenmiştir.
Bu tablo, Whistler'ın soylu bir aileden gelen annesi Anna McNeill Whistler'ın tasviridir. Koleradan eşini kaybeden Anna üç çocukla bir başına kalmış ve yetmiş yedi yaşında hayatını kaybetmiştir. Ölmeden on yıl önce ise ressam oğlu için böyle poz vermiş ve bu meşhur tablo ortaya çıkmıştır.
Hepsi mükemmel fakat Kafe Terasta Gece favorim. Hic siyah renk kullanilmadan nasil bu kadar siyah olabilir bir tablo
Van goh inci küpeli hepsi elmas gibi değerli eserler hayran kalmamak elde değil 😍
Van gogh yazım yanlışı yapmışım😬