'HER DÖNEM BİR FASLIN AÇILMASI DEMEK, FASILLARIN AÇILMASININ 10 YIL SÜRMESİ DEMEKTİR'
Avrupa'lılardan beklentilerinin önyargısız şekilde, yapılanların görülmesi, eksik olanların da birlikte konuşularak çözüm aranması olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, 'O nedenle İlerleme Raporu'nun yarattığı ortam aslında Türkiye'nin AB'ye bakışının da pozitif yönde değiştiğini de ortaya koymuştur' diye konuştu. Çavuşoğlu, Vize Serbestisi Anlaşması'nın 16 Aralık 2013 yılında imzalanması, aynı gün geri kabul anlaşmasının imzalanmasının vizesiz Avrupa'ya seyahat için müzakereleri başlattığını anlatarak, 'Bunun için 3 ya da 3.5 yıllık süre öngörülüyor. Bu sürede de iki taraf da üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirecektir. Adalet, özgürlük ve güvenlik faslını açmadan ve müzakere etmeden geri kabul ve vize serbestisinin tam işleyemeyeceğini biz de, Avrupalı dostlarımız da çok iyi biliyor. Dolayısıyla, özellikle bu faslın açılmasını sürekli gündeme getiriyoruz' diye konuştu.
Çavuşoğlu, 2013 yılındaki somut gelişmelere rağmen şu anda müzakereler bakımından istenilen noktada olunmadığını belirterek, 'Çünkü şu anda 33 tane teknik faslın sadece 14 tanesi açılmıştır. Geriye kalan 19 faslın 16 tanesinde AB Konseyi'nin ya da üye ülkelerin blokajı vardır. Dolayısıyla bu müzakerelerin açılabilmesi için bu ambargoların adeta kaldırılması gerekiyor. Sadece her dönem bir faslın açılması demek, aşağı yukarı sadece fasılların açılmasının 10 yıl sürmesi demektir. 10 yıl sadece fasılların açılmasını beklemek onlara da, bize de haksızlık. O sebeple özellikle AB kurumlarından daha yapıcı ve somut adımlar bekliyoruz' dedi. Önümüzdeki hafta Başbakan Erdoğan'la beraber Brüksel'e gideceklerini aktaran Çavuşoğlu, çok önemli görüşmelerde bulunacaklarını söyledi. Çavuşoğlu, 'Şundan emin olsun herkes; Türkiye, AB sürecinden vazgeçemez' dedi.
'YAPICI BİR ŞEKİLDE GÖRÜŞTÜK'
Birkaç gün önce Strazburg'ta olduğunu belirten Çavuşoğlu, 'Orada da gerek Füle olmak üzere Avrupa Parlamentosu'nda Raportör olmak üzere yine Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Jagland olmak üzere oradaki dostlarımızla da Türkiye'deki gelişmeleri, Türkiye'nin AB ve Avrupa Konseyi'ne karşı yükümlülükleri ve birlikte atmamız gereken adımları çok yapıcı bir şekilde görüştük ve bundan sonra da aynı anlayış içinde karşılıklı samimi ve açık prensipler çerçevesinde bu görüşmelerimizi bundan sonra da devam ettireceğiz' diye konuştu.
'TÜRKİYE NE KAZANDI' DİYE SORUYORLAR
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da, AB ekonomik ve siyasi kriterlerinin, iktisadi ve siyasi değişim sürecini sürdürmede pusula olduğunu söyleyerek, 'Reform sürecimizin temeline insan onurunu, insan temel hak ve özgürlüklerine saygıyı yerleştirmiştir. Hukukun üstünlüğüne saygısını göstermiştir. İşleyen piyasa ekonomisi için gerekli kuralların iktisadi hayatımıza yön vermesine ışık tutmuştur. Rekabet edebilme gücümüz daha da artmış, üretim standartlarımız ve kalitemiz dünya ile rekabet edebilir hale gelmiştir. Bu süreçten, tüketicimiz, insanımız, iş dünyamız kazandı ve elbette Türkiye kazandı. Zaman zaman kamuoyunda 'Türkiye ne kazandı' diye soruyorlar. Bu kazandıklarımız az birşey mi? Hepimiz biliyoruz ki, Türkiye'nin AB'ye katılım süreci halen devam ediyor' diye konuştu.