Soluğumuzu tutarak izlediğimiz, her yeni bölümünü heyecanla beklediğimiz televizyon dizilerinin, şanına yaraşır biçimde ekrana veda etmesini isteriz. Her zaman 'Sonunda ne olacak acaba?' merakını canlı tutan, üzerinde günlerce konuşturan bu diziler finalleri hakkında beklentiyi de yükseltir. Fakat şans her zaman izleyiciden yana olmuyor. İşte beklenti ve heyecanımızı boşa çıkaran, hayal kırıklığı yaratan' kötü' sona sahip diziler...
David Fincher imzasını taşıyan bu televizyon klasiği son sezonu ve finaliyle hepimizi üzdü. Beyaz Saray'a yürüyen yozlaşmış bir politikacı olan Frank (Kevin Spacey) ve karısı Claire Underwood (Robin Wright), akıl almaz oyunlarıyla 5 sezon boyunca komplo teorileri üretmemize neden oldu. Hakkında çıkan cinsel saldırı iddiaları nedeniyle şovdan ayrılan Kevin Spacey'nin boşluğunu son sezonda doldurmak hiç de kolay olmadı. İyi kotarılamayan senaryosu ve kötü sonu ile House Of Cards en kötü finale sahip diziler arasında yerini aldı.
Brooklyn'li dört yakın arkadaşın 20'li yaşların kafa karışıklığını anlatan dizi, finaliyle hayranlarını üzen diziler arasında yer alıyor. Devam eden sezonları boyunca tavsiye niyetindeki süslü sözlerden ve 'kendini iyi hisset' tarzındaki sahnelerden uzak duran Girls, ara bölüm gibi duran bir bölümle final yaptı. Girls, ebedi bir dostluğa sahip olan kızların hikayesi için oldukça sıradan bir biçimde ekrana veda etti.
Nicole Kidman, Reese Witherspoon, Laura Dern ve Meryl Streep'in şaşırtmayan başarılı oyunculuklarına rağmen dizi kötü finali ile ekranlara veda etti.. Başından beri tempoyu dengelemeyi başaran dizinin, donuk bir sahneyle sona ermesi hayranları üzdü. Dizi, birinci sezonun sonunda oluşan soru işaretiyle nasıl biteceğine dair tüm teorileri boşa çıkararak son derece vasat bir final yaptı.
James Dean'in Asi Gençlik filminden bu yana en sevilen konuyu işleyen OC, karakterlerin sahiciliği ile kalbimizi çalmayı başarmıştı. (Buradan sonra spoiler var!!!) Hepimiz biliyoruz ki üçüncü sezonda Marissa'nin (Mischa Barton) ölümü ile dizi aslında final yapmıştı. Ancak yapımcılar diziyi dördüncü bir sezona uzatarak Ryan ve Taylor arasında zorlanmış bir romantizm yarattı. Yer yer sit-com tadı vermeye başlayan ve giderek yetişkin pembe dizisine dönen The OC, sıkıştırılmış çok kötü bir finalle bitti.
Aslına final bölümüne gelmeden çok önce X-Files orijinalliğini kaybetmişti. Oysa televizyonun en iyi bilim kurgu dizilerinden biri olan X-Files, Mulder (David Duchovny) ve Skully (Gillian Anderson) karakterlerinin gerçek olduğunu sanan fanlar yaratmayı bile başarmıştı. Nihayetinde X-Files, basmakalıp televizyon mecazları ile kafa karıştırıcı ve sıkıcı bir saatlik bölümüyle 2018'de final yaptı. X-Files'ın finali ile ilgili New York Times tarafından 'Televizyonun en yaratıcı şovu sonunda hayal gücünün sınırlarına ulaştı' tespiti yapıldı.
True Blood vampir hikayesine benzersiz yaklaşımı, yaratıcı dünyası ve eksantrik karakterleri ile kaliteli sezon yaşadı. Ne olduysa bu yıkıcı vampir draması ışığını kaybederek solmaya başladı. Bill (Stephen Moyer) ve Sookie'nin (Anna Paquin) arasındaki romantizm, aile ve evliliğe dair garip bir vaazı takiben buz kestiren bir trajedi ile sona erdi. True Blood ne yazık ki özentiye kaçan, hiçbir karakterin arzuladığımız sona erişemediği bir dizi olarak tozlu raflardaki yerini aldı.
Tam bir gençlik dizisi olan Gossip Girl sezonlar boyunca moda, aşk, entrika ve dedikodu hep yanı başımızda oldu. (Yine bir spoiler geliyor, aman dikkat!) Dizi, Gossip Girl'ün Dan Humphrey (Penn Badgley) olduğuna dair ifşayla bitti. Serena'nın (Blake Lively) yaptığı onca şeye rağmen Dan'ı kabul etmesi, Nate'in belediye başkanlığına göz kırpan bir sahne, Chuck ile ilgili yanıtlanmamış sorular izleyiciyi tatmin etmedi. Dizinin daha yeni daha genç lisesi bir grubu gösteren kapanışı ise tatsız finali iyice anlamsızlaştırdı
Bu eğlenceli yapım boyunca Ted'in (Josh Radnor) kiminle nasıl evleneceği hep merak konusuydu. Karakterlerin sezonlar boyunca gelişip değişmesini izlerken, Ted ve Robin'in (Cobie Smuldres) bir arada olamayacağına ikna olmuştuk. (Buradan sonrası spoiler içerir!) Dizi finalinde Robin'in Barney'den boşanması, Anne'in kansere yenik düşmesi bayatlığıyla birleşince Ted ve Robin mutlu sona sahip oldu. Biz mi? Yıllarca merak ettiğimiz soru anlamsız bir biçimde yanıtlanınca boşluğa düştük.
Televizyon tarihinin en kutuplaştırıcı ancak bir o kadar da çarpıcı yapımlarından biri olan Sopranos'un finali de hiç tatmin edici değildi. Sopranos dizilerin sadece sabun köpüğünden oluşmadığını gösteren ağırlığıyla, bugün birçok dizinin temelini oluşturdu. (Spoiler geliyor!) Mafya destanı Sopranos'un yarattığı anti-kahraman Tony Soprano'nun muğlak ölümüyle biten finalinin seyirciyi üzmesi hiç de şaşırtıcı değildi. Dizinin bölümleri boyunca, hikayede yer alan karakterlerin kaderleri çok netti. Son bölüme kadar izleyicinin görmediği ölüm kalmamışken Tony Soprano'nun spekülatif kaderi kimseyi tatmin etmedi. İzleyicinin hayal gücüne bırakılan sonlar güzel olsa da Tony belirsizliği hak etmiyordu.
Her 'Previously on Lost' cümlesiyle yüreğimizi çarptıran Lost, tarihin en kötü dizi finallerinden birine sahip. O korkunç final ile dizi literatürüne 'Lost gibi bitti' cümlesini kazandıran dizi, altı sezon boyunca aklımız başımızdan almayı başarmıştı. Tuhaf bir uçak kazasından sağ kalanların hikayesini izleyeceğimizi düşünürken kendimizi gizemli bir maceranın içinde bulmuştuk. Tüm sezonları boyunca içerdiği bilim kurgu öğeleri, edebi ve felsefi motifleriyle neredeyse satır aralarını okumaya çalıştığımız Lost, hayal kırıklığının ötesinde bir şok yaratarak ekrana veda etti.
Dexter'ın final bölümü için 'Gümbür gümbür ses getiren bir dizi nasıl inleyerek katledilir?' içerikli bir tez yazılabilir. Soğukkanlı bir katili izlemek için can atmamızı sağlayan dizi, finali ile tek bir kişiyi bile mutlu etmedi. Dexter'in başrol oyuncusu Michael C Hall'ün de final bölümünü sevmeyenler listesinde yer aldığını da ekleyelim.
İnanılmaz ama HBO' nun fantastik dizisi Game Of Thrones 'Lost gibi bitti' cümlesine teslim oldu! 'Winter is coming' sloganıyla beklentimizi sürekli körükleyen dizinin finali, en olmadık karakteri en kolay biçimde kahraman yapışıyla kalbimizi buza çevirdi. Yedi sezon boyunca hayranlarını şaşkına çevirmeyi başaran bu dev yapım, sekizinci sezonda aceleci bir tavır sergiledi. Öyle ki, dizinin hayranları sekizinci sezonun yeni baştan çekilmesi için imza kampanyası bile başlattılar. Game of Thrones finali, diziye zamanını vermiş hayranların büyük bir kısmı tarafından adeta hakaret olarak algılandı.
got çok kötüydü mahfettiler güzelim diziyi.
Allah o jon snow piçini bildiği gibi yapsın
hepsi bir kenara got kalbimde yaradır. hala aklıma geldikçe üzülüyorum.