Her Bölümde İzleyiciyi Duygudan Duyguya Sürüklemeyi Başaran Masumlar Apartmanı'nı Neden İzlemeliyiz?

Gülseren Budayıcıoğlu'nun “Madalyonun İçi” romanından esinlenerek hazırlanan dizi her bölümüyle izleyiciyi daha fazla ekrana bağlamayı başarıyor.

Maddi durumları oldukça yeterli olmasına rağmen, her birinin ayrı bir psikolojik rahatsızlığı bulunan dört kardeş ve babalarının hikayesi bu.

İster istemez kendinizden bir şeyler buluyor ya da en azından her birine ayrı üzülüyorsunuz izlerken.

Ailenin en büyük kardeşi Safiye ile başlayalım... Tıp okumak isterken annesinin kendisini eve mahkum etmesi ile başlayan serüveni, uzun yıllardır dışarıya tek bir adım atamamış obsesif kompulsif bozukluk hastası.

İzlerken onu bu hale bütünüyle annesinin getirdiğini ve ölmüş olsa bile hala annesinin etkisinden kurtulamadığını görüyoruz. Onun okumayı seven, aşkı tatmış halleri herkeste buruk bir tebessüm oluşturuyor.

Han, Safiye'nin bir küçüğü ve vergi rekortmeni olan başarılı bir iş insanı. Onu izlerken önce Yunan tanrısı gibi olduğunu, bu aileye karşı nasıl bu kadar hassas olabildiğini düşünüyorduk.

Sonraları gördük ki en problemli karakterlerden biri Han. Çünkü kendisi hem bir istifçi, hem de sevip sahiplendiği kişilerde aşırıya kaçan bir 'sahiplenme' durumu söz konusu (ondaki sahiplenme değil, tutsaklık). Şiddete meyledebilecek bir yapısı var ama tüm bunları saklamayı çok iyi başarıyor, en azından ailesine karşı.

Gülben, üzümlü kekimiz... Birkaç bölüm izleyiciyi çıldırtsa da, en fazla üzüldüğümüz ve anlayış gösterdiğimiz karakterlerden biri.

O da ablası gibi obsesif kompulsif bozukluk sahibi. Ablasının etkisinden sıyrılıp 'normal' olabilmeyi çok istiyor, ama onun kendi adına bir engeli var: altına idrar kaçırması. Hatta Gülben'in çişli çarşaflarının da atıldığı bir çöp daire var apartmanda. Son derece duygusal ve bir o kadar hayalperest olan Gülben, zincirlerinden kurtulup istediği özgürlüğe ve aşka kavuşabilecek mi, bekleyip göreceğiz.

Ve evin en küçük çocuğu Neriman... İçlerinde en normali, en sakini ama onun da bir hastalığı var: mazoşizm.

O belki de tüm bu yaşadıklarının etkilerini kendi bedeninden çıkarmak adına, baskı ve stres altında olduğunda tırnaklarıyla ellerine kollarına zarar veriyor. Derslerinde oldukça başarılı olsa da, ablası tarafından sık sık okuldan alınmakla tehdit ediliyor ve arkadaş edinmesine kimse izin vermiyor. Umuyoruz ki böyle bir şey olmaz.

Kim bu insanların babası derseniz, Hikmet. Belki bu olanlarda onun da suçu var çünkü ilk evliliğindeki eşi ve çocuğunu hiçbir zaman unutmamış, ikinci eşini de hiçbir zaman sevmemiş bir adam.

Hasibe ile istemeye istemeye evlenmiş, onun tüm takıntıları ve hastalığı sonucu (o da tıpkı Safiye gibi, belki de daha beter) ondan iyice uzaklaşmış, çocuklarına dahi sevgi gösterememiş anneleri yüzünden. Şimdilerde hem alzheimer hastası, hem de kalp rahatsızlığı var.

Ve gelelim İnci'ye... Babasının alkolik ve sorumsuz bir adam oluşu sebebiyle annesini kaybetmiş, bu travmayı da üstünden atamamış bir kadın İnci.

Dedesi ve kardeşi ile birlikte yaşarken, bir kaza sonucu Han'la tanışıp birkaç gün içinde de yaşayacaklarından habersiz bir şekilde onunla evlendi. Yani ne Han'ın aslında nasıl bir psikopat olduğundan haberi vardı, ne de ailesindeki durumlardan. Tabii şimdilerde onlarla yaşamaya 'çalışıyor'.

Bu evde yiyecekler dahil her şey dört kez yıkanıyor. Mutfağa Safiye ve Gülben dışında kimse giremiyor, haliyle çoğu zaman babalarına ilaç içmesi için bile yemek veremiyorlar. Dışarıdan herhangi bir şey gelmesi de kesinlikle yasak. Kıyafetleri bile dört aşamada önce elde yıkadıktan sonra makineye atabiliyorlar.

Bir de Naci var, Safiye'nin büyük aşkı... Safiye ve Naci devlerin aşkı gibi bir aşk yaşarken, Hasibe'nin baskıları sonucu yarım kalmış bu ilişki. Sonra da Safiye'yi uğursuz olduğuna inandırmış ve yıllardır evden çıkmamasını sağlamış.

Yaklaşık 20 yıl sonra geri dönen Naci, başkasıyla evlense de Safiye'yi sevmekten hiç vazgeçmemiş. Ama geri döndüğünde kendi Safiye'sini bulamadı haliyle. Maalesef o da ölümcül bir hastalıkla pençeleşirken, son kez görmek istediği sevdiğine kavuşamayacak gibi görünüyor. Onun aşkı Safiye'yi iyileştirir mi, bunu da hep birlikte göreceğiz.

Memduh, Ege, Gülben'in platonik aşkı Esat ve Esra ile bambaşka bir dolu insanın nasıl bir apartmanda toplandığını ve birbirlerinin hayatlarına nasıl bir şekilde dahil olduklarını görüyoruz.

İzlerken öfkeden çıldırdığınız da oluyor, hıçkırarak ağladığınız da... Sizi duygudan duyguya sürüklerken "Tüm bu insanlar bu evde nasıl yaşayacak?" diye düşünmekten de alamıyorsunuz kendinizi.

Bir an önce herkesin iyileşmesini ve her şeyin yoluna girmesini, sevginin ve aşkın kazanmasını istiyorsunuz.

O yüzden hala izlemediyseniz izlemenizi tavsiye ederiz!

Masumlar Apartmanı'nda Sempatik Halleriyle Herkesin Çok Sevdiği Gülben'in Gerçek Hikayesini Biliyor musunuz?
Neden Bu Kadar Seviyoruz Diyorduk: Aslında Hepimizin Biraz Masumlar Apartmanı Gülben Olduğunun 11 Kanıtı
Alev Alev'in Paris'te Yaşanan ve Kadın Hareketine Dönüşen Gerçek Bir Olaydan Uyarlandığını Biliyor muydunuz?

Popüler İçerikler

Boks Tarihinin En Pahalı Maçı Öncesi Mike Tyson, Jake Paul'a Tokat Attı!
Yasa Dışı Bahis Reklamı Soruşturması Noktalandı: Galatasaray'a Takipsizlik
Fenerbahçe Teknik Direktörü Jose Mourinho ile İlgili İspanya'dan Transfer İddiası Var
YORUMLAR
23.02.2021

Bu diziyi Tansel Öngel (Naci Hoca) dahil olunca birkaç hafta izlemiştim ama yok hayat yeterince stresli her hafta dram kavga gözyaşı içeren bir dizi ruh halimi daha çok bozdu. İnsanların drama bu denli düşkünlüğünü anlayamıyorum

23.02.2021

Geri zekalı insanların izlediği diziler: Bölüm 1

23.02.2021

oha daha yeni mi farkettin diziyi editör, 20 bölümü doldurdu. madem elini attın Gönül Dağına da bi içerik hazırla sana zahmet.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ