Günümüzde herkes çok satanlar listesine giren kitapları satın aldığı için nadir bulunan ya da kıyıda köşede kalmış kitapların yüzüne bakmıyor. Eğer herkes tarafından bilinmeyen kitaplar arıyorsanız, işte az kişinin bildiği muhteşem kitaplar...
Günümüzde herkes çok satanlar listesine giren kitapları satın aldığı için nadir bulunan ya da kıyıda köşede kalmış kitapların yüzüne bakmıyor. Eğer herkes tarafından bilinmeyen kitaplar arıyorsanız, işte az kişinin bildiği muhteşem kitaplar...
Günümüzdeki bir kayboluş hikâyesinin izini İstanbul'da süren Amerikalı gazeteci M'nin hikayesini anlatan Aydınlanma, aynı zamanda 70'li yıllardaki Türkiye'nin değişimini de gözler önüne seriyor.
Sovyet dönemi kamplarının karanlık yönlerini anlatan Görüş Evi, Stalin dönemini anlatan çok sayıda kitap yazsa da bunlardan en acı anıların anlatıldığı kitap hiç şüphesiz Görüş Evi... Kitap, Sovyetler Birliği’nin devlet kamplarında yaşamış eski bir mahkûmun yıllar sonra Amerikalı üvey kızı Venüs’e mektup yazmasıyla başlıyor.
Üçüncü Dünya ülkelerinin zorlu şartlarında uzun yıllar görev yapan Polonyalı ünlü gazeteci Ryszard Kapuscinski’nin deneyimlerinden oluşan Bu İş Siniklere Göre Değil, gazetecinin mesleği için yaşadığı zorlukları birer birer aktarıyor.
Hindistan'da dul kadınların yakılması, yeni doğmuş kız bebeklerin öldürülmesi ve daha pek çok şey, yüzyıllardır kadınlara karşı yapılan ayrımcılığı gözler önüne seren sayılı örnekler arasında. Kadın-erkek eşitliğinin hala çok uzakta olduğunu gösteren Mizojini, toplumsal gerçekleri bir tokat gibi yüzümüze çarpıyor.
İnsanın kendine ve dünyaya bakışını sorgulayan bir kitap olan İskambil Kağıtlarının Esrarı, iskambil kâğıtlarının kişileştirildiği, gerçek ve hayalin iç içe işlendiği bir eser olarak okuyucuya sunuluyor.
İnsan psikolojisine nüfuz eden bir kitap olan Kayboluyorsun, hayatı bir anda altüst olan bir kadının ayakta kalma mücadelesini anlatıyor. Tatilde kocası Frederik'in beyninde bir tümör olduğunu ve davranış ve kişiliğini etkileyeceğini öğrenen Mia ve ailesinin hayatı, kocasının hastalığı nedeniyle tamamen değişir.
1932 yılının Ekim ayında geçen kitap, aşkı tutku ve acıyla harman halde anlatırken, aynı zamanda yazarın bir geleneği olan yıllar içinde evrimleşen Türkiye'ye de göz atılıyor.
Guguk Kuşu kitabının yazarı Ken Kesey'in usta kaleminden çıkan Bazen Derin Bir His, yazarın önceki kitaplarından da aşina olduğumuz üzere birçok eşsiz karaktere yuva olup, okuyucu ile buluşuyor.
Üç farklı evliliği konu alan Bay Fıstık, evliliği yolunca gitmeyen ve ayrılığın eşiğine gelen bu üç çiftin bakış açılarını ve evlilikleri için yaptıkları fedakarlıkları çok usta bir dille eleştirirken, okuyucunun empati yapmasına olanak sağlıyor.
Buchenwald Toplama Kampı'nda geçen Kurtlar Arasında Çıplak, çizgili giysiler, dikenli teller, gaz odaları, insan yakma fırınları ve ölmeyi bekleyen on binlerce insanın hikayelerini anlatıyor. Bu acı dolu kamptaki bir çocuğun yaşadıklarından yola çıkan kitap, direnişçilerin özgürlüğe adım atmak için ne kadar cesur olabileceklerine kulak veriyor.
Norveç'in nadir görülen yaz mevsiminde geçen kitap, uzun süre önce boşanan Johan ve Judith'in bir aile trajedisiyle yıllar sonra bir araya gelmesiyle başlıyor. Etraflarındaki insanlar nedeniyle kaçtıkları bazı şeylerle yüzleşmek zorunda kalan Johan ve Judith, bu karşılaşma ile beraber umutsuzluğa beraber yelken açacaktır.
Alan Querry, kızı Vanessa doktorası için Amerika’ya gittiğinden beri, başarılı bir müteahhit olarak İngiltere’deki işlerini büyütmekle meşguldür. Bu esnada diğer kızı Helen ile Vanessa'nın arası açılır ve Alan sonunda kızlarını ziyaret etmeye karar verir.
Eddy Joe Cotton’ın sunduğu Hobo, Amerika'daki evsizlerin yaşantısına bir yük vagonunun kapısından bakış sunuyor. Bir gece treninde geçen kitap, Amerikan edebiyatının en iyi eserlerinden biri.
2 yıl İsrail'de yaşamış Yahudi bir entelektüel olarak Sylvain Cypel, bu kitabında İsrail devletinin tarihini Yahudi ulusal hareketinin ve Siyonizm'in başlangıcına kadar takip ederek İsrail vatandaşlarının günümüzdeki durumlarını değerlendiriyor.
Hava koşulları yüzünden başka bir şehre mecburi iniş yapan Tokyo uçağı yolcularının yaşadıklarını anlatan kitap, yer sıkıntısı yüzünden havaalanında sabahlamak zorunda kalan 13 yolcunun yaşadıklarını anlatıyor. Farklı karakterlerin bir araya geldiği Tokyo Uçuşu İptal, resmen kaderin cilvesine gönderme yapıyor.
Diktatör Giorgio Papadopulos’a suikast girişiminde bulunarak 1968 yılında Yunanistan’da idam cezasına çarptırılan ve beş yıl boyunca en ağır işkencelere maruz kaldıktan sonra özgürlüğüne kavuşup 1974 yılında parlamentoya seçilen Alekos Panagulis'in hayatına bir bakış atan Bir İnsan, Oriana Fallaci ile Panagulis'in tutkulu aşkına da bakış sunuyor.
Bulutların Üzerinde, 14 zirvenin 10'unu oksijen takviyesi olmadan tırmanan Sovyet ve Kazakistanlı bir dağcı olan Anatoli Bukreyev'in anılarını yazdığı bir kitap.
G. Willow Wilson'un Mısır’da, İslam dinine yaptığı yolculuğu ve Mısırlı bir adama aşık olmasını anlatan Kelebeği Kurtarmak, Müslüman dünyasını kucaklayan bir Batılının çarpıcı hikâyesini gözler önüne seriyor.
Bu esere az biraz otobiyografik de diyebiiriz.
Şehir hayatının hızlı hayatına ayak uydurmakta zorluk geçen bir karakter olan Trelkovsky, yeni taşındığı binada tanık olduğu tuhaflıkları takip etmeye kendini kaptırınca kendini bir kedi-fare oyununun içinde bulur.
Bir Hawaii hikayesi olarak da betimlenen Bir Düşten İbaret, 1890 Honolulu’sunda büyüyen Rachel Kalama ve sevgi dolu ailesinin hayatının 7 yaşındaki Rachel'a cüzzam teşhisi konması ile nasıl değiştiğini anlatıyor. Ailesinden zorla alınıp, Kalaupapa’ya, Moloka’i adasındaki izole edilmiş cüzam kolonisine gönderilen küçük kızın hikayesi, burada yeni tanıştığı insanlarla ve hayata bakış açısıyla gelişiyor.