Her Bir Maddesinde Kanınızı Son Damlasına Kadar Donduracak Antik Mısır'ın En Vahşi Ölüm Şekilleri

Antik Mısır, tarihe meraklı olanlar için uçsuz bucaksız bir denizden farksızdır. Ölümden sonraki yaşama inanan ve bunun için her türlü önlemi alıp bedenlerini bile mumyalatan bu insanları ölüme sürükleyen şeyler neler olabilir? İnanın, işin ucu sizin zannettiğinizden de vahşi şeylere çıkıyor....

1. Son derece vahşi ve utanç dolu bir ölüm... Askerlerin kafaları ve cinsel organları kopartılıyor ve yerleri değiştiriliyordu.

Bu hikaye, Eski Mısır'ın en önemli ve paha biçilemez kaynaklarından biri olan Narmer Paleti ile açıklanmıştır. 19. yüzyılın sonlarına doğru bulunan Narmer Paleti'nde, Kral Narmer önünde uzanmış düşmanlarına boyun eğdirmiştir; kiminin boynu vurulmuş, başları ayaklarının dibine düşmüştür. Ancak, ilginç olan kısmı on askerin başına gelenlerdir. Bu askerlerin kafaları ve cinsel organları kopartılmış ve yerleri değiştirilmiştir. Yani kafanın yerine cinsel organ, bacakların arasına da kafaları yerleştirilmiştir. Böyle bir şey nasıl bir vahşi hayal gücünün ürünü olabilir diye düşünmeden edemiyoruz doğrusu...

2. Savaş esirleri sivri uçlu kazıklara oturtuluyorlardı.

Eski Mısır'da savaş esirlerinin popolarından sivri uçlu sopalar sokuluyor ve cansız bedenleri utanç verici bir şekilde sergileniyordu. Olası isyancıları caydırmak ve düşmanlarına açık bir mesaj göndermek için, firavunlar zaman zaman bu yönteme başvuruyorlardı. Tutankamon'un biyolojik babası olduğu düşünülen Firavun Akhenaten'in, 225 Nubili savaş esirini bu şekilde cezalandırıldığı biliniyor. Bu yöntemi kullanan bir başka firavun ise Merentaph idi. Rivayetlere göre, çok sayıda Libyalının Merentaph tarafından kazığa oturtulduğu söyleniyor.

3. Bir sonraki yaşam için başka insanları feda ediyorlardı.

Eski Mısır'da insanlar ölümden sonra yaşamın varlığına inanıyorlardı, bu sebeple bazı firavunlar ve aristokratlar bir sonraki yaşamda ruhlarını koruması için kölelerini ve hayvanlarını kurban ediyorlardı. İlk hükümdarlardan biri olan Djer'in yaklaşık 318 kişinin canını bu sebeple aldığı ve kendi ruhunu kurtarmak için onları kurban ettiğine dair rivayetler bulunuyor.

4. Aileden birini öldürmenin cezası dikenli bir yatakta yatmak ve canlı canlı yakılmaktı.

Eski Mısır'da aileden birilerini, özellikle de anne ve babayı öldürmenin cezası çok büyüktü. Bu suçtan yargılanıp suçlu bulunanların vücudundan keskin bir kamışla bir parmak büyüklüğünde et kesiliyor, sonra dikenlerle dolu bir yatağa konuyor ve canlı canlı yakılıyorlardı. Peki, neden idam etmek yerine böylesi bir ceza uygulanıyordu? Çünkü Eski Mısır'da böylesi bir suçun en ağır cezayı hak ettiği düşünülüyordu, size hayat veren birinin hayatını almak bir insanın işleyebileceği en büyük suçlardan biriydi. Bu yüzden herkese ibret olması açısından böyle bir yönteme karar verilmişti.

5. Bir isyancı ordusuyla nasıl baş edilir? Tabii ki, meşale gibi yakarak!

Eski Mısır'da düşman askerleri ve isyancıları cezalandırmak için sıklıkla başvurulan yöntemlerden biri de onları diri diri yakmaktı. Firavun Senusret, savaşta yenilmiş bir grup Nubili askeri 'insan meşaleleri' olarak yakmıştı. Prens Osorkon'un da binden fazla insanı aynı şekilde infaz ettiği söyleniyor. Yakılan isyancıların arasında Prens Osorkon'un kendi adamları da yer alıyordu, ancak bu durum onun zafer kutlamalarına gölge düşüremedi. Yazıtlarda, bununla ilgili olarak 'Her biri, suçunun yerine ateşle yakıldı.' ibaresi geçiyor. Gördüğünüz gibi, isyanın affı yok...

6. Bir ata sporu olarak kürek dövüşü!

Eski Mısır, ilginç ve bir o kadar da 'can alıcı' sporlara ev sahipliği yapmaktaydı. Erkeklerden oluşan iki takım, kayıklarla Nil Nehri'ne açılır ve diğer kayıktakileri kürekleriyle vurarak düşürmeye çalışırlardı. Eğer 'şanslıysalar' işi daha da ilgi çekici ve heyecanlı hale getiren hipopotamlar ve timsahlar da bu mücadeleye dahil olurdu. Timsahlara yem olmayıp onları küreklerle püskürtmeyi ve karaya ulaşmayı başaranlar, bu sefer de kutsal sayılan bu hayvanlara kendilerini yem etmedikleri ve küreklerle tehlikeyi sıvıştırmayı başardıkları için yüksek rahipler tarafından ölümle cezalandırılma ihtimaliyle yüzleşirlerdi. Oyunun bir artısı da en şeffaf giysileriyle izlemeye gelen çekici kadınlardı. Yani yarışmacıların hem binbir türlü zorlukla mücadele edip hem de dikkatlerinin dağılmasını önlemeleri oldukça zordu. İki ucu b*klu değnek, anlayacağınız...

7. Veba salgını binlerce can aldı.

Bir İtalyan arkeolog ekibi, 1997'den 2012 yılına kadar Thebes'te bir kazı gerçekleştirdi ve kireçle kaplanmış veya yakılmış insan kalıntılarına ulaştı. Buradan varılan sonuç, bir soykırım falan değildi. Modern bilim insanlarına göre buna yol açan durum veba salgını, çiçek hastalığı ya da kızamık olabileceğiydi. Kalıntılar, binlerce yıl önce Thebes'teki şanssız insanların bu hastalıklardan birine büyük ihtimalle de vebaya yenik düştüğüne işaret ediyordu.

8. Dikkatli olun, "merhametsizlik" ölüm getirebilir!

Eski Mısır'da insanlar, merhametsiz oldukları için idam edilebiliyorlardı. Eğer saldırıya uğrayan ve öldürülmek üzere olan birine yardım etmezseniz, sizin sonunuz da o kişininki gibi oluyordu. Diyelim ki, bir gezintiye çıktınız ve fakir birinin serseriler tarafından saldırıya uğradığını gördünüz. Eğer olaya müdahale etmeyip bu eziyete göz yumarsanız, karşılığında siz de cezalandırıyordunuz. Aslına bakarsanız, bu yöntemin insanlık açısından başarılı bir yöntem olduğunu düşünmedik dersek yalan olur...

9. Firavun Akhenaten, kızının celladı oldu.

Firavun Akhenaten ve kızlarının hüzünlü bir hikayesi vardır. Kızlarından biri ile bir tartışmaya giren firavun, olayın sonunda kızının idam edilmesini emreder. Eski Mısır'daki inanca göre, ölümden sonraki yaşama geçebilmeniz için vücudunuzun tam olması gerekmektedir. Firavun, kızının bir sonraki yaşama geçmeyeceğinden emin olmak ister ve idamın ardından kızının ellerinden birini kestirir. Böylesi bir yönteme başvurmasına sebep olan bu tartışmanın konusunu merak ettik doğrusu...

10. Bir sürü varisiniz varsa ve bir firavunsanız, ölümle dost olmanız kaçınılmaz...

Firavun Ramses, kendisine düzenlenen bir suikast girişimine kurban gitmiş ve boğazı kesilerek öldürülmüştü. Bu olayın ardında ise Ramses'in karısı ve onun ardından tahta geçmek isteyen oğlu bulunuyordu. Ramses'in boynundaki yara izi öyle derindi ki, neredeyse omurgasına kadar ilerliyordu. Gördüğünüz gibi, işin ucunda gücü ele geçirmek varsa insanlar her türlü caniliği yapabiliyor. Ramses'in ölümü de bunun en büyük kanıtlarından biri...

Popüler İçerikler

Montella Görevini Bırakırsa A Milli Takım'ın Başına Kim Geçmeli?
Kılıçlı Yemin Olayında Yeni Gelişme: Teğmenlerden Sonra Komutanlar da Disipline Sevk Edildi
Türkiye Kaçıncı Sırada? Bir Ankete Göre En Güzel Kadınların Bulunduğu Ülkeler Açıklandı
YORUMLAR
11.05.2018

1 numarayı kimi zaman Türk erkekleri yaşarken yapıyor:D

11.05.2018

Biz erkeklerde ergenlik döneminde ikisi yer değiştiriyor ve öyle devam ediyor :)

11.05.2018

Bir çok cezanın günümüz Türkiye ceza sistemine eklenmesi lazım.#4 ve #8 kesinlikle gelmeli.

11.05.2018

#3 Bu yalnızca 1. aile döneminde yapılan bir şeydi. Firavun ölünce eşi ve hizmetkarları onunla birlikte gömülürdü. Ki bu da milattan önce 5000 civarları yapıyor. Daha sonrasında terk edildi, hatta tanrıların emri olmadan firavunun ailesinden birini öldürmekte yasak edildi.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ