Arkadaş grupları arasında her şey konuşulur ama bazı şeyler insanın içinde kalır. Kalması da iyidir, çünkü bu acayip düşünceler bazen düşünene bile çok garip gelir.
Arkadaş grupları arasında her şey konuşulur ama bazı şeyler insanın içinde kalır. Kalması da iyidir, çünkü bu acayip düşünceler bazen düşünene bile çok garip gelir.
Sebebi yoktur, ama sanki tapınak şövalyelerinin arasına girmiş yabancı gibi görülür. Esprilerine yarım ağızla gülünür, hareketleri çıkıntılık olarak görülür, haddini bilsene be! denir içten içe. Hele bir de diğer elemanlar tarafından kabul görmeye başlarsa gıybet malzemeleri inceden toplanmaya başlanır.
Abartıyorsunuz abi, malın teki bence.
Tam ortam hızını almış gidiyor, espriler, anılar, hikayeler birbirini kovalıyor, hoop birine gelen telefon grubun dağılmasına sebep oluyor. Evet, bildiniz sevgilisi olan arkadaşın kalkması gerekiyor. Ne kadar dil dökseniz, hanım köylü deseniz de o kişi gidecek. Sevgili olanlar empati akıtırken, yalnızlar çok tatlı kalaylamıyor mu?
Olm bu evlenince evden çıkamaz ben diyim size.
Grupta gizli bir anlaşma vardır, kimse birbirinden üstün değildir, hepimiz eşitiz, ama bazen birisi soloya çıkmak ister, şahlanmak, coşmak, kendi kanatlarıyla uçmak ister. İşte o zaman haddinin bildirilmesi gerekir ama buna kim cesaret edecek ki? İşin ucunda olumsuz geri dönüşler, küslük, vs. var. Ama içinden “sus a..na k….mun apaçisi” demenin kime ne sakıncası var?
Çok komiksin amkodumun maymunu!!
Aslında kimse g.tü kalkık denmez ama hepsi böyle düşünür. Sürekli bahane buluyor abi denir, bi daha çağırmayın i.neyi denir, bizim işimiz yok mu sanki denir, hee amk bi onun işi var denir… Denir de denir, ama bir sonraki görüşmede bunların hiçbiri hatırlanmaz.
Biz işsiziz, boş adamız ya geldik keriz gibi…
Grubun muhalif elemanı olmasıyla ün salmış kişiye atılan bakışın geldiği manadır bu. Kimse sus ya, sen konuşma, yettin be! demez ama içinden hep bunlar geçer. Nereye gidileceği, bir sonraki buluşmanın ne zaman olacağı, kimlerin geleceği, hangi filmin izleneceği, vb. konularda sürekli aykırı çıkışlar yapan arkadaşa beslenen hafifletilmiş duygulardır bunlar.
Ölürsün dimi, farklı olmasan ölürsün… Öl lan!
Bu da için için yaşanan bir diğer problemdir, illaki tek kişi olmasına da gerek yok bu aşk herkesin içinde yaşandığı için herkes herkese aslında (!) aşık olabilir. Kimse birbirine söylemez, ama o bakışı yakalaşmıştır anlıyor musun?
Bugün neden Kerem’le konuştu, ben yanındayken hem de!…
Bu endişe yüzünden kimse doğru dürüst bir şey yiyemez. Ortak olacaksa kimse keriz yerine konmak istemez çünkü. Öyle ya adam iskender yemiş, sen 5 liralık çorba içmişsin, neden onun parasını da sen vereceksin? Ama bunu söylersen dışlanır, ötelenir, ötekileştirilirsin.
Bana her türlü uyar abi, sorun olmaz (olur)
Birbiriyle selfie çekenler, kapanıp fısıldaşanlar, ayrı planlar yapanlar… Yahu bu bir grup neden bazıları bağımsızmış gibi takılıyor ki? Ulan yoksa grubun en sevilmeyeni, mecburen çağırılanı siz misiniz?
Arkadaşlar, kendi aramızda konuşmasak? Bizden gizli neyiniz olabilir ki?
Saçmalıyorum değil mi? Sizde hiç olmuyor böyle şeyler… Bırakın Allah aşkına, nereye oturacağına, nasıl oturması gerektiğine, yediğine, içtiğine, konuştuğuna niye karışıyorsunuz? Neden başkasıyla gülüşmelerinden rahatsız oluyorsunuz?
Merve… Merve…bacağın… bacağın diyorum… hah çek eteğini azıcık… tamam çek, evet.
Ne zaman buluşalım, nerede buluşalım, kaçta buluşalım, vb. boktan konuların devlet meselesi haline gelmesinin yarattığı gerilim ve bazılarının ağzına ağzına kürekle vurma hissinin tavan yapması. Ama diyemezsiniz ki, herkesin işi var… Hee bizim işimiz yok çünkü.
Son karar ne oldu şimdi? 3 gün geçti de belki ayarlanmıştır diye düşündüm.