Her Akşama Bir Film: Ocak Ayı Boyunca TRT 2 Ekranlarından İzleyebileceğiniz Birbirinden Güzel Filmler

Birbirinden güzel filmler TRT 2 ekranlarında izleyicilerle buluşmaya devam ediyor. Her akşam ayrı bir filmin ekrana geleceği ocak ayında bakalım bizi neler bekliyormuş?

2 Ocak 21.30'da "The Square (Kare)"

Christian, Stockholm’de bir modern sanat galerisinde çalışmaktadır ve projelerinden biri de The Square olarak adlandırılan alandır. Bu alan büyük bir toplumda farklı katmanlardan, farklı sosyal sınıflardan gelen insanların küçük bir yansımasıdır ve Christian ziyaretçileri insanlara güvenmeli mi güvenmemeli mi sorusu ile iki farklı yoldan birini seçmeye davet etmektedir ve bu soru bizi tüm film boyunca takip eder.

3 Ocak 21.30'da "The 400 Blows (400 Darbe)"

400 Darbe filminde, 1950'lerin başlarında Paris'te yaşayan 12 yaşındaki Antoine, ailesiyle yaşadığı problemler ve okuldaki öğretmeni tarafından sıkça aşağılanması yüzünden ne okulda ne de evde huzur bulabilmektedir. Ödevini yapmadığı için arkadaşıyla birlikte okuldan kaçtıkları bir gün sokakta annesini başka bir adamla gören Antoine, şoku üstünden atamadan okula döner ve ödevi yapmamasının mazereti olarak annesinin öldüğü yalanını söyler. Anne ve baba sağlam bir şekilde okula geldikleri an ise gerçekler ortaya çıkar ve Antoine bir süreliğine uzaklaştırma cezası alır. Şimdi de ailesinden korktuğu için eve gitmeye korkan Antoine, yakın arkadaşıyla birlikte deniz kenarına kaçmaya karar verirler. Amaç babasının daktilosunu çalıp satarak para kazanmaktır. Ancak işler yine beklendiği gibi gitmez...

4 Ocak 21.00'de "Champions (Şampiyonlar)"

Marco Montes, İspanyol basketbol liginde yer alan önemli bir takımın, ikinci antrenörü olarak görev yapan bir basketbol koçudur. Kibirli bir adam olan Marco, bu yüzden özel hayatında sıkıntılar yaşamaktadır. Bir gün basketbol müsabakasında birinci antrenör ile tartışınca stadyumdan kovulur. Bunun üzerine bir de sarhoş olduğu bir gün polis aracına çarpınca tutuklanır. Hakim karşısına çıkan Marco, bir seçim yapmak zorunda bırakılır. Ya 2 yıl hapis yatacak ya da 90 gün boyunca topluma hizmet etmekle görevlendirilecektir. Gönüllü olmasa da topluma hizmet etmeyi kabul eden Marco, zihinsel engelli çocuklardan oluşan “Los Amigos” adlı bir basketbol takımını eğitmekle görevlendirilir. Bir yandan eşi Sonia ile olan evliliğini kurtarmaya çalışan Marco, bir yandan da çocukları eğitmeye başlar. Bu sırada “Los Amigos” ulusal paralimpik yarışmaya hak kazandığını öğrenen Marco, kendisini daha büyük bir sıkıntının içinde bulur. Ancak eşinden gördüğü destek sayesinde Marco, hem kendi sorunlarını çözmek hem de takımı şampiyon yapmak için mücadele etmeye karar verir.

5 Ocak 21.00'de "Two Men in Town (Düşmanın Yolu)"

Amerika’nın Meksika sınırına yakın çöllerle çevrili küçük bir kasabasında, William Garnett isimli bir mahkum hapisten çıkar. Garnett hapisteyken İslamiyetle tanışmış ve müslüman olmuştur. İnancı sayesinde örnek teşkil eden davranışlarıyla kasabada yeni bir hayata başlar. Fakat sabıkalı geçmişi peşini bırakmaz. Aldığı cezayı az bulan ve intikam hırsıyla gözü dönmüş kasabanın şerifi ve yeraltı dünyasından eski bir dostu her fırsatta açığını aramaktadır. Garnett geçmişinin kötülüklerinden kurtulmaya ve inancıyla bunun üstesinden gelmeye çalışır. Başrollerinde Forest Whitaker ve Harvey Keitel’in olağanüstü oyunculuğuyla büyüleyen bu Kafkaesk dram, istismarın ve gücün, uzlaşmanın ve intikamın çarpıcı öyküsünü sunuyor.

6 Ocak 21.00'de "Bütün Saadetler Mümkündür"

Ali, okuduğu küçük şehirden ayrılarak Erasmus projesiyle yurtdışına çıkma hayalleri kuran bir mühendislik öğrencisidir. Aynı zamanda kendisini tanımaya çalışmakta, hayata dair sorular sormaktadır. Ali'nin bu sakin hayatı, bir türkü barda solistlik yapan Gülce’den hoşlanmasıyla beraber hareketlenir. Bir hemşire adayı olan Gülce, para kazanmak için yaşlı ve yalnız bir adam olan Mevlüt’ün bakıcılığını yapmaktadır. Gülce’ye yakınlaşarak onu tanımaya başlayan Ali, Mevlüt’ün hikâyesine de ortak olacaktır. Ali arayışlarını hayatındaki bu yeni hikayeler ile sürdürür. Bütün saadetler mümkün müdür?

7 Ocak 21.00'de "The Charcoal (Kömür)"

İran’ın kırsal kesiminde, kömür üreticisi Gheral, oğlunun ömür boyu hapis cezasından kaçmak için Azerbaycan’a kaçmasının ardından kendini trajik olaylar silsilesinin içinde bulur.

8 Ocak 21.30'da "Hostages (Rehineler)"

80’lerin başında Sovyet Gürcistan’da, Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sadece birkaç yıl önce, saygın Gürcü ailelerden bir grup genç Sovyetler Birliği’nden kaçmak ister. Beatles’ın müziği, Amerikan sigaraları, toplumdaki konumları, garantili bir gelecekler olan gençler her şeye sahip gibiydiler… Tek bir şey dışında “özgürlük”. Ne yazık ki, özgürlüklerinin bedeli kendi ölümleriydi. Altı erkek ve bir kadın Sovyetler Birliği’nden kaçmak için bir uçağı kaçırmaya çalıştığı 1983 olaylarına dayanan gerçek bir hikaye.

9 Ocak 21.30'da "One Flew Over the Cuckoo's Nest (Guguk Kuşu)"

Guguk Kuşu, Jack Nickolson'ın adeta oyunculukta destan yazdığı, muhteşem bir senaryoya sahip bir sinema klasiği... Tutuklu olduğu cezaevinden kurtulmak için deli taklidi yapan Randle P. McMurphy adlı kişinin dramını başarıyla beyazperde'ye aktaran aktör, gerçekten üstün bir performans sergiliyor... Aykırı mahkumun sayrıl tavırları cezaevi otoritesinin gözüne batmaya başlayınca bir süre sonra teşhis için akıl hastanesine gönderilir ve kafadan çatlak olduğuna kanaat getirilir. Artık yeni meskeni, tımarhanedir... Randle hastanede de kurumun kurallarına uymaması ve arkadaşları ile olan ilişkileri ile dikkatleri üzerine çeker. Kısa süre içinde soğuk tavırlı, suratsız, otoriter bir görevli olan hemşire Ratched, Randle’ı yakın takibe alır ve her hareketini izlemeye başlar. Rathced ve Randle gibi birbirlerine son derece zıt iki karakterin arasındaki gerilim Randle’ın yakın arkadaşları için planladığı çeşitli faaliyetlerle onların iyileşmesine yardımcı olmaya başlamasıyla daha da artacaktır.

10 Ocak 21.30'da "Custody (Velayet)"

Miriam’ın boşandığı kocası Antoine Besson, hoş bir adamdır. Bir hastanede güvenlik görevlisi olarak çalışan Antoine, amirleri ve meslektaşları tarafından saygınlık kazanmıştır. Üstelik o on bir yaşındaki oğlu Julien’e de yakın olmaya çalışan bir babadır. Bu yüzden de oğlu Julien’in velayetini ister. Fakat sorun şu ki herkes Antoine’yi ne kadar iyi bir olarak görse de iki çocuğu ve karısı onu tamamen farklı biri olarak görür. Geçmişinde melek olmaktan çok uzak olan Antoine evde sürekli bir korku atmosferi yaratır. Ortak vesayet altındaki Julien, annesinin şiddete meyilli olarak yansıttığı babasıyla aşırı korumacı annesi arasında kalınca durumu kontrol altına almaya karar verir.

11 Ocak 21.00'de "3 Faces (3 Hayat)"

2018 Cannes Film Festivali En İyi Senaryo Ödülü'ne layık görülen Jafar Panahi'nin son filmi 3 Faces, oyuncu Behnaz ve Jafar Panahi'nin çıktığı yolculuğu konu ediniyor.

Hayatı boyunca oyuncu olmak isteyen Marziyeh’in konservatuara gitmesi engellenince, internete yüklediği videoyla ünlü oyuncu Behnaz’dan yardım ister. Behnaz, film çekimine ara verip yardım istediği Jafar Panahi ile İran’ın Türkçe konuşulan kuzey bölgesine doğru bu genç kızı bulmak için unutulmaz bir yolculuğa çıkar.

12 Ocak 21.00'de "Home Sweet Home (Evim Güzel Evim)"

Saint-Far-la-Mauderne, kriz ve çölleşme tarafından çöküşün eşiğine gelen, küçük bir kasabadır. Kasaba için son umut, eski somon fume fabrikasının tekrar faaliyete geçirilmesidir. Ancak sigorta şirketi, bir doktorun çalışmasını şart koşmaktadır. Diğer yandan, kasabada yaşayan son doktor, tam beş yıl önce emekliye ayrılmıştır. Şimdi kasaba sakinleri, Parisli doktor Maxime Meyer’ı ikna edebilmek için, Saint-Far-la-Mauderne’nin mutluluk vaat ettiğini ispatlamak için ellerinden geleni yapacaklardır.

13 Ocak 21.00'de "Like Father Like Son (Benim Babam, Benim Oğlum)"

Bu bir iş adamının hikayesi ,para ve başarı hırsıyla gözleri kararmış kendini bile görmeden önüne gelen herşeyi ezip geçecek bir hırsla yaşamaktayken birdenbire onu vuran varoluşçu krizin öyküsü... Hayatının ne kadar anlamsız olduğunu en yakınındakilerin bile farkında olmadığının farkına varan adam için bu krizin başlamasına neden olan ise , 6 yıldır aslında bir başkasının oğlunu büyüttüğünün farkına varması , gerçek oğlunun doğum esnasında değiştirilmiş olduğunun farkına varması ... Hirokazu Koreeda'nın yönetmenliğini yaptığı filmde başrolleri Masaharu Fukuyama, Machiko Ono ve Yoko Maki paylaşıyor.

14 Ocak 21.00'de "Yeni Hayat"

Bütün hayatını işinde başarılı olmak için harcayan Orhan beklenmedik bir sürpriz ile karşılaşır ve işten atılır. Çalıştığı işe çok bağlı olduğu için sosyal bir aktivitesi olamayan ve evlenmeyi hiç düşünmemiş Orhan işi için geri çevirdiği bir çok şey için çok pişman olmaktadır.O işi için her şeyden vazgeçmiştir fakat çalıştığı firma onu yeterli görmediği için işten çıkarma kararı aldıktan sonra yaşadığı pişmanlıklardan kurtulmak için bir sosyal aktivite bulma kararı vererek yemek kursuna katılıp sosyalleşmeyi düşünür. Katıldığı yemek kursunun ilk gününde karşılaştığı şirin adındaki bir kadın ile tanışınca hayatın tadına varmaya onunla başlayacaktır.

15 Ocak 21.30'da "Demolition (Yeniden Başla)"

Eşini trafik kazasında trajik bir şekilde kaybeden yatırım uzmanı Davis Mitchell (Jake Gyllenhaal), duygusal bir çöküntü yaşamaktadır. Davis, tüm hayatını sorguladığı bu dönemde giderek kontrolünü kaybetmektedir. Bir gün parasını kaptırdığıbankamatiği üreten şirkete bir şikayet mektubu yazar. Davis, bu mektup sayesinde şirketin müşteri temsilcisi Karen (Naomi Watts) ile yakınlaşacak ve bu beklenmedik ilişki, hem Karen hem de Davis’in tekrar hayata sıkı sıkıya sarılmasını sağlayacaktır.

16 Ocak 21.30'da "Slumdog Millionaire (Milyoner)"

Dünyanın en yoksul insanlarının yaşadığı Hindistan'da geçen bir 'milyonerlik' öyküsü olan filmde, Hindistan’ın gecekondularla dolu bir mahallesinde yaşayan genç Jamal'in enteresan hikayesi aktarılıyor. Jamal, fakir ve öksüz ancak idealist bir çocuktur. En büyük düşü, Hindistan'ın en ünlü bilgi yarışması programına katılmak ve büyük para ödülünü kazanmaktır. Bu hayalinin gerçekleşmesi arefesinde farklı olaylar yaşamını dönüştürmeye başlayacaktır. Jamal, büyük ödüle ulaşacağı son soruya bir şekilde gelmiştir. Tam da bu an programın süresi dolar ve son soru gelecek haftaki programa kalır. İlginç bir şekilde başarılı olan Jamal’in bu imkansız görünen başarısı herkesin dikkatini çeker ve genç adam hile yapmış olabileceği gerekçesiyle tutuklanır. Sorgu gecesinde soruları nasıl yanıtladığını tek tek anlatan genç adamın sırrı yavaş yavaş aydınlanır. Slumdog Millionaire, Hindistan’ın dünya sinemasında verdiği en ses getiren örneklerinden biri. En İyi Yabancı Film kategorisinde Oscar’ı kazanan yapıt, televizyonun insanlık üzerinde kurduğu büyülü hakimiyeti yansıtan filmlerden biri.

17 Ocak 21.30'da "The Return (Dönüş)"

İki Rus genç olan kardeşler Vanya ve Andrey’in babaları, on iki yıl süren bir ayrılığın ardından ansızın çıkagelir. Çocuklar, bu süreçte birbirleri ile oldukça sıkı bir bağ kurmuşlardır. Bu sebepten de aslında civardaki diğer çocuklarla araları pek iyi değildir. Babaları geldiğinde çocuklarını bir tatile götürmek ister. Annelerinin izni ile babalarına hasret kalmış olan kardeşler, bu tatile gitmeye hazırdırlar. Ancak bunca zaman sonra ortaya çıkan bir baba figürü, çocukların hayalindekinden farklılıklar gösterir. Bir takım baskıların altında mutsuzlaşmaya başlar çocuklar. Film, 2004 Venedik Film Festivali ve katıldığı diğer bazı festivallerde en iyi film ödüllerinin sahibi olmuştur.

18 Ocak 21.00'de "Paterson"

Paterson gün içerisinde basit rutini olan bir adamdır. Her gün şöforlük yaptığı otobüsüyle şehri turlar, akşam köpeğini gezdirdikten sonra bara gider, sevgilisi Laura ile sıradan ama huzurlu bir hayat sürdürür. Ve tüm bu süreçte basit ama etkileyici şiirler yazar. Laura ise evle sınırlandırdığı hayatına renk katmak için her gün farklı uğraşlar arayan, hafif çılgın bir kadındır. Paterson ve Laura farklı karakterlerine rağmen birlikte bir hayat sürdürmeyi başarırlar...

19 Ocak 21.00'de "Girl with a Pearl Earring (İnci Küpeli Kız)"

Tracy Chevalier’in romanından uyarlanan film, Hollandalı ressam Johannes Vermeer’in “İnci Küpeli Kız” tablosunun yaratılış sürecini çevreleyen olayları anlatır. Tablodaki kız hakkında çok az şey bilinmektedir. Her ne kadar herhangi bir tarihi kanıt olmasa da ressamın evinde, uzun yıllar ailesi ve hizmetlileri ile birlikte yaşamış bir hizmetçi olduğuna dair spekülasyonlar söz konusudur. Bu usta film, tablodaki kızın gizemli yaşamını yeniden canlandırmak istemiş. Scarlett Johansson’ın oynadığı Griet, İngiliz aktör Colin Firth’ün oynadığı ressam Johannes Vermeer’in evindeki bir hizmetçidir. Vermeer’in zengin patronu ve biricik destekçisi Van Ruijven, Griet’in resmini yapması için kendisine görev verir. Esas amacı ise tablo bitmeden önce Griet’in tamamen kendisine ait olmasını sağlamaktır. Griet, bu zor pozu verirken Vermeer’in karısının, kendisine ait olan küpeleri, onun kulağında görmesi ile gerilim artacaktır.

20 Ocak 21.00'de "Borç"

Tufan, karısı Mukaddes ve kızı Simge ile birlikte Eskişehir’de yaşayan bir adamdır. Tufan'ın hayatını idame ettirmek için çalıştığı yer ise küçük bir matbaadır. Her gün evden işe, işten eve giden bir adam olan Tufan'ın bu düzenli ve sıradan hayatı, bir gece yaşanan kriz sonucunda değişiverir. Ailenin yan dairede yalnız yaşayan komşuları Huriye aniden fenalaşır. Huriye'ye bakan doktor, Huriye’nin bir süreliğine bakılması gerektiğini, yoksa risk faktörlerinin mevcut olduğunu söyler. Fakat ona bakabilecek kimse yoktur. Tufan Huriye’yi ortada bırakmayı göze alamaz ve iyileşene kadar ona evinde bakmaya karar verir. Yaşadığı kimi korku ve kaygıların sonucunda Tufan’ın “iyilik” hali önemli sınavlardan geçecektir...

21 Ocak 21.00'de "The Song of Sparrows (Serçelerin Şarkısı)"

Karim, Tahran'ın dışındaki bir devekuşu çiftliğinde çalışmaktadır. Küçük evinde ailesi ile sade ve mutlu bir hayat sürmekteyken bir gün devekuşlarından biri kaçar. Karim bundan sorumlu tutulur ve çiftlikten kovulur. Kısa bir süre sonra, büyük kızının işitme cihazını tamir ettirmek için şehre iner, ama motosikletli taksi sürücüsü olduğu sanılır. Karim böylece yeni mesleğine başlamış olur; sıkışık trafiğin içinde insan ve yük taşır. Ancak her gün uğraştığı insanlar ve malzemeler Karim'in cömert ve dürüst karakterini değiştirmeye başlar ve karısı ile kızlarının mutsuzluğuna yol açar. Karim'in bir zamanlar o kadar el üstünde tuttuğu değerleri geri kazanmasını sağlamak en yakınlarına kalmıştır.

22 Ocak 21.30'da "Dheepan"

Sri Lankalı Tamil savaşçının öyküsünü perdeye taşıyan filmin yönetmen koltuğunda Jacques Audiard oturuyor. İşi gücü bir kenara bırakıp Paris'in hamiliğini üstlenen ve adalet dağıtıcılığına soyunan ilginç bir karaktere ev sahipliği yapan filmin başrollerini ise Vincent Rottiers ve Marc Zinga paylaşıyor. Sri Lanka’da sona eren iç savaştan kaçabilmek için Dheepan, bir kadın ve bir kız çocuğuyla bir aileymiş gibi davranarak mülteci olarak Fransa’ya gider. Paris dışında bir toplu konuta yerleştirilen üçlü, bir yandan göçmen olarak kültür çatışmasını aşmaya çalışırken bir yandan da gündelik şiddetle ve ailevi”meselelerle uğraşmak zorunda kalacaktır. Aşkı, sevgiyi, savaşmayı ama en çok da aile olabilmeyi bize baştan öğreten, son dakikasına kadar nefesinizi tutarak izleyeceğiniz yılın Altın Palmiye ödüllü filmi.

23 Ocak 21.30'da "Free State of Jones (Özgürlük Savaşçısı)"

Yönetmenliğini Gavin Ross'un üstlendiği film, Lincoln döneminde patlak veren Sivil Savaş'ı perdeye aktarıyor. Amerikan İç Savaşı yıllarında geçen filmde, Newton Knight Güney’de yaşayan fakir bir çiftçidir. Yüksek vergilerden, savaştan, yoksulluktan ve hayatını riske atmaktan bıkan Newton yaşadığı sıkıntılardan kurtulmanın yolunu arar. Newton, kendisi gibi çiftçiler, köleler ve firarileri bir araya gelip Güney Konfederasyonu'ndan ayrılıp, Mississippi'de bağımsız bir devlet kurulmasını sağlayacak büyük bir ayaklanma başlatır. Fakat hükümet bu isyanı bastırmak için her şeyi yapacaktır.

24 Ocak 21.30'da "Birds of Passage (Göç Mevsimi)"

Rapayet, aile kurma hayalleri kuran genç bir adamdır. O, köklü bir ailenin kızı ile evlenmek istemektedir, fakat öncelikle başlık parası için gereken parayı bulması gerekmektedir. Güçlü bir adam olma arzusunda olan Rapayet, para kazanmak için en yakın arkadaşı Moises ile birlikte uyuşturucu kaçakçılığı işine girer. Bağlı bulundukları kabilenin önde gelen isimlerinden olan Ursula ise, onların bu işe karışmasını istememektedir. Ancak onlar kimseyi dinlemeyip işe koyulurlar ve kısa sürede düşlediklerinde de çok para kazanırlar. Artık onlar, hayal edemeyecekleri kadar zengindir. Ne var ki bu kazanç, beraberinde hırs ve açgözlülüğü de getirmiştir. Gittikçe geleneklerinin ve aile bağlarının zedelenmesine neden olan Rapayet, şerefin en değerli kazanç olduğunun farkına varıp, ailesini korumak çalışır. Ancak ne yaparsan yapsın kendisini borcun kan ile ödendiği bir çatışmadan uzak tutamaz.

25 Ocak 21.00'de "I, Daniel Blake (Ben, Daniel Blake)"

Daniel Blake, New Castle’da yaşayan bir marangozdur. Fakat ciddi sağlık durumu nedeniyle çalışamamaktadır. Hayatında ilk kez “işsizlik fonuna”  başvuran Daniel, gerçekten hasta olduğunu bürokrasiye kanıtlamaya çalışır. Ama sistemin çarpıklığı nedeniyle devlet yardımı da alamaz ve yeniden iş aramak zorunda kalır. Daniel bu zorlu süreçte Katie adında bir anne ve onun küçük çocuklarıyla dostluk kurar. Kendisi gibi bozuk sistemle ve boğucu bürokrasiyle mücadele eden ve iki çocuğuna tek başına bakan genç Katie ile yoldaş olacaktır... Fakat sosyal yardım tablosu hiç de toz pembe değildir...

26 Ocak 21.00'de "My Own Love Song (Aşk Şarkım)"

Film Memphis'ten yola çıkan tekerlekli sandalyeye mahkum olmuş eski bir şarkıcı ile onun arkadaşının hikayesini anlatıyor.

27 Ocak 21.00'de "Sweet Bean (Umudun Tarifi)"

Sentaro, içine tatlı kırmızı fasulye ezmesi (“An”) konulan Japon tatlısı dorayaki satan küçük bir pastane işletmektedir. Bir gün yaşlı bir kadın(Tokue), esrarengiz bir şekilde Sentaro’ya dorayaki yapımında yardım etmeyi teklif eder. Bu gizemli yaşlı kadının teklifini isteksizce kabul eden Sentaro’nun, ümitsizce işe aldığı bu kadının, konu An yapımı olunca neler ortaya çıkaracağından henüz haberi yoktur. Tokue, sihirli elleri ve gizemli An tarifi ile ünü dört bir yana yayılan olağanüstü dorayakiler yapar. Sentaro’nun mütevazı küçük pastanesi Tokue’nun sihirli dokunuşu ile artık bambaşka bir yere dönüşmüştür.

28 Ocak 21.00'de "Benim Küçük Sözlerim"

Üç küçük çocuğun hayali köyden baktıkları zaman gördükleri ve hayran kaldıkları göle girebilmektir. Anadolu’nun fakir bir köyünde yaşayan bu üç çocuk hayallerinin aksine ancak köyde bulunan çeşme oluğunda serinlemeye çalışır. Üç kafadar sıcaktan bunaldıkları bir gün yine hayran hayran gölü seyrederken gitmeye karar verirler. Apar topar yola koyulan çocuklar için bu yolculuk hiç de düşledikleri gibi gerçekleşmez.

29 Ocak 21.30'da "Photograph (Fotoğraf)"

Photograph, babaannesine söylediği yalanın ortaya çıkmamasını sağlamaya çalışan genç bir adamın hikayesini konu ediyor. Miloni, başarılı, idealist bir genç kızdır. Muhasebe sınavını birincilikle kazanan Miloni’nin bu başarısı şehrin dört bir yanına asılan fotoğrafları ile duyurulur. Genç kızın hayatı, bir gün şans eseri sokak sanatçısı Rafi ile tanışmasıyla bambaşka bir hal alır. Onun hayatının değişmesini sağlayan şey ise Rafi’nin çektiği fotoğrafıdır. Rafi, çektiği fotoğrafları Hindistan sokaklarında satan bir gençtir. Kazandığı parayı uzakta yaşayan babaannesine gönderen Rafi, bu sayede babasından kalan borçları kapatmaya çalışır. Rafi’nin babaannesinin en büyük arzusu, torununun evlendiğini görmektir. Torununun evlenmesi için yaptığı baskılara sonuç alamayan yaşlı kadın en sonunda o evlenene kadar ilaçlarını almayacağını söyler. Rafi, babaannesinin ilaç almasını sağlamak için ufak, beyaz bir yalan söylemeye karar verir ve Miloni’nin mucizevi bir şekilde yazıcısında kalan fotoğrafını babaannesine gönderir. Aldığı haber ile sevinen babaanne, müstakbel gelini ile tanışmak için apar topar Rafi’nin yanına gider. Rafi, yalanı ortaya çıkmadan Miloni’yi bulmalı ve onu sevgili rolü oynamaya ikna etmelidir.

30 Ocak 21.30'da "The Professor and the Madman (Deli ve Dahi)"

Deli ve Dahi, Oxford İngilizce Sözlüğü'nün yaradılışının gerçek hikayesini konu ediyor. Professor James Murray, gerçekleştirmek istediği proje için gecesini gündüzüne katarak çalışmaktadır. Onun amacı, Oxford İngilizce Sözlüğü'nün on bin kelimelik ilk baskısını hayata geçirmektir. Çalışmalarını sürdürdüğü sırada Murray’in eline akıl hastanesinden büyük bir çalışma geçer. Çok tehlikeli hastaların konulduğu bir akıl hastanesinde yatmakta olan Dr. W.C. Minor, profesöre 10,000 kelimelik bir çalışma gönderir. Minor’un gönderdiği bu liste, ikilinin yollarının kesişmesine neden olur. Yönetmen koltuğunda Farhad Safinia’nın oturduğu biyografik yapımın başrolünü Mel Gibson üstleniyor. Senaryosunu yönetmen ile John Boorman ve Todd Komarnicki’nin birlikte kaleme aldığı filmin oyuncu kadrosunda Natalie Dormer, Sean Penn, Ioan Gruffudd, Jennifer Ehle, Jeremy Irvine gibi isimler yer alıyor. Simon Winchester’ın kitabından esinlenilen yapımın görüntü yönetmenliğini ise Kasper Tuxen üstleniyor.

31 Ocak 21.30'da "Heal the Living (Kesişen Hayatlar)"

Maylis De Kerangal’ın prestijli yedi ödül sahibi, aynı adlı romanından uyarlanan film Simon’un sörf yapmak için uyandığı günün öyküsünü anlatır. Sonrasında Simon geri dönüşü olmayan bir komaya girer ve ailesi organ bağışının sorumluluğunu üstlenmek zorunda kalır. Onun ölümü, başka birinin yaşamı olacaktır. “Love Like Poison” ve “Suzanne” gibi filmleriyle de bilinen Fransız senarist ve yönetmen Katell Quillévéré, yönetmen koltuğunda oturuyor.

Popüler İçerikler

Türkiye'de 9.05'te Hayat Durdu! Atatürk'e Saygı Duruşu!
İzmir'de 5 Küçük Kardeşin Öldüğü Yangın Faciası: Bakanlık, Aileyi 18 Kez Ziyaret Etmiş!
Galatasaray'ın Yıldızı Osimhen İçin Fenerbahçe Napoli ile Temasa Geçti