Birbirinden güzel filmler TRT 2 ekranlarında izleyicilerle buluşmaya devam ediyor. Her akşam ayrı bir filmin ekrana geleceği Ekim ayında bakalım bizi neler bekliyormuş?
Birbirinden güzel filmler TRT 2 ekranlarında izleyicilerle buluşmaya devam ediyor. Her akşam ayrı bir filmin ekrana geleceği Ekim ayında bakalım bizi neler bekliyormuş?
Uzun Zaman Önce, bir cinayet işleten iki kardeşin hayatına odaklanıyor. Genç bir adam olan Ahmet',n, yaşadığı kasabada kuaför dükkanı işleten karısı Sevgi ile sıradan bir hayatı vardır. Çiftin evliliklerinin üzerinde bir süredir kara bulutlar dıolaşmaktadır. Ahmet, eşi ile arasındaki sorunun başka bir adamdan kaynaklandığını düşünmektedir. Karsının kendisini aldattığından şüphelenen Ahmet'in bu düşüncesi, kasabaya bir yabancının gelmesi ile iyice artar. Ahmet'in kardeşi olan Mehmet'in hayatı, bir gece yarısı köhne bir gaz istasyonunda bulunduğu sırada aldığı telefonla alt üst olur. Telefonun ucunda kardeşi Ahmet vardır ve kendisinden yardım istemektedir. Kardeşine yardım etmekten başka çaresi olmayan Mehmet, vakit kaybetmeden kardeşinin yanına gider. Bir araya gelen iki adam, kendilerini işledikleri cinayetin ortasında bulur.
Wyatt Earp, Batı'nın eski kahramanlarının iyi ve kötü zamanlarını gözler önüne seriyor. Filmde, Wyatt Earp’ın inişli çıkışlı hayat hikayesi konu ediliyor. Lowa’da bir çiftlikte yaşayan Wyatt Earp, savaşa katılmak istese de yaşı küçük olduğu için kabul edilmez. Bunun ardından hukuk okumaya başlayan Earp, Urilla Sutherland adında bir kadın ile evlenir. Ancak çok geçmeden Urilla bir hastalık sonucu vefat eder. Karısının ölümü üzerine büyük bir yıkıma uğrayan Earp, kendisini bir türlü toparlayamaz. Bunun ardından Earp, silahı ile birlikte Batı’nın şiddet dolu kasabalarına doğru yola koyulur.
Park Ailesi'yle tanışın: soyla gelen servetin klasik bir tablosu. Diğer yanda ise Kim Ailesi, sokak zekası bakımından zengin ama başka hiçbir zenginliğe sahip değil. Şans veya kader olsun, bu iki ev halkı bir şekilde bir araya gelir ve Kim ailesi altın bir fırsatın varlığını hemen sezer. Kolej çağındaki Ki-woo tarafından manipülasyon konusunda yetiştirilen Kim çocukları, öğretmen ve sanat terapisti görevleriyle kendilerini Park ailesinin arasına çabucak yerleştirir. Kim'ler “vazgeçilmez” lüks hizmetler sunarken, Parklar ise habersizce evlerindeki her şeyi Kim ailesine kaybetmektedir. Ancak kısa sürede bu düzen bir tehditle karşılaşır. Asalak bir misafir Kim ailesinin yeni keşfettikleri konforu tehdit eder hale geldiğinde, vahşi ve zorlayıcı bir üstünlük mücadelesi patlak verir. Bu mücadele Kim ve Park aileleri arasındaki kırılgan ekosistemi yıkmakla tehdit etmektedir...
Bir yolculukta gerçekleşen tuhaf bir olayın izinden giden bir kadının hikayesi anlatılmaktadır. Iris Henderson, tren yolculuğu ile kendi ülkesine dönmektedir. Bir soru nedeni ile tren arızalanır ve bu durumda yolcular küçük bir kasabadaki bir otele yerleşirler. Iris burada yaşlı bir kadın olan Bayan Froy ile tanışır.Şartların normale dönüşü ile beraber tren yeniden hareket ettiğinde Bayan Froy ortalıkta görünmez. Ancak çok geçmeden Iris onun kıyafetlerini giyen bir başka yolcunun olduğunu farkeder. Bu durumu kendisi ile beraber seyahat etmekte olan diğer kişilere anlatır ama kimse olayın farkında değildir. Tek bir kişi dışında. Müzisyen Gilbert.
Juan gardiyan olmak üzeredir. İşe bir gün erken gelir. İki meslektaşı ona hapishaneyi gezdirirken, birdenbire tavandan düşen bir parçanın çarpmasıyla bayılır. Gardiyanlar onu ayıltmak için 211 numaralı boş hücreye götürür. Juan bilinci kapalı halde hücrede yatarken hapishanede bir ayaklanma patlak verir. Ayıldığında güç bir durumla karşı karşıyadır: Hayatta kalmak için mahkûm rolü oynamak zorundadır.
Anons, ordudan tasfiye edilmiş dört askerin bir gece boyunca süren sıra dışı yolculuğunu konu ediyor. 1963 yılının Mayıs ayında Ankara’da başlayacak olan bir darbenin hazırlık çalışmaları vardır. Teğmen Şinasi, Binbaşı Kemal, Binbaşı Rıfat ve Albay Reha darbenin İstanbul ayağında görevlidir. Etkili bir bildirinin darbenin başarısında önemli olacağını, halkı bu sayede yanlarına çekeceklerini düşünen dört asker, darbe gecesi Ankara’daki radyolarda okunacak darbe bildirisinin bir benzerini İstanbul’da okumayı planlar. Askerler darbenin başarılı olacağına çok emindir. Onlar yaptıkları planlama ve askeri güçle her şeyin üstesinden gelebileceklerini düşünür. Fakat hesap etmedikleri bir şey vardır o da sivil hayatın görünmeyen gücü.
The Wave, yer altındaki küçük jeolojik değişiklikleri ölçmek için tecrübeli jeolog Kristian Eikfjord’un ailesi ile birlikte Norveç’in Geiranger adlı kasabasına gelmesi ve burada yaşanan doğal felaketle başa çıkmasını konu alıyor. Kristian Eikfjord, ekibiyle bölgede araştırma yaparken Åkerneset Dağı’nda oluşan toprak kayması Geiranger Fiyord’una düşer ve bu bölgede seksen metre yüksekliğinde bir tsunami dalgası meydana gelir. Bölgede yaşayan insanları şimdi zorlu bir mücadele beklemektedir.
Los Angeles’ta o güne kadar hiç fark edilmemiş bir yanardağ aktif hale gelir. Bu tip bir felakete hiç hazır olmayan Amerikan kozmopoliti, savunmasız ve telaşlı bir halde yapayalnız kalır. Volkanın etkisi tüm şehri tehdit etmektedir. Los Angeles Doğal Afetler bürosunun şefi olan Mike Roark, çevresindeki insanların destekleriyle bu büyük felaketin etkilerini azaltmak zorundadır. Kendi ailesine ulaşamıyor olması ise kafasını kurcalamaktadır.
Futbol dünyasının Afrika kökenli süper yıldızları izleyeceğiniz film biyografisindeki gibi, dünya futboluna değer katan bir çok yeteneğin nasıl piyasaya çıktığını ve hayatlarını anlatıyor. Bunlardan ikiside yoksullukla boğuşan Mali topraklarından İspanya'a futbolcu olmak için gelen iki göçmen kardeştir. Özellikle Futbol menajerleri'nin Afrika'da futbol heyecanını yaşayan çocukları bulup ucuz maliyetlerde milyon dolarlar değerinde büyük kulüplere pazarlamasınada inen Diamantes negros (2013) filmi aynı noktada dram ve spor kategorisinde buluşsada bir çok farklı noktaya anlamlı mesajlar iletiyor.
1800’lerin İngiltere’sinde, İrlandalı öksüz güzel Mary, teyzesi ve amcasının yanına sığınır. Patience Teyze ve Joss Amca, Cornwell’deki Jamaica Hanı’nın sahipleridir. Genç kız, yeni evi olan hanın, gemileri fener oyunlarıyla gece karaya vurdurtarak yağmalayan bir grup acımasız korsana da yataklık ettiğini öğrenir. Korsanların başını çeken Sör Humphrey Pengallon’un pek de dengeli olmayan mizacı düşünüldüğünde, Mary’nin hayatı için endişelenmesi için oldukça fazla sebebi vardır artık.
Londra ve Makedonya sınırlarının genişliğini kapsayan bir çizgide, üç farklı bölüm üzerinden meramını açıklayan filmde, birbirinden bağımsız insanların nasıl birbirlerini tamamladıkları anlatılıyor.
Filmin ilk bölümü olan 'kelimeler', ortodoks bir rahip, cinayet faili bir müslüman ve arnavut bir kızın hikayesi anlatılıyor. 'Yüzler' bölümünde bir kadının aşk ikilemi, 'resimler' bölümünde ise Makedonya'nın dönüşümü ele alınıyor.
Kardeşler, işledikleri cinayetle birbirlerinin kaderini yaşamak zorunda kalan iki kardeşin hikayesini konu ediyor. Yusuf’un ailesinin aldığı karar, hem onun hem de ağabeyi Ramazan’ın hayatının değişmesine neden olur. Aile, kızlarının öldürülmesini emretmiştir ve Yusuf ‘un da verilen karar doğrultusunda kız kardeşini tuzağa düşürmesiyle, Ramazan kardeşini öldürür. İşlediği cinayet sonucu Ramazan’ın hapse girmesi gerekmektedir fakat Yusuf’un yaşı küçük olması ona ceza indirimi sağlayacağından, suçu üstlenerek abisi Ramazan’ın yerine hapse girer. Dört yıl hapiste kalan Yusuf, şartlı tahliye olunca ailesi ile tekrar bir araya gelir. Özgürlüğüne kavuşan Yusuf, çektiği vicdan azabı ile bu sefer de dışarıda hapis hayatı yaşar. İki kardeşin hayatına giren Yasemin, geçmişte yaşanan ve sır gibi saklanan cinayeti öğrenir. Yasemin de artık Yusuf gibi aile için büyük bir tehlike oluşturmaktadır.
Ray Winkler karısıyla beraber büyük hayaller yaşayan bir şehirlidir.Her zaman beleşten para kazanmayı bekleyen Ray günün birinde zengin olacağına inanmıştır.Karısının işlettiği ve içinde kendi gibi kaybeden arkadaşlarınında çalıştığı ufak bir kurabiye dükkanı vardır.Banka yanında açtıkları kurabiye dükkanında hayaller kurarken bankayı soymaya karar verirler ve banka’yı alttan delerek soymaya başlarlar.
Claude Massoulier, avcılık yaparken öldürülür. Olayı soruşturan polisler Massoulier'in arabasında Julien Vercel'in parmak izlerini bulur. Julien'in eşi Marie-Christine Vercel'in, Massoulier'in metresi olduğunun ortaya çıkması ile bütün şüpheler Julien Vercel'in üzerinde toplanmıştır. Julien Vercel'in sekreteri Barbara Becker ise, suçsuzluğundan çok emin olmasa da, patronunu aklamak için büyük bir beceriyle elinden geleni yapmaya çalışacaktır.
Belçikalıların Kralı, resmi bir ziyaret için İstanbul’dayken, ülkesi dağılma tehlikesiyle karşı karşıya kalır. Krallığını kurtarmak için, bir an önce eve dönmesi gerekmektedir. Ama bir güneş fırtınası, hava sahasının kapanmasına ve tüm iletişimin kesilmesine yol açar. Uçak yok. Telefon yok. İngiliz bir yapımcının ve Bulgar halk şarkıcıları topluluğunun yardımı ile, Kral ve beraberindekiler, kılık değiştirerek, sınırdan kaçmayı başarırlar. Böylece, Balkanlar boyunca sürecek bir serüven başlar, bu aynı zamanda Kral’ın gerçek dünyayı ve kendini keşfetme serüveni olacaktır.
Sun Children, ufak suçlar işleyerek hayatlarını idame etmeye çalışan 12 yaşındaki Ali ve arkadaşlarının hikayesini anlatıyor. Ailelerine yardım etmeye çalışan dört arkadaş, bir yeraltı hazinesinin peşine düşerek maceraya atılırlar. Filmin oyuncu kadrosunda Ali Nasirian, Javad Ezzati, Tannaz Tabatabaie, Rouhollah Zamani, Mehdi Mousavi ve Shamila Shirzad bulunuyor.
Sinema tarihinin ilk 10 filminden biri...
Dünya sinemasının başyapıtları arasında, tüm zamanların en önemli filmi olan Potemkin Zırhlısı; 1905 devrimi yansıtan devrimci bir film olmasının yanında, büyük usta Eisenstein’ın sinema sanatında devrim yaratan bir çalışmasıdır.
Potemkin Zırhlısı’nda, tarihin en baskıcı rejimlerinden Rus Çarlığına karşı halkın ayaklanması ve dayanışması yalın ama sarsıcı bir dille anlatılmaktadır. Eisenstein, Potemkin Zırhlısı’nda, sinema tarihinde bir ilki gerçekleştirdi ve filmin baş kahramanı olarak 'yıldızlar' yerine, halk kitlelerini seçti. Bolşevik devrimi, sanatın tüm alanında olduğu gibi, sinema sanatında da büyük bir canlanma yarattı. Ve çeşitli sinema akımları bu dönemde özgün örneklerini sundu. Sinema ustası Dziga Vertov’un sinema kuramı ve biçemi Sinema-Göz’e karşı Einsestein, Sinema-Yumruk kuramını geliştirdi ve ilk örneğini Potemkin Zırlısı’yla verdi.
Hapisten yeni çıkan Amir, bir mezbahada çalışan babası, orada yaşanan bir suçu örtbas etmesi için onu aradığında kendini zor bir sorunun içinde bulur.
Amir kısa süre önce Fransa’dan İran’a sınır dışı edilmiştir. İyi geçinemediği, mezbahada çalışan babasına orada bulunan cesetleri yok etmesi için yardım etmek zorunda kalır. Amir babası haksız yere suçlanmasın diye ona yardım ediyorken kurbanın kızıyla tanıştığında işler iyice içinden çıkılmaz hale gelecektir. Gergin bir atmosfer içinde yaşanan bu kedi fare oyunu..
. Amir, daha iyi bir gelecek bulacağını düşündüğü Fransa’dan sınır dışı edildikten sonra, İran’a geri dönmüş ve babasının baskısıyla üç kişinin cesetlerini bir mezbahanın soğuk odasında gizleyerek bir suça ortak olmuştur. Brezilya’dan gelen etlerle güçlü bir rekabetle karşı karşıya olan mezbaha, aynı zamanda sahte para kaçakçılığının da gerçekleştiği bir yerdir. İslam devriminin krallığında çürümüş bir şeyler vardır.
Toroslar'da bir avuç köylü kadın, 2000'li yılların başında bir araya gelerek bit tiyatro topluluğu kurar. Arslanköy Tiyatro Ekibi adını verdikleri topluluk sayesinde hayatları değişen kadınlar, yaşamlarını sahneye taşımaya başlar. Bu sefer kendilerine farklı bir amaç edinen kadınlar, Shakespeare'in Kral Lear oyununu ücra dağ köylerinde sahnelemeyi planlar. Suyun bile zor ulaştığı köylerde oyun sergilemek için yola koyulan kadınların dünyası bu süreçte Kral Lear'ın dünyası ile iç içe geçer.
Savaşın bitiminden 20 yıl sonra, gazeteci Esteban Leguizamón (Gastón Pauls), savaştan gazi olarak çıkan ve yaşadığı ruhsal bunalımlardan ötürü tek seferde ilaçların hepsini içip intihara teşebbüs edip yoğun bakımda yatan askerlik arkadaşı Alberto Vargas'ı (Pablo Ribba) ziyarete gider ve onun akıbetini beklerken yaşadıkları geçmişe yaşanan uzun soluklu geri dönüşlerle bir bir gözünün önüne gelir.
Filmin sonunda 20 yılın ardından savaştıkları Falkland Adaları topraklarına gidip duygusal anlar yaşayan Esteban, gördüğü hâlen temizlenmemiş mayın tarlalarını ve paslanmaya yüz tutmuş askeri teçhizatları görünce savaşın ne kadar anlamsız olduğunu fark eder.
Amadeus'un beş yaş büyük ablası Maria Anna 'Nannerl' Mozart'ın hayat hikayesi...
Yıl 1763. Mozart ailesi adeta göçebe hayatı sürmektedir. Maria Anna 'Nannerl' Mozart müzikle ilgilenirken, beş yaş küçük kardeşi Amadeus'un da müziğe yetenekli olduğu ve hatta bir deha olduğu ortaya çıkacaktır.
Agnès Varda imzalı feminist klasik Beşten Yediye Cleo modernist Avrupa sinemasının en güçlü örneklerinden birini temsil ediyor. Kentli bir kadının ölüm ve hastalık korkusunu, özgün bir zaman ve mekan anlayışı ve sinema diliyle anlatan Varda, yeni dalga gibi sinemayı yenileştiren bir akım içinde kadınların sinemasına yepyeni bir pencere açıyor.
Vatche Boulghourjian'ın yönetmenliğini üstlendiği Dağların Ardında, Lübnan'da yaşayan görme engelli genç müzisyen Rabih'in gerçek kimliğini arayışını anlatıyor.
Rabih, Lübnan'nın küçük bir köyünde annesiyle sakin ve mutlu bir hayat süren genç bir müzisyendir. Huzurlu hayatının büyük bir parçası olan müzik grubuyla beraber Avrupa turnesine çıkmak için pasaport başvurusu yapan Rabih, kimliğinin sahte olduğunu öğrenmesiyle yıkılır. 24 yaşındaki genç adam, hayatı boyunca bildiği tüm gerçekleri sorgulamaya başlar. Gerçeğin peşine düşünce de; annesi, kimliği, ailesi ve hatta ülkesi ile ilgili bildiği her şeyin kocaman bir yalan olduğunu öğrenir. Görmeyen gözleriyle yolunu bulmaya çalışan Rabih için belki de en büyük hayal kırıklığı, etrafındaki herkesin geçmişini görmemek için kör olmayı seçtiğini fark etmesi olacaktır.
Cheng Huan, Buda'nın barış öğretilerini Batı'ya yayma misyonuyla yurdu Çin'den ayrılır ve Londra'ya taşınır. Ne var ki Londra'da yaşamaya başladığı şehirde hiç de beklemediği bir atmosferle karşılaşır. Şehir sakinleri anlatıklarına karşı son derece toleranssız ve ilgisizdirler. İdealleri zamanla solmaya başlayan Huan, jüçük bir dükkan alır, yaşamını sürdürmek için iş bulur. Tam her şey bitti derken ünlü bir boksçunun kızı olan Lucy Burrows ile yolları kesişir. Güzel Lucy, babası tarafından sömürülen ve istenmeyen bir kadındır ve Cheng Huan ona yardım etmek için elinden geleni yapacaktır.
Ryota, geçmişte kazandığı ödüllerin sefasını süren ödüllü bir yazardır. Özel dedektiflikten kazandığı paraları kumar oynayarak harcar ve ailesini bile zor geçindirmektedir. Ryota’nın babasının ölümünden sonra yaşlı annesi ve güzel eski eşi hayatlarını kendi başlarına sürdürecek gibi görünmektedirler. Yavaş yavaş güven ortamının bozulduğu aile bağlarını kuvvetlendirmek, kendi varlığının kontrolünü ele almak ve oğlunun yaşamında kalıcı bir yer edinebilmek için Ryota zorlu bir süreç içine girer. Ta ki fırtınalı bir yaz akşamı onlara zayıflayan bağlarını kuvvetlendirmek için bir fırsat sununcaya kadar...
Batlır, fiziki farklılığı olan bir gencin hikayesini konu ediyor. Batlır, doğuştan büyük bir kafaya sahip olan bir gençtir. Ailesi hayatının geri kalanında bahtı açık olsun diye ona “Bahtlı” adını vermek istese de nüfus memurunun yanlış anlaması sonucu ismi Batlır olur. Fiziksel farklılığı nedeniyle zor bir çocukluk geçiren Batlır, artık bu sorundan kurtulmak ister. Bunun için ameliyat olması gerekir ancak ameliyat oldukça risklidir. Üstelik ameliyat için 1 milyon liraya ihtiyacı vardır. Babası ameliyat olmasına karşı olsa da hayatını değiştirmeyi kafasına koyan Batlır, her şeyi göze alıp parayı bulmak için bilgi yarışmasına katılmaya karar verir. Ona bu macerada yakın arkadaşlarının yanı sıra dünyanın en yalnız balinası olarak bilinen ‘52 hertz’ eşlik eder. Yönetmen koltuğunda Stare Yıldırım’ın oturduğu filmde Batlır karakterine Can Sipahi hayat veriyor. Senaryosunu yönetmen ile Gökçe Eyüboğlu, Volkan Girgin ve Nuh Kerem Pilavcı’nın kaleme aldığı filmin oyuncu kadrosunda Merve Dizdar, Erkan Taşdöğen, Sinan Çalışkanoğlu, Selen Kurtaran, Yağızkan Dikmen gibi isimler yer alıyor.
Alman askerleri Paris’in hemen dışındadır. Gerog, Weidel adlı bir yazarın eşyalarını ulaştırmak için yola çıkar ve Marsilya’ya ulaşır. Fakat şehre geldiğinde Weidel’in işkence korkusundan intihar ettiğini öğrenir. Artık eşyaları ona kalmıştır. Bunların içinde bir roman taslağı, bazı mektuplar ve Meksika Elçiliği’nin vize güvencesi vardır. Sadece ayrılacaklarını kanıtlayabilenler bir liman kentinde bulunabilir ve bu da potansiyel bir ülkeden giriş iznidir. Georg, koşullar gereği Weidel’in kimliğine bürünür. Şehirden ayrılmak için onay beklediği sırada birçok mülteci ile ilişki kuran Georg’un, gizemli Marie ile tanışınca tüm planları değişir.
Yedi yaşındaki Razieh adlı kız çocuğu, İran’da büyük bir kutlamanın yapıldığı bir günde annesinden aldığı para ile bir akvaryum balığı almak için yola çıkar. Küçük kız ilk kez ailesinin gözetimi olmadan sokağa çıkmaktadır. Film küçük kızın bu hayale ulaşma yolunda başından geçenleri anlatıyor.
Kader Postası, Zeynep adında bir kadının, çocukluktan başlayıp yetişkinliğe uzanan hayat hikayesini konu ediyor. Zeynep ile en yakın çocukluk arkadaşı Yusuf, birlikte büyüyen iki gençtir. Onların arasındaki arkadaşlık, ergenlik dönemine geldikerinde yerini aşka bırakır. Ancak Yusuf'un kasabadan zamansız bir şekilde gidişi, ikisinin yollarının da ayrılmasına neden olur. Zeynep'in yaşadığı bu acı, onun ergenlikten çıkıp, yetişkin bir kadına dönüşmesine neden olur. Yaşadığı acıyı kağıda dökmeye başlayan Zeynep, kaybettiği sevgiyi mahkumlara yazdığı mektuplarda aramaya başlar. Bu durum bir süre sonra Zeynep'i müebbet cezası alan bir mahkuma götürür.
imdb puanlarını da yazsaydın keşke