Neden Notre Dame Katedrali’nin Yanmasına Sevinen Değil de Üzülen Tarafta Olmalıyız?

Dokuz asırdır Paris'in simgesi olan Notre Dame Katedrali çıkan yangınla büyük zarar gördü ve bu felaketin ardından 'sevinebilecek' kişiler de vardı. Fakat bilmedikleri bazı şeyler var. Örneğin bu mirasın belki de Paris halkı kadar bizlere de ait olduğu gerçeği bunlardan en basiti.

Her yıl milyonlarca insanın ziyaret ettiği, bir kültür hazinesi Notre Dame Katedrali 9 saat boyunca alevlerle boğuştu.

Bu yangın esnasında kuleler ve yapının birçok noktası zarar gördü.

Fakat taziye mesajları arasına bazı 'sevinç' çığlıkları da karıştı. Şöyle derlemiştik bu yorumları. 👇

Kirli Zihinler Devrede! Notre Dame Katedrali'nde Çıkan Yangınla İlgili Kan Dondurucu Yorumlar Yapan İnsanlar

Peki gerçekten alevler arasında can çekişen 'Avrupalıların', 'sömürgecilerin' simgesi miydi?

Yani bir mimari ve kültürel simgenin yok oluşunu izlemek bize neden keyif veriyordu, bu tartışılmaya başlandı. Herkesin unuttuğu şey Notre Dame Katedrali'nin de tıpkı diğer tarihi yapılar gibi sadece o ülkede yaşayanların değil tüm dünyanın mirası olduğuydu.

Takip eden dört fotoğrafa dikkatli bakın. Şu an yerinde olmayan Gülbezek Vitray pencerelerine gittikçe yaklaşalım.

Ve sadece bu vitraylarda yatan detayları, emeği, kültürel mirası yeniden hatırlayalım.

Biraz daha yaklaşalım...

Ve yanlarında durup inceleyelim. Tüm bu detayların 1250-60’larda gerçekleştiğini hatırlayalım.

Dışarıdan bu vitraylar böyle görünüyordu yangın gecesi.

Sadece bu görüntüye bakarak bile yanıp gidenin dokuz asır boyunca saldırılara uğrayan, yıkılmaya ve yakılmaya çalışılan, insanlığın kültürü olduğunu anlıyor insan.

Neredeyse 200 yılda inşa edilen katedralin bakımsızlığıyla bir dönem yıkılması planlanmıştı, o dönem şehrin insanları bu yapıya öylesine tutkuyla sarıldı ki...

Hatta yönetimin bu kararına çok üzülen ünlü yazar Victor Hugo dikkatleri çekmek için hepimizin okuduğu, en azından bildiği 'Notre Dame'ın Kamburu romanını yazmıştı. 'Sadece bir katedral' dediğimiz kültürel miras hepimizin kütüphanesinde yer eden bir başyapıta ilham olmuştu.

Dünyaya yön veren olaylara tanıklık eden bir yapıdan bahsediyoruz ve buranın bir katedral olmasını hemen inanç boyutuna taşımamak gerek.

Zira bir müze görevi gören bu yapı sadece Fransız kültüründen izler taşımıyor. Fransız gotik mimarisinin en önemli yapısı olarak anılsa da bu mimariye bizim katkılarımız olduğunu da unutmamak gerek. Katedralin inşasından sonra İstanbul'daki tarihi yapılar bu ortak mirasın mimarisinden etkilenip inşa edildi, yaşatıldı.

Bununla da kalmadı, bu katedral üniversitelerimizde ders olarak okutulan, bugünün mimari teknolojileri söz konusuyken bile hayranlık duyulacak bir yapı haline geldi.

Fakat şöyle bir düşününce hem yapıldığı yıllarda, hem asırlar boyu varlığını koruması için çabalayan Paris halkını anlamak bizim için biraz zor, onu kabul etmek gerek.

Örneğin 5 asırlık Sinan Paşa Külliyesi'ne kamyonların rahat geçebilmesi için yaptığımız bu 'modern' kapı...

Ya da dünya mirasları listesine geçici olarak alınan Ishak Paşa Sarayı'nın restorasyonuna bakınca bu yorumları yapan kirli zihinleri de anlayabiliyoruz.

Daha doğrusu kültür miraslarına ve sanat tarihine verdiğimiz önemi düşününce böyle tepkilerin gelmesi normal, peki soralım: Sizce bu tepkilerin asıl sebebi ne olabilir?

Popüler İçerikler

Bakanlığın Gıda İfşaları Devam Ederken En Fazla At ve Eşek Etinin Satıldığı Şehirler Belli Oldu
Sigara ve Alkole Büyük Zam: 3 Ocak İtibarıyla Fiyatlar Artıyor
Çok Sevilmişti: TRT Tabii'nin Gassal Dizisinin 2. Sezon Çekimleri Başladı
YORUMLAR
17.04.2019

Ya Katedralin yanmasına sevinmeye bırak işin bokunu çıkartan , sırf kendi inandıgı dine inanmayan insanlar oldukları için bütün Fransızların, masumların , çocoukların yanıp ölmesi için beddua eden kahpe çocukları var bu ülkede. Çocuklugumdan beri islam dininden özellikle bu yüzden sogumuşumdur ve uzak durmuşumdur hep. İman ettigim dönemler oldu ama böyle insanlara bakıp "Ulan şimdi ben bunla aynı şeyemi inanıyorum?" deyip hep reddettim dinden çıktım. Pişman degilim hala.

17.04.2019

sizinki de imama kizip namazi birakmak olmus, isterseniz muza tapin beni ilgilendirmez ama insanimiz her konuda oldugu gibi sapla samani birbirine karistiriyor. Cezalandirmanin yakmak oldugu bi dinde atese sevinenler ancak seytandir.

Sığır ne anlar dünya mirasından, mimariden, tarihten. Hilipti bin bişyiz yıllık cimi bimbilinirkin birşiy dimiyirdiniz impiryilistilirin mirisiydi iyi ildi ew ew ew. Sığır sen benim camii'ye üzülüp üzülmediğimi nerden biliyorsun. Dünya mirası tarihi yapı olduktan sonra ne zarar görürse görsün benim içim gidiyor. Bu arada bu camii olayını yeniden piyasaya çıkaranların çoğunun haberi bile yoktu o olaydan. Haberdar olan biri tekrar gündeme getirdi bu sığırlar da o olayın üzerinden edebiyat yapıyor. Kardeş üzüntü bitmez merak etme sen aynı anda camiiye de üzülebilirsin notre-dame da. Am tekrar hatırlatayım sığır ne anlar dünya mirasından hristiyan, avrupalı yapısıydı yandı iyi oldu diye daha da sevinir.

18.04.2019

dunyada sadece turkiyede boyle bir paylasim gorebilirsiniz

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ