Çok iyi bilseniz de hatırlamanız da yarar var!
Çok iyi bilseniz de hatırlamanız da yarar var!
Hayatta hepimiz yolumuzu çizmeye ve oldukça karışık bu hayat oyununda galip gelmeye çalışan bireyleriz. Hepimiz para, statü ve saygı görme gibi hedefleri elde etmek için yarışıyoruz. Bu bağlamda, önüne geçmemiz gereken hep başkaları oluyor. Ancak, bilmemiz gereken şu ki; kendimizle yarış içinde olmalıyız. Limitiniz siz olmalısınız.
Yazar, piyanist ve sanatçı Oliver Emberton: 'İnsanlar bir partner elde etmek için giyiniyorlar. İşe girmek için mülakat yapıyorlar. Bu yarışın olduğunu reddedersen eğer sen kaybeden tarafsın.En iyisi her zaman gerçekten savaşmak isteyenler için var.' diyor.
Asıl önemli olan, ne düşündüğün değil yaptığın şeyin mükafatlandırılmasıdır. Dünya sizi düşündüklerinizle değil eylemlerinizle yargılar. Kanser tedavisi ile uğraşan araştırmacıların, süper modellerden daha az dikkat çekmesinden ne demek istediğimizi anlayabilirsiniz.
Eğer serbest çalışan biriyseniz, geliriniz hizmet verdiğiniz müşterilerin sayısına göre belirlenecektir. İnternet üzerinden çalışıyorsanız ise, her zaman daha fazla görüntülenmeye ihtiyaç duyacaksınız. Hayat bir sayı oyunudur diyebiliriz.
Hayat, beceri istiflenmesinin ardı arkası gelmeyen ilerlemesidir.Bugün edindiğin alakalı beceriler, yarın işine yaramayabilir. Bu yüzden, yeni beceriler öğrenin ve bunları birbiriyle harmanlayın. Herkesin bir yeteneği vardır ve buna sık rastlanır. Ancak, kombinasyon haline getirilmiş yeteneklere sahip olan insan sayısı oldukça azdır.
Hayatınızın küçük bir bölümünü ayıracağınız bu beceri, hayatınızda köklü değişikler yapabilir. Anahtar becerileri öğrenememek kariyerinizde kalıcı bir etkiye neden olabilir.
Bu oyundaki tüm oyuncular, 80 yıla tekabül eden ortalama 29.000 gün hayata veda ederler. Günlük seçimleriniz de ne zaman bu oyundan ayrılacağınıza karar veren etkenlerden. Hayatınızın her evresinde doğru kararlar vermeye çalıştıkça, oyunda kalma sürenizi de uzatacaksınız. Bu yüzden, strateji çok önemli.
New York Times'ın en çok satan yazarlarından Mandy Hale: 'Mutluluk içsel bir iştir. Kimseye hayatınız üzerinde bu kadar yetki vermeyin.' demiştir.
Başka kişiler tarafından mutlu edilmeyi bekledikçe, hayal kırıklıkları yaşayacaksınız. Sorumluluğu kendi üzerinize alın başkalarına yüklemeyin. Dış etkenlerden ya da bir kişi tarafından mutlu edilmeyi beklemek yerine kendini mutlu etmeye odaklanmalısın. Kendiniz dışındaki her şey daha iyi bir hayat elde etmenizi sağlayabilir, ancak bunlar mutluluğu bulmanın aracı değildir.
Hepimiz hayatın tadını çıkarmayı istiyoruz.Öylece oturup, hayattaki tüm güzelliklerin sizi bulmasını beklemeyin. Hayatta bulduğunuz küçük mutluluklara yaslanın. Basit şeyler, bazen hayatı idare etmeyi kolaylaştıran en olağanüstü şeyler olabilir. Kalıplamış mutluluk algılarından uzaklaşın. Küçük şeylerden mutlu olmaya başlamak, emin olun ki hayatınızda büyük değişiklere neden olacaktır.
Brian Krans'ın nelere önem vermemiz gerektiğini açıklayarak bizi cesaretlendirdiği bir açıklaması: ' Mutlu musun? Hiç mutlu oldun mu? Bugün önemli olmak için ne yaptın? Nasıl başardın? Her yerde bukalemun gibi uyum sağlayın. Her yerde bir rock yıldızı gibi durun. Hiçbir şey yapma, ama her şeyi yap. Her şeyi unut ama herkesi hatırla. Umursa, umursuyormuş gibi yapma. Herkesi dinle. Herkesi sev. Her şey olabilmek imkansız ama hepsini yapmayı denemekten kendini alı koyma.'
Sürekli çabalayarak bitiş çizgisine odaklanmaktan vazgeçin. Gerçek hayatın işaretleri ve düz çizgileri yoktur. Sonsuz seçenekler oluşan bir labirent vardır. Bu labirent ise seçenekler ve zorluklar ile doludur. Hayatınızı geliştirmenin iki yolu vardır; Geri adım attığında ileriye doğru yönel ve seçeneklerini yeniden gözden geçirerek, başka bir şey deneyin.
Dış etkenlere maruz kalmak zorunda da kalabilirsiniz. Ancak, yapacağınız en büyük hata bu yolda takılı kalmak olacaktır. Her zaman devam etmeye çalışın, vazgeçmeyin.