Hepimizin Bir Gün Deneyimleyeceği Ölüm Anı Hakkında Bilmeniz Gereken 10 Gerçek

Kim olduğunuz, nerede ve ne yapıyor olduğunuz ya da ne kadar paranız olduğu hiç fark etmez, ölüm bir gün gelip sizin de kapınızı çalacaktır. Hayatımızın biteceği anın ne zaman geleceğini hiçbirimiz bilemeyiz.

Ölüm anını yaşamanın nasıl bir deneyim olacağını daha önce hiç düşünmüş müydünüz?

Bazı modern araçlar ve araştırmalar sayesinde bilim dünyasının bu an hakkında bazı bildikleri var.

10. Belirsizlik

Belirsizlik, tam anlamıyla öldükten sonra hissedilen bir duygu. ''Resmi ölüm'' ve ''klinik ölüm'' diye iki farklı kavram var. Çoğu insan ölümün artık hayati fonksiyonlar bittiğinde gerçekleştiğine inanır. Bazıları ise beynin çalışmayı durdurduğu zaman.

Peki ölüm nedir?

Buna kesin bir cevap veremeyiz. 

Beyniniz de kalbiniz de çalışmayı bıraktığında bile sizi diri tutabilecek bazı mekanizmalara sahipsiniz.

Yani artık ölümün kaçınılmaz olduğunu hissedip, elimizden hiçbir şeyin gelmediği o an gerçek bir belirsizlik içerisine düşüyorsunuz.

9. Şuur

Öldüğümüzde şuurumuza ne olur?

Beynimiz çalışmayı durdurduğunda şuur da aynısını yapacaktır.

Yani bu ölüm anımızdaki bilinç akışımız hakkında bir soru doğuruyor. Öldüğümüz zaman 'biz'e ne olur, benliğimize? Zaman, tecrübe, düşünce... hepsi yok olup gider.

Daha önce hayatımızda hiç deneyimlemediğimiz bir an an yaşarız - gerçek bir zamansızlık ve anlamsızlık.

8. Beyin

Yaygın inanışa göre, ölüm anında en son geri çekilen beyin değildir. Vücuttaki birçok organın ölümü, beyninkinden sonra gerçekleşir.

Beyin ölümü demek, kişinin ölümüyle aynı şey demektir. Çünkü beyin ölünce ortada duyu ve kontrol kalmaz. Beyin sapının çalışmayı durdurmasıyla diğer bütün sistemler de çöker. Beyin ölümü gerçekleştikten sonra vücuttaki organlar çalışmaya devam edebilir ancak bu sadece birkaç dakika sürer. Yani her insanın -kalp krizi geçirerek ya da boğularak ölen- ölümünün gerçek sebebi her zaman beyin ölümüdür.

7. Beyin Fonksiyonları

Beyinsel seviye oksijenden mahrum kalacağından, beyin fonksiyonları yükselmeye başlar. Doktorlar ölmekte olan hastaların üzerinde fMRI kullanmasalar da, hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalarda, ölüm anında beynin çılgınca çalıştığı gözlemlenmiştir.

Bir sıçanın kalbi durduğu zaman, beyni, önceden bilincin üretildiği yerlerde gezinmeye başlar. Bu da sıra dışı duyulara, görülere, seslere, anılara ve diğer başka deneyimlere sahip olma anlamına gelir.

6. Farkındalık

Ölmekte olan bir insanın beyni, kişide olağanüstü bir farkındalığa sebep verir. Ölümden dönen insanlar, gerçek hayatta hayal dahi edemeyecekleri kadar parlak ışıklar, alışılmadık kokular, tatlar ve başka duyular deneyimlediklerini söylerler. Tümden bilinçsiz kalmadan hemen önceki bilinç anı, en duyarlı olacağımız zamandır. Şairane, değil mi?

5. Zaman

Ölümden dönen insanlar, aşırı miktarda bir zaman bükülmesi olayı yaşadıklarını söylüyorlar. Ama bilim insanları, bu evredeyken zamanın ya çok yavaş aktığını ya da komple durduğunu bildiriyorlar.

4. Biyolojik Ölüm

Klinik anlamda bile ''ölüm anı'' oldukça belirsiz olsa da ölüm kavramı, beyin sapının ölümünden çok daha ötelere gider. Buna geri-dönülmez-nokta denir.

Bir varlık, ölümün geri dönülmez noktasına vardığı anda dahi birçok hücresi yavaş yavaş ölecek şekilde canlı kalır. Bu da varlığımız hakkında derin sorular yaratıyor: Neyiz biz? Bir hücrelerin bütünü mü?

Bilim insanları varlıkları, fiziksel, maddesel ve içsel benliklerin bütünü olarak tanımlıyor. Peki ne zaman ölürüz? İçsel benliğimiz öldüğünde mi? Yoksa vücudumuzdaki son hücre de öldüğü vakit mi?

3. Ritim

Günlük ritmimiz uykudan daha düzenli bir biyolojik saattir. Ruh halimizi, zevklerimizi ve daha bir çok şeyi bu döngü kontrol eder. Bu döngü sayesinde gündüz ölen insanlarla gece ölen insanlar farklı deneyimleri tadar.

2. Genler

Bilim insanları nedenini çözememiş olsa da, ölüm anında birçok gen aktif olur. Hatta çoğu yenilenmeye devam eder.

Genlerin de hücreler gibi birer birer öldüğü var sayılıyor. Fakat en tuhafı ise şu: Normalde pasif olan bazı genler ölümden 24 saat sonra veya hatta günler sonra aktif olabiliyor. Bilim insanları zebralar ve balıklar üzerinde yapıkları çalışmalarda, vücuttaki 500'den fazla genin ölüm anından sonra çalışmaya başladığını gözlemlediler.

1. Yaşam

Bilim ve teknolojinin desteklediği üzere, ölüm anı ertelenerek yaşanan bir andır.

Kalbi duran bir insanın öldüğünü var sayarız. Aslında ölüm oldukça esnek bir kavramdır. Bu yüzden de bilim camiası, bir gün ölümün tersine çevrilmesi (en azından belli bir noktaya kadar) mümkün bir deneyim olduğunu söylüyor.

Mümkün olduğunca geç gelsin, diyelim. 🙏

Popüler İçerikler

Tolunay Kafkas, "El Sıkmama" Olayına Müdahil Oldu: Hedefinde Volkan Demirel Var
151 Gündür Oğlu Fatih'i Arayan Baba Esra Erol'a "Bulamıyorsan Müge Anlı'ya Çıkalım" Deyince Ortalık Karıştı
Berfu ve Eser Yenenler'in 3. Kez O Ses Yılbaşı'na Katılmaları Tepki Topladı
YORUMLAR
18.11.2018

:))) Şeyda hanım kendi ölüm anılarını paylaşmıyor zaten. Çok güldüm yaaaa aşağıdaki yoruma. Ölüm gerçeğini bilimsel bir içerikle paylaşmış olması mı zararlı? Tey tey...

18.11.2018

Öff şu hayat bitse de gitsek

09.01.2019

Ölümden dönen kişiler, parlak beyaz ışıklar gördüklerinden, ruhlarının bedenlerini terk ettiğini hissettiklerinden ve hayatlarının film şeridi gibi gözlerinin önünden geçtiğinden söz ediyor. Şimdiye kadar insanlarla yapılan çalışmalar bu anlatımlara pek açıklık getiremedi. Öyle bir ölümü hedefleyelim ki, ölümümüz ödülümüz olsun… Bu gün 2017 bilim ve teknolojinin açığa vurduğu şeyleri 1400 sene evvel Muhammed sas vahiy alarak bir çok şeyi ayet olarak açıklamıştır.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ