Şüphesiz ki yatak, kendimizi partnerimize karşı tüm içgüdülerimizle ve duygularımızla açabildiğimiz, mutlu hissedebildiğimiz ve mutlu hissettirebildiğimiz bir yer... Ancak bazen öyle korkular yaşıyoruz ki, bu korkular mutluluğumuzun önüne geçebiliyor...
Herkesin korkulu rüyasıdır ilişki sırasında partnerini tatmin edememek. Yalnızca bu da değil, isteriz ki partnerimizi tatmin edebilelim ve partnerimiz orgazmın doruklarına ulaşsın. Tabii rol değil, gerçek bir orgazmdan bahsediyoruz! Ancak ne yazık ki bu, her zaman mümkün olmayabiliyor! Asırlar da geçse bu korkuyu yaşayacağız...
İtiraf edelim, hepimiz zaman zaman bu korkuları yaşıyoruz! İster kilolu olalım, ister zayıf... Değişen bir şey olmuyor. Yatakta vücudumuzun partnerimiz tarafından beğenilmeyeceğinden endişeleniyoruz. O nedenle belki de tamamen soyunmaktan, çırılçıplak partnerimizin karşısında durmaktan kaçınıyoruz. Hangimizin fazla kiloları, selülitleri ya da göbeği yok ki? Bunları bir kenara bırakıp, yatakta her şeyin doyasıya tadına varmak gerekiyor...
Yalnızca kendimiz için değil elbette, partnerimiz için de endişeleniyoruz. Partnerimizin cinsel yolla bulaşan bir hastalığa sahip olması ve bunu bize bulaştırma ihtimali bile bizi cinsel anlamda bir şeyler yaşamaktan alıkoyabiliyor. Yine buna bağlı olarak partnerimizin ilişki sırasında kondom kullanmak istememesi de bizi bir hayli geriyor. En iyisi kondom kullanmak ve tedbiri elden bırakmamak!
Her ne kadar korunsak da bunlar da bazen başarısız olabiliyor. İlişki sırasında kondom yırtılması ya da öncesinde doğum kontrol hapının düzenli kullanılmaması, bu tarz korkular yaşamamıza neden olabiliyor. Bu nedenle çoğu zaman bu korkunç senaryoları daha yaşanmadan aklımıza getiriyoruz ve yatakta tüm enerjimizi bir anda yitiriveriyoruz! Sonrasında partnerinizin ya da kendinizin regl dönemini bekleyin durun...
Erken boşalma her kadın ve erkeğin korkulu rüyası olmuş durumda! Henüz daha yatakta ilişkinin tadına varamamışken bir anda pof... Bütün her şey sönüp gidiyor. Özellikle bu durum erkeklerin, yataktaki bir numaralı korkusu hâline gelmiş durumda. Halbuki bunu düşünüp üzerinde yoğunlaştıkça erken boşalma kaçınılmaz oluyor... En iyisi akışına bırakmak!
Geğirmek, osurmak ya da ağlamak... Hepimizin yatakta yaşamaktan çekindiği şeyler. Halbuki adı üstünde vücut fonksiyonu ve yaşanması da bir o kadar doğal! O nedenle böyle şeylerden korkmayı bırakıp, anın tadını çıkarmamız gerekiyor... Ne olacaksa olsun be!
İlişkiye başlarken bile, mutlu sona ulaşamama korkusu duyuyoruz. O an kafamızda türlü senaryolarla ilişkinin başarısız sonuçlanabileceğini canlandırıp duruyoruz... Halbuki bunu kafamıza takmayı bıraksak her şey çok daha güzel olacak!
Özellikle daha önce çok fazla cinsel deneyim yaşamadıysak, partnerimizin yatakta tecrübesiz olduğumuzu düşüneceği adımlar atmaktan korkuyoruz. İçimizden geldiği gibi değil de kafamızda her hareketimizi ölçüp tartarak, düşünerek atıyoruz. Bu da bizi biz olmaktan çıkarıyor ve içgüdülerimizle hareket edemiyoruz ne yazık ki... O nedenle en iyisi bu ve bunun gibi takıntılarla beynimizi meşgul etmemek.
Evet, hepimiz yatakta aynı şeylerden hoşlanmıyoruz elbette. Hepimizin farklı istekleri ve beklentileri var. Ancak önemli olan karşı tarafın isteklerine ve beklentilerine paralel bir şekilde hareket etmek. O nedenle hepimiz herhangi bir tecrübe sonucunda ya da değil, bu durumdan rahatsızlık duyuyoruz ve çekiniyoruz.
Her an her saniye ilişki yaşamak istemiyor olabiliriz. Hepimiz partnerimizin bunu anlayışla karşılamasını bekliyoruz. Ve bu reddedilişi kabul edememeleri korkusunu duyabiliyoruz...
En iyisi bütün bu korkuları bir kenara bırakıp, o anın tadını doyasıya çıkarmak... Çünkü bunlar çoğu zaman bizim sanrılarımız olmaktan öteye gidemiyor...
niye dislike basıyorsunuz ! bizim millet cinselliğe niye bu kadar karşı...
Bu ne biçim foto amk porno sitesinde mi geziniyoruz
Mickey editörcüm içeriklerine baktım da çok mu yalnızsın?