'12 yaşındaki çocukların sanki 80 yaşlarındaymışçasına bilgece konuşabileceğini ve insanların 60'lı yaşlarda olup yıllarını her şeyin önüne geçebilen bir travmayla yaşayabileceğini de gördüm. Hayat insanları her ne kadar yıpratıp, yıksa ve onların önüne en kötü kartları da verse insanlar yine de kendilerine gülümsetecek şeyler bulmayı başarıyor.
Ama şimdiye kadar öğrendiğim en önemli şey; din, ırk, yaş ve cinsiyet farkı gözetmeksizin tüm hastaların aradığı şeyin bağ kurmak olmasıydı. İnsanlar görülmek, duyulmak, doğrulanmak ve anlaşılmak istiyor. Her ne kadar kimseye ihtiyacınız olmadığını ve kendinizi içine kapanık bir insan olarak tanımlasanız bile bu evrensel bir ihtiyaçtır.'