Şöyle bir düşündüğünüzde vücudumuz harika parçalardan oluşuyor. Mesela ölmeden yellenebilme kabiliyeti gerçekten muazzam bir şeydir.
Gerçekten bunun gibi birçok açıklanması güç kabiliyeti açıklamaya çalışan bir arkadaş çıkmış ve sizlere bu güzel içeriği oluşturmuş.
Cracked’de yer alan bu ilginç galeriyi biz de sizlere sunuyoruz 😇
Çünkü bağışıklık sistemimiz vücuttaki mikroplara karşı aşırı tepki veriyor. İlk insanların vahşi bağışıklık sistemine kadar uzayan bu durumun nedeni zararsız bir mikrop ile başlarken şimdi bu mikroplar aşırı evrimleşerek ölümcül hastalıklara yol açmakta.
Çünkü kasık ve koltuk altı kılları sizin müstakbel eşinizi bulmanız için çevreye feromon saçar.
Çünkü buruşan parmaklar tıpkı bir teker lastiği gibi sizin yaş şeyleri daha iyi kavramınızı sağlar. Kuru şeyler üzerinde ise bu parmakların kayma riski var 😊
Sebebi vücudumuzun en zayıf noktalarını korumayı öğretmektir.
Vücudumuzun en zayıf bölgeleri olan kaburga ve boynumuz aynı zamanda saldırıya da en açık alanlardır. Primatlar çocuklarına kendi kendilerini korumalarını öğretmek için gıdıklıyorlardı.
Bazı bilim adamlarının bu konuda önerisi şu; makak maymunları da bir tehlike olduğunda bu ses gibi bağırdıkları için ve biz de buna benzer sesler ile tehlikeyi bildirdiğimiz için beynimiz endişe sinyalleri yolluyor.
Büyük ihtimal bizim hayatımızı kurtardılar.
Çünkü bu arkadaşların genleri ortalama bir insandan daha hassas tat alıcılara sahip. İlk insanların yiyecekleri ucundan tatarken zehirli olup olmadığını bu sayede anlayabiliyordu.
Çünkü ilk insanlar çiğ yiyecekleri iyi çiğneyebilmek için şimdikinden
daha büyük ağızlıydılar. Zamanla hazır ve yumuşak yiyecekler yemeye
başladığımız için ağız yapımız da buna göre şekillendi.
Gene ilk insanlara dönecek olursak, bu durum (bazılarımızın aşırı endişesi) “bunu yemek gerçekten sağlıklı mı?” , “o ses de neydi?” gibi sorular sordururken günlük pratiklerle toplumu dikkatli olmaya yöneltmiş olabilir.
İşte hayatımızı kurtarmış bir olay daha.
Özellikle hamile kadınların ilk 3 aylık dönemlerindeki aşırı bulantı (ceninin en zayıf olduğu zaman) vücudumuzda kusmayı tetikleyen yiyeceklerin (kırmızı, yumurta, tavuk, balık) olduğunu ve bu yiyeceklerde parazit bulunduğunu bize anlatır.
Çünkü vücutlarına oranla çok büyük bir yük taşıyorlar.
Kafataslarını.
Bilim adamlarının önerisine göre primatlar her şey yolunda ise veya komik bir şey varsa ortada gülerlermiş. Bu her şey yolunda gülüşü günümüzde “tamam tehlike geçti; temel ihtiyaçlar karşılandı; herkes rahatlayabilir” gülüşü olarak kalmış.
İşin aslı şu imiş; bu damla üçüncü göz kapağınızdan geriye kalan kısmı.
Göz kırpma zarı olarak da bilinen bu kısım aslında kuşlarda, sürüngenlerde, amfibiyanlarda, balıklarda ve az miktarda memelide bulunur.
Bizimkiler ise bu kadar gelişebilmiş.
Bilim adamları bunun daha sağlıklı bebeklere yol açtığını düşünüyorlar.
Bazı araştırmacılara göre mevsimsel oluşan bipolar bozukluk tarih öncesi insanların daha iyi üremesine yardım etti. Mesela yaz geldiğinde manik
bozukluk geçiren insanlar hamile kalmak için uygun bir zaman olduğunu
bilirlerdi. Çünkü kışın daha az hareket edecek olan kadın çocuğunu yetiştirmeye odaklanabilecekti.
Bilim adamları bunun parazit kaynaklı olduğunu düşünüyorlar.
Şöyle ki; hayvanların postları aşırı derece zararlı parazit bulundurabiliyorlar. Biz insanların bağışıklık sistemi de çok güçlü olmadığı için aşırı kıl oluşmayan bir vücuda sahip olmuşuz. Zaten insanlar da kendilerine başka hayvanlardan kürk yapabiliyorlardı.
Ve bu nedenlerle kılsız vücut daha sağlıklı bir bedene işaret ederken diğer yandan cazip eş bulmaya da yarıyordu.
Konuşabiliyoruz da ondan.
Ses tellerimiz diğer canlılara göre daha iyi geliştiği için konuşuruz. Diğer yandan yemek borumuzun da gırtlağımızın hemen yanında yer alması yüzünden bazı yiyecekler yolunu şaşırabiliyorlar.
Bu olay kürk gibi kıllarımız olduğu zamanlardan kalma.
Açıklaması ise şu; kıl köklerimiz ince kaslarla kesiştiğinde tüylerimiz kalkar. Bu durum bizi yırtıcılara karşı daha tehlikeli gösterir ve soğuktan da korunmamızı sağlardı.
Aslında bu yetenek hayvanlara özgü olmakla birlikte ilk primatlar gruplar halinde yaşamaya başladıklarında bu yetenekleri de zayıflamış. Çünkü grup halinde yaşam, yalnız yaşayan yırtıcı hayvanların sesin ve tehlikenin geldiği yöne doğru bu otomatik hareketini gereksiz kılmış.
Yüzün kızarması aslında bastırmada ve yanlış bir şey yaptığımız zaman olan sözsüz bir vücut sinyali.
Çünkü ilk otistik insanlar sert çocuklardı. Cidden bu açıklama da bilimsel.
Diğer normal insanlar sosyalleşmek ve avlanmakla falan meşgulken bu arkadaşlar tek tabanca takılır, iz sürer, bölgeyi tarar idi.
Bildiğiniz rambo idiler ya.
Kadınlar tekmelesin diye mi? Yoo. Çünkü spermler en iyi dışarıda yaşarlar.
Tabi bir de, dimdik duran bir adama saldıran olursa bir kum torbası gibi sarkan testis torbaları ile birlikte uzun bir sopayla yere sermek için.
Çünkü hala baba yarısıdır 😋
Çünkü ilk insanlar çok fazla ot kökü yedi. Apandis aslında kör bağırsağın bir eklentisi ve bu daha çok otçul hayvanlarda bulunur. Ve bu organ parçamız bu aşırı yenen selüloz sindirmek için vardı. Ve hala var. Shit.
Evet öyledir ve bu biz göçebe insanların hayatta kalmasına yardım etti. Oradan oraya atlayan akıl ilk insanlarımızın hayatta kalmak için gerekli olan birçok şeyde hızlı düşünmesini sağladı.
Son maddeye kadar sizi getirebildiğimize gerçekten çok sevindik. Umarım sizleri aydınlatabilmişizdir :)
tuysuz olusumuz dolayli olarak parazitlerlede alakali olabilir ama esas nedeni sogutma sistemimiz yani terleme. insan diger hic canlida bulunmayan yogunlukda ter bezlerine sahip ve muhtemelen baska hicbir canlinin insan kadar iyi bir sogutma mekanizmasi yoktur. bu sogutmayi etkili kullanabilmek icin tuylerimizi kaybetmisiz. artik ekvator gunesinin altinda, acik duz savanlarda kosarak avlanmadigimiz icin bu super gucumuzun farkinda bile degiliz ama 40 derece sicakda, oglen gunesinde av kovalayabilecek baska bir canli daha yoktur. en guzelide o sicakda aslan yada sirtlan hic bir rakip yirtici olmaz, hepsi sicakdan pismis, golgede saklanir. o sicakda bir av hayvanini yeterince kovalarsaniz sicakdan catlayip olur, mizrak bile kullanmaniza gerek olmaz. bu arada tabiyki rastlanti degil, insan en hizli kosucu olmasada en iyi uzun mesafe kosucularindan biridir. yani butun fizyolojimiz afrika savanlarinda yasamak icin sekillenmis ama biz burda orta kusakda kombiyle dogalgazla ugrasiyoruz
brace yourselves, people who tells "efrim yoq .s" are coming...
şimdi burda evrim falan geçiyor diye hiç bir yobaz ciddiye almaz. ama domateste allah yazıyo de bak herkes inanır.