Hemen Beyaz Yakalılıktan İstifa Edip Sahil Kasabasında Garson Olmanız İçin 15 Neden

Öncelikle söylemeliyim ki, bu içerik tamamen bir deneyim içeriğidir. Yani size afaki şeylerden ya da bir hikayeden bahsetmeyeceğim. Yıllarca beyaz yakalı olarak çalışmış birisiyim. Çeşitli mecburiyetler sebebiyle emek sömüren patronlarla, kişisel egolarını personel üzerinde tatmin etmeye bayılan aciz yöneticilerle çalıştım. Hiçbir güvencem ve hiçbir desteğim olmadığı bir zamanda da bu saçmalıklara daha fazla dayanamayıp istifamı bastım. Para herkese lazım, tatil de öyle. Bana ikisi de aynı anda lazım oldu. O yüzden bastım Datça'ya gittim.

Eşek gibi çalıştım, mükemmel de tatil yaptım. Hayatım boyunca bir çok işte çalıştım ama inanın bana en keyif alarak yaptığım işlerden biridir garsonluk. Ve emin olun göründüğünden çok ama çok daha zor bir meslek. Bu yüzden lütfen garson arkadaşlarımıza hak ettikleri saygıyı gösterin.

Eğer sizin de şu an çalıştığınız iş yerinde tepeniz atıyorsa basın gidin arkadaşlar. Kimse aç kalmaz; üstelik garsonluk harikadır. Buyurun size tercih sebepleri:

1. Ofis gibi sizi daraltan duvarlar arasında para kazanmaya çalışmazsanız. Giremeseniz bile burnunuza deniz kokusu gelir.

Sıcakta çok zor oluyor ama inanın bana ofiste olmaktan iyidir.

2. Proje oluşturmak ya da kariyer yapmak gibi bir gerginliğiniz olmaz. İşinizin tanımı bellidir: Servis ve temizlik yapmak.

Her zaman şemsiyeli portakal suyu götürmeyebilirsiniz; tuvalet temizlemek de bu işin bir parçası. Yıllarca ağzımıza sıçtılar da noldu?

3. Sürekli yeni insanlarla tanışırsınız. Kendinizi yırtarak yaptığınız işlerde müdürünüzden duymadığınız teşekkürü müşterileriniz size tüm samimiyetiyle söyler.

Bir insana 'Teşekkürler, çok iyi bir çalışma olmuş' demek bu kadar zor değil. Kompleksli yöneticilerden kaçın!

4. Giymek zorunda olduğunuz takım elbise, topuklu ayakkabı gibi kıyafetleriniz artık yoktur. İş kıyafetiniz şort, tişört ve sandalet olmuştur.

En güzel tarafı da bu. Çünkü insanın giydiği kıyafet ve yeteneği doğru orantılı değildir; bunu anlayamadılar bir türlü.

5. Üstünüze kabus gibi çökmüş emek hırsızı patronunuzun ruhunuzda yarattığı öz güven hasarını kısa sürede onarırsınız.

Ay bi defolabilir mi lütfen???

6. Rüyalarınızda bile iş yaparken karşılık olarak aldığınız kuş kadar maaştan çok daha fazlasını kazanırsınız. Üstelik bahşişler hariç!

Hayatı neredeyse ofiste geçen insanlara, hayatını tamamen vermeleri karşılığında verdikleri para gerçekten çok komik.

7. Kazandığınız paraları harcayacak fazla yer olmadığı için çok güzel para biriktirirsiniz.

Ay sonu gibi bir depresyon olmuyor çünkü en kötü ihtimal bahşişler geliyor.

8. İşiniz gereği sürekli hareket halinde olursunuz ve spor yapmanıza gerek kalmaz. Kilo derdiniz varsa fark etmeden kilo verirsiniz.

Ben 15 kilo vermiştim. İsteyen hemen deneyebilir.

9. Yorulursunuz, çok yorulursunuz. Ancak tüm o samimiyetsiz iş ortamında olmadığınız için bunu kafaya bile takmazsınız.

Akşamları ayaklarımın ve belimin ağrısı için iki tane ilaç içtiğimi bilirim. Umurumda mıydı? Hayır, değildi!

10. Turistik bir yerde garsonluk yapmak demek, yabancı dili farkında olmadan şakır şakır konuşmak demektir.

Özellikle İngilizce için müthiş bir fırsat. Bir de sadece İngilizlerin konuştuğu İngilizceyi değil, Fransız'ın anlaşılmayan İngilizcesini de çözüyorsunuz.

11. Çok güzel arkadaşlıklar edinirsiniz. Artık siz de esnaf sayıldığınız için gittiğiniz diğer mekanlarda müşteri değil arkadaş muamelesi görürsünüz.

Bu da işin bonusu. Kral gibi yaşıyorsunuz mesai sonrası.

12. Eskiden hesap makinesi kullanarak yaptığınız basit işlemleri hesap istendiğinde kafanızdan hemen yaparsınız, matematiğiniz gelişir.

Evet bak, zehir gibi bir kafanız oluyor.

13. Yazın herkesin gittiği zaman diliminde asla tatil yapmamanız gerektiğini öğrenirsiniz. Herkes gider, size huzurlu bir deniz ve mis gibi bir hava kalır.

O kalabalıkta mutfaklarda çok acayip şeyler dönüyor tabii, hepsini görüyorsunuz ve hatta yapmak zorunda kalıyorsunuz. Eylül ayında bir gidin bakalım, hiç aynı değil.

14. Yediğiniz ekmeğin, içtiğiniz suyun kıymetini daha iyi anlarsınız. Masa başında çalışmakla garsonluk yapmanın zorluk derecesi bambaşkadır.

İkisinin de zorlukları başka ama eğer yaptığınız işin psikolojinize hasar verdiğini düşünüyorsanız derhal sahil kasabasında garson olmalısınız.

15. Artık para kazanmak uğruna kimsenin sizi ezmesine izin vermezsiniz. Güçlü olursunuz; hayata bir kere daha gelmeyeceğinizi bilir, haksızlıklar karşısında susmamayı öğrenirsiniz.

Canınızı sıkana şlaakkk diye bir hareket yaptığınızı düşünün. İşte öyle bir şey...

Popüler İçerikler

Kendisini ‘Cinsel Terapist’ Olarak Tanıtan Buse Aydın’ın Yetkisi Yokmuş!
A Milli Kadın Voleybol Takımımız Milletler Ligi'nde Hollanda'yı Mağlup Etmeyi Başardı!
Nasip Olur mu Be? İstanbul Boğazı'nda "Seni Yerler" Dinleyen Adam Yalı Balkonunda Sezen Aksu'yla Karşılaştı!
YORUMLAR

Hıı evet 14 saat çalışıp asgari ücret kazanmak inan ki süper zevkli. İnsan hayat sorguluyor acayip bi tecrübe

29.04.2016

saçma bi içerik olmuş

29.04.2016

Geceniz-gündüzünüz birbirine girer, bar-club garsonuysanız gece 2ler 3lere kadar sürürer işiniz. Yorucu bi iştir. Evet bir sürü insanla tanışırsınız qma bir sürü insanla uğraşırsınız da. En kötü yanı diğer insanların eğlenme-sosyalleşme-flört saatlerinde sizin çalışmanız değil, siz işinizi bitirdiğinizde diğer insanların çalışıyor olması veya zaten kısıtlı olan bu süre içinde gidilebilecek yerlerin kapalı olmasıdır. Sosyal çevreniz mecburen sık gelen müşteriler ve sektör çalışanlarından oluşur. Bir süre sonra monotonlaşır. Evet katılıyorum buna rağmen çok keyiflidir, bambaşka bir deneyimdir, yeni bakış açıları kazandırır size ama sürekli yapılacak iş değildir, işinizin kıymetini bilin derim yine de.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ