Siyasetle iç içe bir ailede büyür. Kadıköy Özel Kız Koleji'nin ardından, İstanbul Üniversitesi'nde Pedagoji Bölümü'nü okur. Biraz zor biraz da mücadeleyle doludur büyüdüğü evi, kendisi de şu şekilde tasvir eder o evi: 'Dışarıdan baktığın zaman, benim doğduğum ev tam bir sıcak yuva. Kadın, annem, genç ve güzel. Erkek, olgun ve geliri, kazancı yerinde. Bahçe içinde, iki katlı güzel bir ev, iki çocuk. Yokluk, yoksunluk değil, fazlalık var: Komşuda olmayan sende var. Ama orada her şeyin -ve bizlerin de, eşinin, çocuklarının…- sahibi olan babam dahil, kimse mutlu değildi. Sıcak olabilecek, olması gereken yuva, cehennemdi desem haksızlık olur, ama soğuktu.'
2 evli bireyin eşlerini aldatarak aşk yaşamasına tepki göstermek ötekileştirmek mi oluyor gerçekten ?
Duygu Asena nin yerinde başkası olsaydı ki ondan başka da kimse olmadı zamana yenilirdi. Ki zaten duygu asena yeni bir yazar olsaydı duygu Asena olamazdi diye düşünüyorum. Sevgilisi var diye o feminist değilmiş diye aptal aptal sözlere maruz kaldı. Feministligi lezbiyenlik ya da erkek düşmanı sanan salaklara karşı yenilmedi. Ruhu şad olsun. Erkek düşmanligini değil kadın haklarını öğrendik.
Alttaki yorumların bir kısmı evliyken başka birine aşık olan diye iğneleyici ve insan olmaktan bi haber yorumlar. Kadın evliyken ve karşıda ki adam evliyken birbirlerine aşık olmuşlar bu doğru. Eğer aşk planlı birşey olsaydı ve yalnızca istediğiniz kişiye aşık olsaydınız ayıla bayıla izlediğiniz imkansız aşk filmleri yahut Leyla ile Mecnun, Kerem ile Aslı gibi hikayeler olmazdı. İkincisi evliyken aşk var ama aldatma yok aşklarını kimseden tabi ki eşlerinden de gizlememişler ve boşanmışlar. Yani iki insanı aynı anda idare ederim, topluma da rol yaparım dememişler. Dürüstlük de bir namus göstergesidir gayet namuslu çıkmışlar yani. Her şeyi göze alarak üstelik. Sahi siz eleştirenler kendinize karşı dahi ne kadar dürüst ve namuslusunuz.