Hem Yolsuzluk Hem Yol Yapan Dünyanın En Zengin 10 Diktatörü

10. Ali Bongo Ondimba

Toplam serveti 1 milyar doların üstünde olan ve kısa zaman önce Paris’te 138 milyon dolara ev alan Ondimba’nın Gabon’un toplam Gayri Safi Yurt İçi Hasılası’nın yüzde 25’ini cebine attığı iddia ediliyor. Bu arada Gabon’da kişi başına düşen gelir 18.000 $, çalışanların yüzde 64’ü sanayide, yüzde 32’si hizmet sektöründe çalışıyor ve enflasyon oranı sadece yüzde 2,7. “Biz yolsuzluk yapsak bunları yapabilir miydik?” sorusunu henüz sormadı, ama “istikrar sürsün Gabon büyüsün” diyenlerin tercihi olduğu ortada.

9. Teodoro Obiang Ngueme Mbasogo

1995 yılında petrol rezervlerinin bulunmasına kadar dünyanın unuttuğu 500.000 nüfuslu küçük bir diktatörlük olan Ekvatoral Gine’yi 1979 yılından beri kesintisiz yönetiyor. 1 milyar dolardan fazla serveti var. Dünyadaki diğer diktatörlere de örnek olabilecek bir söyleme sahip. Mbasogo’ya göre “kendisi herhangi bir insanı sadece dileyerek öldürebilir, kendisinden hesap sorulamaz ve bu yüzden cehenneme gitmez.”

Mbasogo ayrıca Ekvatoral Gine’de yoksulluk diye bir şey olmadığını da bellirtiyor “sadece halk bu şekilde yaşamaya alışmış” yani kültürel bir durum.

Tanrıyla doğrudan ve sürekli bir iletişime sahip olduğunu iddia eden Mbasogo’nun yönetimindeki Ekvatoral Gine’de nüfusun yüzde 60’ı günde 1 dolardan daha az bir parayla geçinmeye çalışıyor.

8. Kim Jong Un

Kuzey Kore’nin genç diktatörünün 5 ile 10 milyar dolar arasında bir servet yönettiği kabul ediliyor. Babasının tavşanlara, İsveçli fahişelere ve Hennesy Konyaklara düşkünlüğü malum, kendisiyse sadece Denise Rodman’a ve askeri tatbikatlara ilgi duyuyor. Kişi başına düşen gelirin 1800 dolar olduğu Kuzey Kore ayrıca yolsuzluk endeksine göre dünyada yolsuzluğun en fazla olduğu ülke. Yine Kuzey Kore dünyada basın özgürlüğü bakımından 179 ülke arasında 178. sırada. Aynı endekste Türkiye 154’üncü.

7. Ömer El Beşir

Darfur katliamına imza atan Ömer El Beşir’in 9 milyar dolarlık bir servete sahip olduğu ifade ediliyor. Kendisinin bir özelliği ise dünyada en yüksek maaş alan devlet başkanı olması. Yıllık maaşı 46 milyon dolar civarında ve Obama’dan 12 kat daha fazla. Sudan’da işsizlik oranı yüzde 20 ve kişi başına düşen gelir 2500 dolar. 229 ülke arasında 181’inci. Hesap veren yönetim, şeffaflık, kuvvetler ayrılığı, özgür basın, laiklik gibi dertleri olmayan Sudan dünyayı kıskandırmaya devam ediyor.

6. Robert Mugabe

Son seçimlerde yüzde 61 gibi imrenilecek bir oy oranına kavuşan Zimbabve milli iradesinin temsilcisi, bürokratik vesayet odaklarının düşmanı, hayatını Zimbabve milletine adamış bağımsızlık kahramanı Mugabe aynı zamanda 1 milyondan fazla ölüye oy kullandırabilme becerisini göstermiş, böylece sandığa sadece bu dünyada değil öte dünyada da sahip çıkmış örnek bir lider.

Biri 135 yaşında olmak üzere yüz yaşın üstünde toplam 109 bin kişinin kendisine duyduğu aşkla sandıkları patlattığı “Sağlam irade” Mugabe’nin 5- 10 milyar dolar bir paraya sahip olduğu biliniyor.

Bu arada Mugabe sadece 2002 yılında vatan hainleri ile yaptığı mücadelede 40.000 kişiyi öldürdü, seçimlerde yüzde 42 oy alan Tsvangirai’i büyük bir buluşla “vatan haini” olarak suçladı ve kendisini desteklemeyen medyayı da kapattı. Herhalde milli iradenin açık temsilcisi varken bir de seçimlere girip aleyhine oy almak için çalışan insanlara hiçbir acıması olmayan, medyayı da olması gerektiği gibi kapalı tutan Mugabe örneğinden ülkemizde de çıkartılacak çok ders var.

5. Zeynel Abidin Bin Ali

Bir zamanlar fırtınalar estirirdi. Her katıldığı seçimde yüzde 90’ın üzerinde oylar aldı. Sandıklar Bin Ali aşkıyla çoştu, milli iradenin desteğiyle tekrar tekrar iktidara geldi. Sonra OTPOR, Soros, AB, ABD, İsrail, Japonya, Esad, Türkiye, Fransa, Jamaika Hava Kuvvetleri, Houston Merkezli Zello örgütlenmesi ve porno lobisi devreye girince ülkeden kaçmak zorunda kaldı, gıyabında 35 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Son bıraktığında 7 milyar dolarlık bir servet yönetiyordu. Her ne kadar paralar sıfırlansa da karısının 37 milyon dolar değerinde altını yurtdışına kaçırdığı biliniyor.

4. Ali Abdullah Saleh

Ülkesini yaklaşık 30 yıl boyunca kesintisiz yöneten Saleh, 32 milyar dolarlık bir servete sahip. Bu dönemde Yemen’in çağ atladığını söylemekte bir beis yok. Yönetimi altında Yemen’de sabit hat sayısı 1000’li rakamlardan 1 milyon 100 binlere, cep telefonu ise 0’dan 13,9 milyon kullanıcıya ulaştı. İktidara geldiğinde internet kullanıcısı hiç yoktu, sayesinde 2,5 milyon yemenli internet erişimine kavuştu. Toplam 40 havalimanı, 65.000 km yol yapıldı. İstikrar sürdü, Yemen büyüdü derken 2012 yılında görevini Abd Rabbuh Mansur Hadi’ye bıraktı. Çıkartılan bir yasa gereği kendisinin yaşam boyu dokunulmazlığı var ve işlediği suçlar nedeniyle sorgulanamıyor.

(Günün öğüdü: Yaşam boyu dokunulmazlık sağlayan bir kanun “milli irade”yi aslan gibi korur)

3. Suharto

31 yıl boyunca milli iradenin temsilcisi, sandıkların mutlak hakimi adeta bir dünya lideri olarak Endonezya'yı yöneten Suharto Reis, kimi mendeburlar tarafından 'dünyanın gelmiş geçmiş en yolsuz yöneticisi' olarak tanımlanıyor. 

Suharto'nun bu sıfatı hak edip etmediği bir yana, öyle bir performans ortaya koyuyor ki 'ben dünyanın en yolsuz, en hırsız, en katil insanı olacağım inşallah' diye yola çıkacak hiçbir beşer kolay kolay bu standartı geçemez. Bir kere bütün diktatörler 1 kere toplu katliam yapabilir. Suharto tam 2 kere toplu katliam yaparak bu alanda da önemli bir çizgiyi temsil ediyor.  Yetmiyor Suharto 35 milyar dolarlık bir servet biriktirerek de bütün yarışmacılara adeta göz dağı veriyor.

Ama tabi burası Endonezya? Herkes çalıyor? Çalmayan mı var? Hepsi hırsız. Suharto en azından müslüman adam. Alnı secde görmüş. 'Yeni Düzen' adını verdiği iktidarı döneminde ülke yılda ortalama yüzde 8 oranında büyüdü, Endonezya Asya'nın gerçekten ekonomik açıdan en güçlü ülkelerinden birine dönüştü, yoksulluk oranı iktidara geldiğinde yüzde 60'dı, bu oranı yüzde 13'e indirdi. Endonezya'da işsizlik oranı tarihin en düşük seviyesine inerken, insanların alım gücü de arttı. Yani Suharto Reis gerçekten de bir yandan yol yaptı diğer yandan yolsuzluk yaptı. Sonra işte ekonomik kriz çıkınca adamcağızı sepetleyip gönderdiler. Kendisini ev hapsine, oğlunu da 15 yıl hapis cezasına mahkum ettiler. Hayatının geri kalanını yolsuzluk soruşturmaları gibi insanın canını sıkan, adeta milli iradeye darbe olan bir takım iddialarla uğraşarak geçinmek zorunda kaldı. Halbuki altı üstü 35 milyar dolar para çalmış çok mu? Herkes çalıyor. Tövbe estafurullah.

2. Hüsnü Mübarek

30 yıl boyunca Mısır’ı yönetti. Bu dönemde 70 milyar dolarlık imrenilecek bir servete kavuştu. Neden? Çünkü ticaret yapması yasak, Başkanlık maaşı ile de geçinemiyor. Hayır işleri için paraya ihtiyacı var. Bu adamcağız ne yapsın? Koca Mısır Başkanı dilenci mi olsun, sokaklarda peçete mi açsın? Bir Mısır Başkanı’na bunu mu yakıştırıyorsunuz? Kimse kusura bakmasın bin yıllık Mısır’ın Başkanı sokaklarda peçete açamaz, dilencilik yapamaz. Sen çok dilencilik yapmak istiyorsan git kendin yap. Halkın yüzde 88’inin oyunu almış bir Başkan herhalde bunu yapacak değil. İşte Mübarek’in farkı bu.

Peki bunca zaman Mısır’a hizmet etmiş, Mısır sevdasıyla dolu, Kahire senin İskenderiye benim demeden çalışan bu adamcağız hortumculuk mu yaptı? Hayır komisyon aldı. Ne diye? Çünkü dini bütün Mısırlılar parayı başka yere koyacaklarına “Al Başkanım bu para senin cebinde dursun yeri geldikçe çeşmeler, camiiler yaparsın, okullarla ülkeyi yönetirsin” dediler, Mübarek de kıramadı. Sonra türlü tezvirat çıktı, bir takım gençler robot lobisiyle sosyal medyada örgütlenip tweetler atmaya başladılar, Tahrir, Mahrir derken, iç ve dış odakların ortak bir yapılanmasıyla bir baktı adamcağız darbeyi yedi. Mübarek olayından ne öğrendik? Öyle şaşıbeş gibi bakarsan adamı alır götürürler, tam saha mücadeleye devam edeceksin.

1. Muammer Kaddafi

Kaddafi’nin mal varlığı dondurulduğu zaman dünya orta çaplı bir şok yaşadı. ABD Kaddafi ailesinin 30 milyar dolar değerindeki yatırımlarını bloke etti, Kanada 2,4 milyar dolar, Avusturya 1,7 milyar dolar ve İngiltere 1 milyar doları dondurdu. 42 yıllık yönetimi döneminde Kaddafi’nin yaklaşık 75 milyar dolarlık bir servete sahip olduğu ortaya çıktı. Aynı dönemde Libya 100.000 km yol yaptı. Peki Kaddafi yolsuzluk yapsa yol yapabilir miydi? İşte bu soru hala cevap bekliyor.

Popüler İçerikler

Kızılcık Şerbeti'nin Görkem'i Özge Özacar'dan Pembe'nin Osmanlı Tokadına Yanıt
151 Gündür Oğlu Fatih'i Arayan Baba Esra Erol'a "Bulamıyorsan Müge Anlı'ya Çıkalım" Deyince Ortalık Karıştı
Gazeteci Özlem Gürses TSK Hakkındaki İfadeleri Nedeniyle Gözaltına Alındı