Bugün sizlere güzel ülkemiz Türkiye'de yaşanan benzer olaylarda nasıl siyahla beyaz kadar farklı gelişmeler yaşadığımızı aktaracağız. Hem insanlığımızdan utanacak hem de gelecek güzel günler için umutlanacağız.
Bugün sizlere güzel ülkemiz Türkiye'de yaşanan benzer olaylarda nasıl siyahla beyaz kadar farklı gelişmeler yaşadığımızı aktaracağız. Hem insanlığımızdan utanacak hem de gelecek güzel günler için umutlanacağız.
Hafta sonu sokağa çıkma yasağının kalkmasıyla birlikte tabii ki pek çok insan parklara, sahillere, sokaklara akın etti. Güya 'özgürlüğüne' kavuşan bir kısım insanın da yarattığı görüntü bu...
Doğanın toparlandığını, kendisine ait olanı geri aldığını söylediğimiz bu dönemde bir şekilde yine mahvetmeyi başardık. Valla bravo!
Okullar online eğitime geçince soluğu Bodrum'da oturan ailesinin yanında alan Gizem, bir yandan hem işine hem de okuluna devam ederken bir yandan da evlerinin yakınındaki çöp dolu sahili boş vakitlerinde temizlemeye karar verdi ve dünya sayesinde biraz daha güzelleşti...
Sokağa çıkması aslında yasak olan bu çocuğun evine ekmek götürmek için belli ki başka bir şansı yok. Tek derdi çalışmak olan ama aslında çalışmaması gereken bu çocuğa bu muamele nasıl yapılabilir? Bilmiyoruz, bilemiyoruz...
Ve bir diğer sokağa çıkma yasağı olan kişi, bu seferki yaşlı bir amca... Kendisine lazım olanları zabıta ekibine tane tane anlatmış, içimizi ısıtmıştı.
Peki bu zabıtayla o zabıta aynı ülkede değil mi? Aynı eğitimlerden geçmiyor mu? Kabahat tam olarak kimde?
Seks işçisi olarak çalışan ve Harbiye'de bindiği bir müşterisinin arabasına binen Hande Kader'den günlerce haber alınamadı. Kayıp ilanları verildi, arandı ve son olarak Zeytinburnu'nda yakılmış bir ceset bulundu. Vücudundaki protezlerden teşhis etti arkadaşları Hande'yi.
Trans cinayetleri politiktir diye boşuna söylemiyoruz!
Evlat edinmeleri ya da taşıyıcı anne yoluyla bebek sahibi olacakları beklenen çiftin mutluluğu da gözlerinden okunuyor elbette... Çok güzel!
Tepsinin yamuk olmasını, çaydanlığının kulbunun kırık olmasını şov olarak nitelendiren bir kesim nedeniyle çocuğun parası nedense herkese battı. Story'den şu kadar alıyormuş ama evini yeniletmemiş, iPhone çekilişi yapıyormuş ama kendisi hâlâ kötü görüntü veren telefonlar kullanıyormuş, konsepti fakirlik olduğu için bu şekilde devam ediyormuş... Ya gerçekten her şey bitti ve bu çocukla mı uğraşıyoruz?
Açıklamasını noktasına, virgülüne dokunmadan verelim de sonra yeniden Taha Duymaz'ın fakirliğine atıp tutarız:
'Benim 15 milyonluk gayrimenkulüm varsa bankada 450 bin liram var. Ben üç ay kira almadım. Ben 450 bin lirayı harcıyorum sonra ne olacak. Ne yapayım evleri mi yiyeceğim! Benim demek istediğimi çok parası olan anlar. Parası olmayan ne demek istediğimi anlamaz.'
Bu iki haberle de utandık gerçi...
Boş arazide vatandaşlar tarafından beslenen köpekleri sopayla döven güvenlik görevlisi bazı köpeklerin, beslediği köpekleri dövdüğünü öne sürerek, 'Bunların hepsini vuracağım' dedi. Kendisi de bir hayvansever belli ki ama kendinden olmayana şiddeti meşru görüyor.
Ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da böyle duyurdu son durumu. Çok güzel, değil mi?
Hem canımızı sıkan hem de umut aşılayan her gelişme kafamızı karıştırıyor, ülkemizin hali endişelerimizi artırırken bir yandan da güzel günlerin geleceğine dair bir sıcaklık içimizi ısıtıyor. Her zaman olumlu gelişmelerin yaşandığı günlerin gelmesi, 2020'nin karanlık taraftan kurtulması dileğiyle...
Adalardaki faytonları duyunca o kadar mutlu oldum ki :) yıllar önce babamlar ile gittiğimizde hayvanlar perişan haldeydi bisiklet kiralamıştık kendimize yetmiştik
Parası olmayan anlamaz diyor fakir halka anlatıyor sik kırığı millet 2,300 le 4 kişiyi nasıl geçindirecem derdinde aylık 100.000 bin yetmiyor 3,4 ay sonra ne yapacam diyor geberebilirsin aq fosili biz üzülmeyiz bir kenarda sessizce geber
Taha Duymaz için daha 2-3 gün önce sizde yalan haber yaptınız :)