Hem Güçlü Hikâyesiyle Hem de Oyunculuklarıyla Hepimizi Mest Eden Berkun Oya'nın Yeni Filmi Cici'yi İnceliyoruz

Berkun Oya, Bir Başkadır dizisinin gerçekçi yapısı ve başarılı senaryosuyla herkesin sevdiği bir yönetmen oldu. Yönetmenin merakla beklenen ve sağlam oyuncu kadrosuyla tekrar sahnelere geri döndüğü 'Cici' de uzun zaman konuşacağımız bir eser. Bu yazıda size izleyeni içine çeken, derin ve dramatik konusuyla hem keyifli hem de sarsıcı 'Cici' filmini anlattım. İzleyenler için film sonrası iyi bir okuma önerisi olabilir. 

İyi okumalar dilerim.

⚠︎⚠︎⚠︎ Not: Bu yazı filmin hikayesini anlatmaktadır. O yüzden izleyenler için yazılmıştır. Aşırı spoiler içerir. ⚠︎⚠︎⚠︎

Başrollerinde Ayça Bingöl, Fatih Artman, Nur Sürer, Okan Yalabık, Olgun Şimşek ve Yılmaz Erdoğan gibi isimlerin yer aldığı ve Berkun Oya'nın hem yapımcılığını hem de yönetmenliğini üstlendiği "Cici" filmi Netflix'te yayında.

Filmi ilk izleyenlerden yorumlar da gecikmemişti hatta.

Berkun Oya’nın Netflix'te Yayınlanan 'Cici' Filmini İzleyen Sosyal Medya Kullanıcılarından Gelen Yorumlar

2022'nin en çok beklenen filmi ve hem keyifli hem de sımsıcak bir hikayesi var.

Cici, hiç şüphesiz Netflix'te Ekim ayının en çok beklenen filmlerinden biri oldu. Yönetmen Berkun Oya'nın, Bir Başkadır dizisiyle başarıya imza atması sonrası ondan beklenti oldukça yüksekti. Nihayet diyebilirim ki Cici de bu beklentiyi fazlasıyla karşıladı. Film, göz dolduran kadrosuyla da bir hayli ilgi çekici zaten. Konusu, şehre taşınmadan önce kırsal bir evde büyüyen ve yıllar sonra memleketlerine dönen bir ailenin hikayesini takip ediyor.

Gelelim filmin karakterlerine;

Saliha, Kadir ve Yusuf, Havva ve Bekir çiftinin çocukları. Saliha köyden ayrılmak istemeyen ve üniversite eğitimini umursamazken, Yusuf babasının video kameralarıyla çok ilgili hatta bu yüzden babasından dayak yiyen bir çocuk. Yusuf ise daha küçük yaşında 'ben arabacı' olacağım diyen ve her şeyden habersiz bir minik.

Bekir ve Havva birbirine zıt düşüncelere sahip ve araları iyi olmayan bir çift.

Bekir, çocukken anne-babasız büyümüş, gençliğinde Almanya'ya gitmiş, sonrasında köye yerleşip tarla, mahsul işleriyle uğraşan bir aile reisidir. Çocuklarının okumasını istemiyor aksine çiftlikte kalıp yaşlanınca onlara bakmasını, toprakla uğraşmasını istiyor. Tek hobisi video kamerasıyla arada bir çekim yapmak ve gün sonunda televizyonun karşısına geçip uyuyakalmak. Havva ise tek derdi çocuklarının şehre gidip okuması olan ve hayallerini gerçekleştirememiş bir kadın. Hemşirelik mesleğine karşı tuhaf bir bağlılığı ve arzusu var. Kocasına saygı duysa da onunla araları iyi değildir.

Yılmaz Erdoğan'ın başarılı bir şekilde canlandırdığı Bekir karakterinin yönlerine bakalım.

Geleneksel değerlere sahip tüm erkekler gibi, Bekir de karısına ve çocuklarına isteklerinden farklı bir şey yaptıklarında son derece sert davranır. Havva ise tam tersi bir karakterdir, çocuklarının büyük şehir Ankara'da eğitim görmesini isterken, Bekir tüm bunların zaman kaybı olduğunu düşünür. Karısı, erkeğin diğer kadınlarla olan cinsel arzularını gidermek için zaman zaman şehri ziyaret ettiğini bildiğini açıklayınca Bekir, toplumdaki diğer erkeklerin aksine karısına asla vurmadığını söyleyerek büyüklüğünü kanıtlamaya çalışır. Ona göre bütün çocuklarının amacı tarlada çalışmak, mümkün olduğu kadar anne ve babasına yardım etmek ve sonra büyüyünce yaşlılıklarında onlara bakmak olmalıdır.

Cemil ile Saliha'nın aşkı Bekir yüzünden kardeşliğe döner.

Bir gün köydeki bir arkadaşını ziyaret eden Bekir, tarlada çalışan ve güzel bir şarkı söyleyen genç bir çocuk görür. Arkadaşının yeğeni olan ve anne-babasız Cemil'den hoşlanan Bekir, Cemil'i kendi çocuklarıyla birlikte tarlasında kendisine çalışması için tutar ve  kendi oğlu gibi davranmaya başlar. Cemil ile Saliha'nın birbirine olan aşkı, Bekir'in onu diğer çocuklarla kardeş gibi görmesi yüzünden bozulur.

Baba Bekir bir gün ölür ve hikaye burada başlar.

Normalde sağlıklı ve çalışkan olan Bekir, bir gece soğuktan fena halde hastalanır ve birkaç gün acı çektikten sonra vefat eder. Onları artık tutan hiçbir şey kalmayınca Havva, kocasını kaybetmenin üzüntüsünden kurtulmak için çocuklarıyla birlikte şehre taşınır. Yıllar sonra artık sinemacı olan Kadir yeni filmini bu mekanda -yani eski evlerinde- çekmeye karar verince aile evlerine döner.

Aile Kadir'in çekeceği film için bir araya geliyor.

Kadir, hâlâ korudukları babalarının evinde filmini çekmek için döndüğünde kardeşlerine de haber verir. Yusuf ziyarete gidemese de Saliha, İstanbul'dan genç kızı Naz ve bakımını üstlendiği annesi Havva ile birlikte gelir. Havva, hayatının bunca yılını geçirdiği evi ziyaret etmekten pek heyecan duymaz. Kadir, onu sadece geri dönmeye değil, aynı zamanda filminde bir anne rolünü de oynamaya ikna eder. Tüm karakterlerin sahip olduğu en çarpıcı hatıra, çocuklarında derin bir iz bırakan Bekir'in acımasız eylemidir. Fotoğrafa ve videografiye tutkusu olan Bekir, Kadir ona dokunmasına veya babasının çekmecesinden çıkarmasına izin verilmemesine rağmen çocuğu her gördüğünde hem sözlü hem de fiziksel olarak azarlardı ve baba, itaatsizliği nedeniyle Kadir'e karşı genel bir nefret duyardı.

Kadir'in çocukluğunda babasıyla yaşadıkları şimdi çektiği filmde yer alıyor.

Çocukken bir gün Kadir, ekinleri sulamak için kullanılan hortumu alıp şaka olsun diye Cemil'in üzerine su püskürtmeye başlar, ancak Bekir bunu fark eder ve Kadir'i aşağılayıcı bir şekilde aynı hortumla ıslayıp onunla alay ederken yaptıklarını kaydeder. Bu muamelenin yanı sıra Kadir cezalandırılmış ve soğuk gecede evin dışında bekletilmiştir, ancak Kadir'in hafızasında kalan aşağılanma olmuştur. Yıllar sonra filmi çekerken Kadir, oğluna hortumla su püskürten bir babanın benzer bir sahnesini çekiyordu.

Kadir'in annesi için yazdığı rol Havva'nın giderek kötüleşmesine yol açar.

Bu sahnenin çekildiğini penceresinden gören ve artık yaşlanmış olan Havva, bunu merhum kocasına doğrudan bir saygısızlık olarak yorumlar. Bekir  hayattayken Havva, kocasının katı inançlarına ve isteklerine elinden geldiğince karşı çıkıyordu, ama asla adama saygısızlık etme niyetinde değildi. Bunca yıldan sonra, rahmetli kocasına olan sevgisi daha da büyümüş gibi görünür. Kocasını oynayan adamla ilgilenmesi gereken bir sahnenin çekimleri sırasında ağlama krizine girer ve Kadir onu teselli etmeye çalışınca tüm ekibin önünde oğlunu tokatlar. Bu olaydan sonra Havva'nın hafızası giderek kötüleşir.

Kadir filmi bitiremez ve baba evinde yaşamaya başlar.

Köy evindeki çekim sona ermiş gibi görünse de Kadir, çocukluk anıları karşısında bunalınca ve ekibiyle arası bozulunca filmi bırakmak zorunda kalır. Küresel salgın da bu süre içinde baş gösterir ve çekimden iki yıl sonra Kadir, bu kez çocukluk evine geri döner. Bu sefer kardeşlerine de haber verir ve Saliha, Naz ve Havva ile birlikte Yusuf da karısı ve oğluyla birlikte döner. Kardeşler yine bir araya gelmiştir. Yusuf, COVID pandemisinden sonra istikrarsız iş piyasası nedeniyle aile evini satıp parayı almak için en iyi zamanın bu olduğuna kardeşlerini ikna etmeye çalışır. Bu sahnelerde ayrıca 3 kardeş arasında eski anılar tekrar canlanır. Babalarının sertliği, eski şarkılarla oynama hepsi tekrar ortaya dökülür.

Havva yıllar önce kocasının hastalanmasına ve ölmesine neden olur.

Kadir'in evde çekilen filminin çekimleri sırasında kamera arkası çekimlerinin sorumluluğu yeğeni Naz'a verildiğinde, büyük bir sevgi ve hayranlıkla annesi ve büyükannesiyle kendi videosunu çekmeye çalışırken Havva alakasız gibi görünen şeylerden bahsetmeye başlar. Havva'nın Bekir'in ölümünün nedeni olduğu ortaya çıkar. Halbuki Kadir daha önce görüntüleri izlemiş ve videoyu saklamıştır. Bu itirafı keşfeden Naz, annesine ve dayılarına çekimleri izletir. Yıllar önce, her gece olduğu gibi, Bekir, yıllar önce o uğursuz gecede şöminede büyük bir ateş yakmış ve tüm pencereleri kapatmış, sonra en sevdiği televizyonun karşısına oturmuştu. Ancak o sırada evdeki biri yangını söndürüp gecenin bir yarısı pencereleri açmış ve korkunç soğuk Bekir'i hemen etkilemiş. Adam ertesi sabah hastalanmış ve birkaç gün sonra ölümünün nedeni bu olmuştu.

Havva'nın itirafı babalarını anneleri yüzünden kaybeden çocuklar için oldukça acı vericiydi.

Havva'nın bunu yapmasının nedeni, Bekir'in oğluna verdiği ağır cezaya karşılık olarak, kendi adına bir cezalandırma önlemi gibi görünüyor. Kadir, küçük bir çocukken, annesi babasına karşı her zaman onun yanında yer aldığı için Havva'ya yakındı ve Havva, oğlunun çektiği acılardan çok incindi. Kocasını intikam için gece boyunca aynı soğukla karşı karşıya bıraktığında bunun doğuracağı korkunç sonuçların farkında değildi. Naz'a o gece Bekir'in çayına uyku ilacı karıştırdığını itiraf etmişti ama bu sadece onun pencereleri açıp ateşi söndürdüğünü fark etmemesi içindi. Kocasını dolaylı olarak öldürmenin suçluluğu hep Havva'da kaldı ta ki torununa itiraf edene dek. Bunu öğrenen çocukları ise yıkıldı.

Havva suçluluğuna alışır, ya çocukları?

Havva artık her seferinde aynanın karşısındaki görüntüsüne tükürür ve kendisini azarlar. Bunu vicdanını rahatlatmak için yaptığını söylemek yerinde olur.  'Cici'nin sonunda da yaşlı kadın, Naz'a suçunu itiraf ettiği videonun duraklatıldığı ekrana yürür ve tekrar kendine tükürür. Artık suçluluk duygusuyla yaşamaya alışmıştır peki ya gerçeği öğrenen çocukları? Bilemiyoruz.

Siz film hakkında neler düşünüyorsunuz? İzleyenleri yorumlara alalım.

Bunlar da ilgini çekebilir:

İzlediğinizde Uzun Süre Etkisinden Çıkamayacağınız Çarpıcı Filmler
Yılmaz Erdoğan'ın 'Sen Hiç Ateşböceği Gördün mü?' Oyunundan Birbirinden Güzel 13 Replik

Popüler İçerikler

Kılıçlı Yemin Olayında Yeni Gelişme: Teğmenlerden Sonra Komutanlar da Disipline Sevk Edildi
Bahis Reklam ve Teşvik! Acun Ilıcalı, TV8 ve Exxen Yetkilileri Hakkında Soruşturma Başlatıldı
Icardi'nin A Milli Takım Forması Giymesi İçin CİMER'e Başvuruda Bulunuldu!
YORUMLAR
28.10.2022

her yönüyle derinlikli bir filmdi çok beğendim çok duygulandım ellerine emeklerine sağlık her birinin.. diyalogları bir şiir dinler gibi dinledim, sanat eseri bir tablo izler gibi izledim..

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ