Seyahat tutkunları ve kitap kurtları bu yazı tam size göre… Ana karakter ya kaçar ya da gitmesi gereken bir yol vardır. Bu öyle bir yol ki karakter ne başına gelecekleri bilir ne de yolculuk sonunda dönüşeceği yeni benliğini… Sizin için naçizane seçtiğim seyahat ve gezi kitaplarını merak ediyorsanız buyrun listemize birlikte göz atalım.
Endülüslü çoban Santiago’nun İspanya’dan başlayıp Mısır’da sona eren yolculuğunu anlatan ünlü kitap Simyacı günümüzde hala birçok insanın hayatına yön veriyor. Gezgin olmak isteyen bir çobanın koyunlarının gittiği yere gitmesiyle başlayan serüveni gördüğü rüya ile devam eder ve bizi de bu fantastik dünyasına dahil eder.
Gündüz Vassaf’ın seyahatleri sırasında not aldığı yazıları aktardığı ve hikayede yer verdiği kitabında havaalanı kültürünü, alışkanlıkları, yapıların mimari özellikleri gibi özellikleri kendine has akıcı diliyle kaleme almış. Farklı insan profillerini okurken sanki sizinle sohbet ediyormuş gibi hissedeceksiniz.
Bodrum’u Fikret Adil’den daha farklı göreceğiniz Beyaz Yollar Mavi Deniz Halikarnas Balıkçısı ve Sabahattin Eyüboğlu ile yazarımızın Ege-Akdeniz yolcuğunu kendine has üslubu ve keskin gözlem gücüyle anlatılıyor. Fikret Adil kitabıla ilgili “Yolların büyük, çok büyük kısmı toz içinde bembeyazdı. Fakat deniz mavi idi. Bu sebepten notlarıma Beyaz Yollar Mavi Deniz adını veriyorum.” demiştir.
Mark Twain’in de en iyi yapıtı olarak kabul edilen Huckleberry Finn’in Maceraları Huck adındaki eğitimsiz, batıl inançları olan bir çocuğun ayyaş babasından kaçıp siyahi köle Jim’le birlikte Mississippi Nehri boyunca yaşadıkları maceraları anlatır. Farklı görünsede iki insanında kendi kölelik anlayışlarını yer yer ironik ve komik bir şekilde bize aktarıyor.
Güneydeki Ülke’de Şavkar Altınel’in kırkıncı doğum gününde çıktığı Avustralya yolculuğunun hikâyesini anlatıyor bize… Yazar seyahatinde gezerken bir yandan da kendisiyle bir yandan da “ömrünün güney yarımküresine girmiş, kırk yaşında bir yolcu” olmasıyla hesaplaşıyor. Kitap yayınlandığından son zamanların en iyi gezi kitabı olarak oldukça beğenildi.
Kitapta 81 il hakkında mekan ve otel önerileri, festival tarihleri ve müze önerileri gibi birçok rota önerisi bulunmakta. Bu kitabı diğer gezi kitaplarından belki de en önemli farkı her şehre ait özel QR kodların olması. Bu kod sayesinde o şehrin türkülerinden tutun Google Maps uzaklığını hatta yorumları görebileceksiniz.
Ana karakterin oğlu ve arkadaşları ile çıktığı motosiklet turunu anlatan roman felsefi bir yolculuğa çıkmanızı sağlayacak. Geçmişe yolculuk ve metalik-plastik yalnızlıkları ve akılcılığınızı sorgulatacak kitap oldukça farklı.
Yoldan Gelen Çok Konuşur isimli seyahatnamesinin ilk cildinde Polonya, Çekya, Almanya, Slovakya ve Ukrayna gibi Doğu Avrupa’ya götürüyor bizi Bilgehan Uçak. Romanlarıyla ünlü olan yazar sayesinde seyahat ve edebiyat iç içe…
Kitap; her ne kadar kalbi kırılan bir kadının nasıl kendini iyileştireceğini anlatsa da Arap baharının her konudaki etkisi ve özellikle kadınlara karşı olan bakış açısını da dile getiriyor. 4 kadının Tunus, Libya, Mısır ve Lübnan’da yaşadıklarını, hayallerini ve en önemlisi kaplerini okuyacağız.
Bu kitabı okuyanlar bilir, yazar bize seyahati değil aslıda seyyahlığı anlatır. Hatta seyahat etmeye karşı bakış açınızı da değiştirirse şaşırmayın. Şahsen severek okuduğum bu kitap seyahat severlerin başucu kitabı olmalı.
“Kaybedenler Kulübü” son filminde alıntı yapılan bir kitap Yolda… Yazarın ‘caz çalan bir radyo istasyonunun eşliğinde, durmamak için kağıtları rulo haline getirip birbirlerine ekleyerek, içtiği bardaklarca kahvenin ve uyaranların etkisiyle günde altı bin kelimeyle -ilk ve son günler daha fazla- üç hafta içinde yazdığı’ söyleniyor. Dostluğu, özgürlüğü, arayışı, kayıp babaları ve küskün oğulları, onulmaz yaşam hasretinin şarkısını kelimeler ile size muazzam aktaran bu kitabı mutlaka okumalısınız.
İmi biraz farklı olsa da junes verne’nin kitabından esinlenerek yazılan 80 günde Parasız devri Alem4 kıta ve 19 ülkeyi kapsıyor. Hala iyi insan vardır diyerek yola çıkan iki arkadaşın bu yürek isteyen hikayesi okumaya değer…
Yazarın cebindeki parayı çocuklara dağıtıp, kartlarını kırıp çıktığı yolculuğu, bu yolculuk sırasında dinlediği hikayeleri, öğrendiği ve gördüğü şeyleri bize aktardığı bu samimi kitap 8 aylık bir yolculuğu bize en naif şekilde anlatıyor.
Buket Uzuner’in Norveç, İsveç, Finlandiya, ABD, Cezayir, Danimarka ve Rusya’ya yaptığı seyahatleri sırasında kendini nasıl keşfettiğini okuyacağınız Bir Siyah Saçlı Kadının Gezi Notları Buket Uzuner’in bir nevi seyahatnamesi…
‘Tren mi var, atlayın; yol mu var, gidin. O yaşlarda yeni yerleri görmenin zevki başkadır. Tecrübeyle görmek de güzeldir ama gençlik enerjisiyle dolaşmak bir başkadır.’ Sözüyle vaktiniz varken bol bol gezin diyen İlber Hoca’nın Seyahatnamesi Türkiye’yi anlamak için “Güney Rusya ve Kafkasya, doğusundaki İran ve Hindistan, güneyindeki Suriye, Filistin ve Mezopotamya'nın yanı sıra Balkanları ve Akdeniz ülkelerini” anlamak gerektiğini yazdığı bu kitap oldukça değerli.
Prof. Dr. Mina Urgan’ın 'Benim gibi bir kocakarının hayatını kim merak eder ki...' Dediği ama kitap çıkar çıkmaz oldukça beğenilen kitabında yazar kendi anılarını zeki diliyle oldukça akıcı bir şekilde yazmış. Kitabı okurken ah keşke bende gitsem diyebilirsiniz.
1998 yılında Los Angeles Times Kitap Ödülü'ne değer görülen Satürn’ün Halkaları yazarın kendi notlarında oluşan bir kitap. Suffolk Kontluğu’nda yürüyüş yaptığında çocukluğuna, geçmişine, soykırıma, ölüm gibi insan eliyle yapılan yıkımları anlattığı bu sürükleyici kitabı okurken yazarken beraber olayları yaşıyor gibi hissedeceksiniz.
Che’nin nasıl “Che” olduğunu anlatan kitap yakın arkadaşı Alberto Granado’yla birlikte bir motosikletle çıktığı yolculuk boyunca yaşadıklarını, macera tutkularını ve farklı bakış açılarına ulaşma çabası ve en önemlisi cesaretinin yazılı olduğu kitap oldukça etkileyici.
“Bu kitap kendi kaderini çizmek isteyenlerin pusulasıdır” diyen Çağatay Özdemir kitabın karakteri olan gencin farklı ülkelerde, hiç bilmediği şehirlerde, bazen köhne pansiyon odalarda, bazen tren vagonlarında, bazense hiç tanımadığı insanların evinde yer yataklarında, her yalnız kaldığı anda, duygularını ve yaşadıklarını bize hissettiriyor.
Yegoruşka isimli küçük bir çocuğunun eğitimi için başlayan yolculuğunu, onun hissettiklerini ve yaşadıklarını Çehov’un kendi tarzıyla kemiklerinize kadar nasıl işlediğine siz bile şaşırabilirsiniz. Betimlemerinde kaybolacağınıza eminim…
Umarım hayatınıza dokunacak ve sizi gerçek benliğinize dönmenizi sağlayacak kitabı bulur ve o yolculuğa çıkarsınız.