'DHKP/C silahlı terör örgütü üyesi olmak' iddiasıyla yargılandığı davada 13 yıl altı ay hapis cezasına çarptırılan ve adil yargılanma talebiyle başlattığı ölüm orucunun 238. gününde hayatını kaybeden Avukat Ebru Timtik için İstanbul Barosu önünde anma töreni düzenlenmişti.
Baro binasına Timtik'ın posterinin asılması baro yönetimi hedef haline getirmişti.
İstanbul Barosu binasına asılan afişe tepki gösteren İçişleri Bakanı Süleyman Soylu,'Bugün bir terör örgütü mensubunun fotoğrafını İstanbul Barosu’na asanları şiddetle kınıyorum' dedi.
Sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunacağını belirten Soylu, 'Emniyet mensubu arkadaşlarımız derhal o fotoğrafı oradan kaldırdılar ama bu milletin vicdanıyla oynamasınlar artık' diye konuştu.
Adalet Bakanı Abdülhamit Gül ise tepkisini şu ifadelerle dile getirdi:
'Barolar bir hukuk kurumudur, barolar içinde tek ideolojinin adalet ve hukuk olması gerekir. Baro çatısının asla bir illegal yapının, terör örgütlerinin marjinal yapılarının propaganda merkezi olması ve arka bahçesi olması kabul edilemez. Yargının en önemli ayaklarından birisi savunmadır. Onurlu savunma cübbesini giyen avukatlar, yargının bir parçasıdır.'
İstanbul Barosu yaptığı yazılı açıklamayla gelen eleştirilere yanıt verdi. Avukat Ebru Timtik'in anması üzerinden İstanbul Barosu hakkında bir algı operasyonu yürütüldüğü ifade edilen açıklamada 'Son aylarda tartışılan ve yasalaşan çoklu baro sistemine de 'özel bir yarar' getireceği umulan bu tartışmaya, İçişleri Bakanının da gerçek dışı anlatımlarıyla katılmış olması dikkat çekicidir' denildi. Açıklamada Baro binasına asılan afişin 'baro yöneticilerine rağmen' asıldığı, afişinin daha sonra indirilerek yerine Türk bayrağı çekildiği anlatıldı. Yapılan 9 maddelik açıklamada şunları kaydedildi:
1. Dün İstanbul Barosu önünde yapılan anma sırasında, Av. Ebru Timtik’in posteri Baro tarafından asılmamıştır. Poster “baro görevlilerine rağmen” Müdür Yardımcısının odasına girilerek asılmıştır.
2. Bu poster, İçişleri Bakanının beyanının aksine, güvenlik güçleri tarafından değil, bizzat Baro görevlilerince indirilmiştir. Bunun tanığı da, güvenlik güçleridir.
3. İstanbul Barosu, bu noktadaki tavrının işareti olarak binaya Türk Bayrağı çekmiştir.
4. Av. Ebru Timtik için Mahkemece verilen karar, kesinleşmemiştir. Bir hukuk kurumu olarak konumumuzu belirleyen en temel ilke, evrensel hukukun genel kabule ulaşmış kurallarının başında gelen “masumiyet karinesi”dir. Kaldı ki, anlatmaya çalışılan da o yargılamadaki ihlaller ve kararın yanlışlığıdır. Bu çerçevede bir terör üyesinden veya terör savunuculuğundan söz edilmesi, düzenlenen algı operasyonunun bir parçasıdır.
5. C. Savcısı M. Selim Kiraz’ın şehit edilmesi ile ilgili terör eyleminde, Av. Ebru Timtik’e yöneltilen bir iddia yoktur. Henüz kesinleşmeyen kararda da bu yönde bir saptama yoktur.
6. M. Selim Kiraz’ı şehit eden eylem, İstanbul Barosu tarafından en ağır şekilde lanetlenen bir terör eylemidir. Bugün de aynı anlayış içinde bulunan Baromuz, her yıl Savcımızı anmakta ve onun isminin yaşatılmasına verdiği önemi her yıl özel olarak vurgulamaktadır.
7. Av. Ebru Timtik özelinde savunduğumuz değer, “adil yargılanma ilkesi” dir. Bu alanda ülkemiz yargısının çok ciddi bir sorun yaşamakta olduğu, tüm hukukçuların malumudur. İstanbul Barosu olarak bu tartışmaların dışında kalmamız beklenemez.
8. Bu tartışmanın içinde bulunmak, “ölüm orucu” eyleminin kutsanması anlamına gelemez. Daha önce de, bu türden eylemler sırasındaki tavrını açıkça ilan etmiş olan İstanbul Barosu, bugün de aynı noktadadır. Ölüm orucu, onanacak bir eylem değildir. Yaşam hakkını öncelikle savunan bir kurumsallığın başka bir noktada bulunması beklenemez.
9. Burada önemli olan konu, yaşadığımız soruna “insan hakları odaklı” yaklaşıp yaklaşmadığınızdır. Ölüm orucundaki avukatların eylemlerinin sona ermesini sağlamak uğruna, başlangıçtan bu yana etkin bir çaba gösterilmiştir. Bu çabalarımızın odağındaki temel yaklaşım, sadece ve yalnız “ölümü engellemek” olmuştur. Son kez 18.08.2020 tarihinde, hastane ziyaretleri yaparak soruna dair duyarlılıkları anlatan 9 Baro Başkanımızla birlikte, “görünen bu gelecek” işaret edilerek basın toplantısı ile uyarılmıştır. Ne yazık ki, bu uyarılar beklenen karşılığı bulmamıştır.
İstanbul Barosu; resmî sitesi ve sahiplendiği tüm mecralarındaki yazı, afiş, duyuru, bildirge ve toplantıları ile çizgisini “net biçimde” ortaya koyan bir hukuk kurumudur. Bu çizgiyi tanımak isteyenleri tarihe geri götürecek bütün kaynakları açık iken, şimdi o çizgi üzerinden yaratılmaya çalışılan kuşkular, bir algı operasyonudur. Hukuk bilincinin yeterli gelişim süreci izlememiş olması nedeniyle, böyle bir algı operasyonunun yararlı olacağını düşünenler, karşılarında avukatları bulacaklardır.
İstanbul Barosu, demokratik, laik, sosyal, hukuk devletinin Atatürk Devrimlerinden doğduğunu bilen ve bu Cumhuriyetin değerlerini yaşayıp yaşatmayı amaçlayan mücadelesine aynı bilinçle devam edecektir.
Cinler mi astı utanmazlar? Atatürkçü geçinmeleri yok mu birde bu kadar koftiden yalandan dolandan Atatürkçü olmaktanda mı utanmıyorsunuz, Atatürk olsaydı yedirirdi size o posteri o zaman anlardınız neyin ne oldugunu! ülkenin geldigi duruma bak yav teroristlere alenen canak tutuluyor, yazık! Savcımızın kemiklerini sızlattınız sorumluları kimse bir an önce yakalanması dileğiyle!
teröristin resmi olmaz, asılmaz. Devletime kurşun sıkan, ölecek yaşta ve cinstedir.
Kuzenleri mi asmış?