Çoğumuz için hayattaki hedeflerimiz bir ömür boyu ulaşılamaz büyük hayaller kadar uzak gelebilir. Ancak hayata olan bakış açınızı bu ufak taktiklerle değiştirip yeni kararlar aldığınızda, hedeflerinizin size aslında bir adım uzakta durduğunu fark edeceksiniz. İşte Einstein'dan Edison'a kadar hedeflerine ulaşmış insanların hayatından, sizin de bir an önce uygulamaya başlamanız gereken önemli taktikler... 👇
Medium'dan Benjamin Hardy'nin hayatınıza bir an önce uygulamanızı önerdiği taktiklerini sizler için derledik;
Hedefleriniz sizi ne kadar çok motive ediyorsa, ulaşma şansınız o kadar yüksek demektir. Ünlü yazar Napoleon Hill 'Düşün ve Zengin Ol' isimli kitabında 'Tüm başarıların kökeni istektir. Umut ya da dilek değil, hepsini ezip geçecek kadar güçlü bir istek' demiştir.
Kendinizi diken üzerinde hissetmeniz için hedeflerinize zaman kısıtlaması koyabilirsiniz. İçten içe kendinize bahaneler üretiyorsanız belki de hedeflerinizi yeniden gözden geçirmeniz gerekiyordur.
Bilinciniz ve bilinçaltınız sürekli birbirleriyle savaş içinde olabilirler. Siz hayata pozitif bakmaya çalışsanız da bilinçaltınız önünüze geçebilir.
Uyku haline geçtiğiniz süreçte beyin dalgalarınız Beta frekansından derin uykunun Delta frekansına geçiş yapar. Tam bu aradaki durumda ise bilinçaltınızın algıları açıktır. Thomas Edison'ın 'Bilinçaltınıza bir hedef koymadan uyumayın' demesinin altında yatan sebep budur.
Anlayacağınız uyumadan hemen önce hedeflerinizi düşünmeniz ve detaylı bir şekilde hayal etmeniz, hatta sürekli olarak tekrar etmeniz bilinçaltınıza bu fikri yerleştirecektir.
Einstein'ın dünya çapında ün kazandığı çalışmalarını yayınladığı 1905 yılında aslen akademisyen olarak değil de bir patent ofisinde çalıştığını biliyor muydunuz? Einstein'ın çalıştığı bu farklı ortam kendisine farklı bakış açıları kazandırmış, farklı sorular sormasına neden olmuştur.
Elon Musk'ın eski eşi Justine Musk'ın da ünlü bir sözü vardır: 'Kendinize bir alan seçin ve uzman olun. Sonra başka bir alana geçin ve onda da uzmanlaşın. Örneğin mühendislik ve iş dünyası diyelim... Bu iki dünyayı kendi içinizde birleştirip ortaya yeni fikirler çıkarabilirsiniz. Ya da iki dünyanın dilini de konuşabildiğiniz için arada rekabet yaratabilir, avantajlı olabilirsiniz. İnanılmaz bir aydınlanma yaşayana kadar bu iki farklı taraf arasında hareket etmeye devam edin.'
Günümüzün en büyük hatalarından birisi sadece sonuç odaklı yaşamaktır. Başarıya ulaşmak istediğiniz bir sektör varsa bu sektördeki ünlü isimlerin yaşadıklarına göz atın. Başarı her zaman arkasında ipuçları bırakır.
Merakınıza tutunun, kimsenin bulmadığı yolları arayın.
'Dünyanın en üst sınıf tabakası diğer insanlarla yarışmaz. Kendi kurallarını koyarlar ve diğerlerini kendileriyle yarışmaya sürükler' demiştir yazar Tim Grover.
Çoğu insan ise rakip gördüğü kişilerin ne yaptığını izler. Diğer insanları bir yana bırakın, kendi değerlerinizi bulup çizgilerinizi çekin. Sizin için öncelik neyse ona dikkat edin, merakınızın peşinden gidin.
Başarılarını takdir ettiğiniz insanların yaptığı her şeyi takip etmek yerine analiz edin ve %20'sini kullanın. Uygulamanız gereken anahtar kelimeleri bulun ve bu yolları takip edin.
Yeni şeyler öğrenmek beyninizin ön lobunu yani kısa dönem hafızanızı çalıştırmanızı sağlar. Ancak öğrenme aşamasını geçtikten sonra %90'lık bir kısmını boşaltır! Çünkü artık otomatik olarak o işleri yapmaya başlarsınız.
Yani yeni bir işe girişmeden önce, örneğin haber yazısı yazmadan önce yüzlerce örneğe göz atın. Bu şekilde attığınız ufak adımlar kendinizi işe hazırlamanızı sağlar, hem daha hızlı öğrenirsiniz hem de diğer insanların gözden kaçırdığı noktaları yakalarsınız.
Eğitim sistemimiz sayesinde ilk olarak teoriyi öğrenmemiz gerektiğini düşünüyoruz ancak uzun dönem kalıcı olarak öğrenmenin asıl yolu yaparak görmektir. Bunun aşamalarını kısaca şöyle özetleyebiliriz;
Yapmak istediğiniz şeyin en temel kurallarını öğrenin.
Gerçek hayatta bunu uygulayın.
Öğretmeninizden veya ustanızdan geri dönüt isteyin. Yaptığınız ilk işler muhtemelen başarılı olmayacaktır, merak etmeyin.
Aldığınız bildirimleri uygulayarak defalarca denemeye devam edin.
Yapılan araştırmalara göre öğrendiklerinizi gerçek hayat senaryolarına uyarlamak, gerekirse hayal bile kurmak çok fayda sağlar. Buna ek olarak öğrenmenin en verimli yollarından biri, işini bilen insanlardan sürekli geni dönüşler almaktır.
Bize öğretilenin aksine orijinal fikirleri üretmek kolay bir süreç değildir. Deneme yanılma yoluyla defalarca kez üretmek sizi asıl başarıya götüren yol olacaktır. Mesela biz sadece birkaç tanesinden haberdar olsak da Edison'ın 1900 farklı patenti vardır. Mozart 600'den fazla beste yazarak 6 ustalık eserini vermiştir. Yani niteliğe ulaşmadan önce niceliği denemekte zarar yoktur.
Eğer belli konularda başarılı olmak istiyorsanız tamamen bu alanlara odaklanın. Verimli çalıştığınız saatlere dikkat edin, gelirinizi ve en çok nerelere harcadığınızı kaydedin, örneğin iyi bir sporcu olmak istiyorsanız günlük başarılarınızı not alın ve her defasında daha fazlasını yapmaya odaklanın.
Eğer daha çok çalışmaya sizi itecek bir beklenti yoksa kendi potansiyelinizin farkına varamazsınız. Çoğu insan sınırlarını zorlamadığı için ne kadar çok şey başarabileceğini bilemez.
Motivasyon konusunda yazılmış ünlü 'Beklenti Teorisi'ne göre en önemli üç nokta hedefinize verdiğiniz değer, sonuçlara ulaşmanızı kolaylaştıracak davranışlar ve bu davranışları yapabileceğinize olan kendi inancınız.
Kendinize en iyi insanları örnek alın, kendi hızınızı ayarlayın ve daha yükseği hedefleyin.
Pygmalion etkisi, etrafınızdaki insanların beklentilerine göre sizin davranışlarınızın değiştiğini gösteren önemli bir teoridir. Çocukluğumuzda ailemizin bizden bekledikleriyle başlayan bu davranış aslen nesillerce süregelmiştir.
Mesela bir kavanoza koyulmuş ateş böceği olsaydınız, diğer insanlar sizi daha büyük bir kavanoza koyduğunda daha hızlı büyürdünüz...
İnsanlar olarak ne şanslıyız ki girdiğimiz her ortama uyum sağlayacak kapasitemiz bulunuyor! Yukarıda bahsettiğimiz gibi daha büyük bir kavanoza girdiğinizde önce garipseyecek, sonra büyümeyi öğrenecek ve en sonunda bu kavanozu dolup taşıracak güce sahipsiniz.
Çinli bilge Laozi'nin 'Öğrenci hazır olduğunda öğretmeni yanında olacaktır. Öğrenci gerçekten hazır olduğunda ise öğretmen artık kaybolacaktır.' sözünde anlatıldığı gibi, size fikir veren ustanızın hedeflerine takılı kalmayın. Tanıştığınız her bir usta size bir yere kadar yardımcı olacaktır.
Kimse hedeflerinize ulaşmanızı sizin kadar çok istemeyecektir, unutmayın. Ayrıca akıl hocası olarak gördüğünüz kişilere dikkat edin. Eğer size koydukları hedeflere ulaşmak istemiyorsanız, sizin için doğru yol değil demektir. 'Ben gerçekten bu insan gibi olmak istiyor muyum?' sorusunu kendinize sorun.
Hepimiz kendi başarımızdan sorumlu olsak da bu yolda yalnız yürümüyoruz. Size yardımı dokunan insanların hakkını yemeyin, egonuza kapılıp geldiğiniz yeri unutmayın. Her zaman mütevazı olun.
Hayatınızın bir noktasında derin bir farkındalık yaşayarak daha önce hiç görmediğiniz bakış açısıyla dünyaya bakabilirsiniz. Zihninizdeki bu değişimle beraber bu dünyadaki yerinizi, öneminizi düşünmeye başlayabilirsiniz. Düşünmekten ve keşfetmekten çekinmeyin. Ne kadar geniş bir açıyla dünyaya bakarsanız o kadar bilge olursunuz.
'Yatay adım atmak ne yahu?' diye merak etmiş olabilirsiniz. Hayatı ve hedefleri sadece merdiven basamaklarını çıkmak gibi düşünmeyin. Kendinizi hiç düşünmediğiniz bir alana geçiş yaparken, farklı bir pozisyonda bulabilirsiniz.
Örneğin ABD başkanlarının büyük bir kısmı siyasetle uzun vakit geçirmemiş insanlardan oluşur. İş insanı olan Donald Trump, aslen oyuncu olan Ronald Reagan, akademisyen olan Woodrow Wilson...
Birçok insanın gözünde para sınırlı bir kaynaktır. Ancak araştırmalara göre, temel ihtiyaçlarını karşılayabilen insanlar için en önemli şey ruh halleridir. Ruh hali ise paradan bağımsız olarak değişebilen, kişiye bağlı bir durumdur.
İster paraya, ister kendinize olan bakış açınızı değiştirebilirsiniz. Her şeyi kategorilere koyan, sınırlar çizen aslında kendi bilincimizdir.
Modern dünyada her şeyi zamana göre ayarladığımız ve hatta kısıtladığımız için durup her şeye uzaktan bakmayı unutuyoruz. '22 yaşına geldiğinde üniversiteden mezun olman gerekir', 'Bu işte başarılı olmak için en az 3 yıl lazım' gibi kısıtlamalarla yaşıyoruz. Ancak zaman koyduğumuz sınırlar aslında bizim kendi potansiyelimizi baltalıyor.
Zamanla ilgili keskin çizgiler çekmeyi bırakın. Ulaşmak istediğiniz hedefler size tahmin ettiğinizden daha yakın.
Başarıya ulaşmak için sizin ilk adımınız ne olacak? Yorumlarda buluşalım...