Mohsen Namjoo'nun yazdığı mektup şöyle:
'Benim adım Mohsen Namjoo. Türkiye'ye ve Türk halkına olan sevgim, vatanım İran'a olan sevgim kadar büyük. Bunu söylüyorum çünkü Türkiye'deki izleyicilerim ve Türk halkı bana her zaman kendilerinden biriymiş gibi davrandı. Bu paylaştığımız bir aşk, hiçbir şeyin bizden alamayacağı bir aşk.
On yıl önce verdiğim ilk konserden bu yana Türkiye’de beşten fazla turne düzenledim. Her zaman sevgi ve saygıyla karşılandım, aynı şekilde karşılık verdim. Ama son zamanlarda, beni tanımayan küçük bir grup insan ve bu küçük grubu sosyal medyadan takip eden bazı kişiler, beni Kuran-ı Kerim'e hakaret etmekle suçladılar.
Sadece hayranlarıma değil, tüm inanç sahiplerine, bunun hiçbir dayanağı olmayan ciddi bir suçlama olduğunu ivedilikle belirtmek istiyorum. Bu suçlama, bu korkunç dedikodu, sadece sanatsal kariyerimi tehlikeye atmakla kalmıyor, aynı zamanda beni çok derinden yaralıyor. Benimle aynı inanca sahip insanların inancıma sırtımı döndüğümü söylemesi beni çok üzüyor.
Bu nedenle medyadan bu dedikoduları yaymamasını, yalan ve söylenti yaymayı bırakmasını ve gazeteciliğin kurallarına uymasını, sadece doğruyu yazmasını rica ediyorum;
Gerçek şu ki: Ben, Mohsen Namjoo, kutsal Meşhed şehrinde dindar bir ailede büyüdüm. 20 yaşıma kadar Kur'an kursuna gittim ve üç yıl boyunca üç büyük kıraat ustası olan Mustafa İsmail, Abdurrahman Tablawi ve Ragheb Gholush tarzında mukaddes Kur'an-ı Kerim okudum. Eğitimimden sonra Meşhed'de üç yıl geçirdim, Tecvid ilmini; Kuran kelimelerinin telaffuz bilgisini öğrettim
Bir çok kez üniversitelerde, özellikle ABD’de klasik Fars şiirinin Arap dilinin ritimlerini nasıl benimsediğini anlattığım dersler verdim.
Bu derslerde, Kur'an-ı Kerim'in bariz kutsal içeriğine ek olarak, ilahi kelamın mucizevi ve şiirsel ritimlerine de sahip olduğuna, bunun da çağlar boyunca benim gibi müzisyenleri ve şairleri cezbettiğine dikkat çektim. Başka bir deyişle, Kur'an-ı Kerim benim müzikal temelim oldu.
Büyük Mevlana'nın Mesnevi’sindeki 'Musa ve Çoban' kıssasında açıkladığı gibi, insanları Allah'a nasıl ibadet ettikleriyle yargılamamak gerekir, Allah'a inanmaları ve sevmeleri yeterlidir.
Şimdi duygularımı ve inançlarımı herkese açıklayayım:
- Türkiye'ye ve halkına olan sevgim sonsuzdur.
- Ben ne dinsizim, ne de Allah'sızım.
- Ben bir Müslümanım ve kendimi asla başka bir inanca ait olarak görmedim.
- Her zaman ilham kaynağım olan Kur'an-ı Kerim'le asla alay etmedim, O’nu küçük düşürmedim.
- Kuran'ın hiçbir ayetini değiştirmedim. Bu ciddi ve asılsız bir suçlamadır.
- Yayılan iftiraların aksine, Allah'a dua ettiğim Mojir 2016 şarkımı dinlemenizi tavsiye ediyorum.
- Tüm Türk halkından, ifade özgürlüğüne kalpten inanan ve saygı duyan herkesten, tüm bu suçlamaların asılsız
saçmalıktan başka bir şey olmadığını gösterecek bu videoyu yaymalarını rica ediyorum. Dikkatle dinleyin!
Şarkının sonundaki ses Allah’a yakaran sevgili babama aittir
Neyimin hareketisin bilmem ama siz fazla olmayı arşa çıkardınız. Hayırdır kimin maşasısınız. BU genişlik kimden geliyor.
Dininle tanışmış oldun bu sayede fena mı
Türkiye'de bazı aşırı kesimler tarikat yurtlarında oğlan/kız çocuklarına sulananlara düşman değil ama